Kur savaşları emtiayı tetikledi

İhracatta rekabet güçlerini korumak isteyen ülkelerin ulusal paralarının değerini düşük tutmalarıyla başlayan kur savaşı emtiayı tetikledi.

Abone ol

Evrim KÜÇÜK

İSTANBUL - Küresel büyüme hız keserken herkes ticarette rekabet gücünü kaybetmekten korkuyor ve ihracatlarını korumak için kurları kullanıyor. Özellikle Asya ve Latin Amerika'da merkez bankalarının piyasalara müdahale ederek paralarını devalüe etmeleri, enflasyon endişesi doğuruyor. Enflasyona karşı hassas olan emtia ürünleri ise, kendilerini döviz piyasalarındaki hareketlere karşı koruma altına almak isteyen yatırımcının akınına uğruyor.

Kur savaşlarının ve devalüasyon tartışmalarının gündeme oturduğu şu günlerde emtia fiyatlarında ciddi bir yükseliş yaşanıyor. Yılın üçüncü çeyreğinde emtia piyasalarında yaşanan ralli, merkez bankalarının piyasalara yaptığı müdahalenin etkisiyle dördüncü çeyrekte de devam ediyor. Asya ve Latin Amerika'da paraların devalüe edilmesi, piyasalara daha fazla para girişi ve enflasyon anlamına geliyor. Diğer yandan, ABD Merkez Bankası'nın (FED) parasal gevşeme politikası euronun dolar karşısında güçlenmesine neden oluyor.

Yatırımcı hem enflasyona karşı kendini güvence altına almak hem de zayıf dolara karşı kendini korumak için emtia piyasasına yönelince, değerli metaller, endüstriyel metaller ve petrol fiyatlarında hızlı bir çıkış yaşanıyor. 19 hammaddenin fiyatının takip edildiği Reuters-Jefferies CRB endeksi 9 ayın zirvesinde. New York'ta altın fiyatları cuma günü 1.320 dolar/ons gördükten sonra dün 1.318 dolar civarında gezinmeye devam etti.

Bu yıl yaklaşık yüzde 30 değer kazanan spot altının ons fiyatının yılsonunda 1500 doları görebileceği belirtiliyor. Gümüş fiyatları, 21.98 dolar/ons ile 30 yılın en yüksek seviyelerine yakın seyrini koruyor. Diğer değerli metallerden platin yıl başından bu yana yüzde 14.3 değer kazanarak şu sıralar 1.685 dolar/onsa ulaşmış durumda. Paladyum ise yüzde 40'lık artışla 564 dolar/onstan satılıyor.

Paladyum geçen hafta, iki yılın en yüksek seviyesini gördü. Endüstriyel metaller de son ayların en yüksek düzeyinde. Londra'da işlem gören bakırın fiyatı yıl başından bu yana yüzde 9.9 yükseldi. Son zamanlarda çıkışını hızlandıran bakır, Londra'da 8.178 dolar/tona kadar çıktı. Bakır fiyatları dün biraz gevşeyerek 8.095 dolara indi ancak bunun nedeni stoklardaki artış. Nikel de, mayıs ayından bu yana ilk kez 24 bin dolar/ton seviyesini aştı. Son haftalarda teknik analizlerin yükselişe işaret etmesinin yatırımcıyı satış yapmaktan uzak tutması da fiyatların yükselmesinde etkili oldu.

Yatırımcının, emtiaya ilgisinin yoğunlaşmasıyla kalay fiyatları tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 25 bin doların üzerine çıkmaya çalışıyor. Yılbaşından bu yana yüzde 5.47 değerlenen alüminyum 2.342 dolardan işlem gördü.

Uzmanlar, devalüasyonun doğurduğu enflasyon riskinin yatırımcıyı hammadde piyasalarına yönelttiğini belirtiyorlar. Barclays Capital analistlerinden Kevin Norrish, dördürcü çeyrekte önemli ciddi oranda fiyat artışları beklediğini söylerken, BM Tarım ve Gıda Örgütü'nün (FAO) gıda fiyatları endeksi 2008'de krizinin zirve yaptığı dönemden bu yana en yüksek seviyesinde bulunuyor.

Sıcak paraya kontrol

Küresel büyüme hız keserken herkes ticarette rekabet gücünü kaybetmekten korkuyor ve ihracatlarını korumak için kurları kullanıyor. Brezilya, Meksika, Peru, Kolombiya, Kore, Tayvan, Güney Afrika, Rusya ve Polonya dahil birçok ülke yerel para birimlerinin daha fazla değer kazanmasını engellemek için doğrudan piyasalara müdahale ediyor ya da paranın değer kazanmasına neden olan sıcak para girişini azaltmanın yollarını arıyor.

Japon aracı kurum Nomura Holdings, ABD Merkez Bankası (FED) ve diğer gelişmekte olan ülke merkez bankalarının parasal gevşeme politikalarının parayı yüksek getirili gelişen ülkelere gitmeye zorladığını ve söz konusu ülkelere ciddi bir para girişi yaşandığını bildiriyor. Goldman Sachs'ın verilerine göre Asya'ya son 15 ayda net para akışı ortalama 520 milyar dolar, Latin Amerika'ya ise 74 milyar dolar olarak gerçekleşti. Banka, piyasalara müdahalenin birçok sorun doğurduğunu ve bundan sonraki adımın 'doğrudan sermaye kontrolleri' olabileceğini düşünüyor. Uzmanlar, kura müdahalenin ve ticaret savaşlarının enflasyona katkıda bulunacağı uyarısı yapıyor. Çünkü kur savaşlarında en önemli silah 'para basmak'.

Bir ülke ne kadar çok para basarsa, parasını o kadar fazla zayıflatır, ya da en azından paranın değerlenmesine engel olur. Ancak herkes aynı şekilde para basmaya başlarsa, o zaman kurlarda önemli bir değişiklik meydana gelmez fakat global para arzı artar.

Bu tip bir kur savaşı da reel ekonomiyi düzeltmekten ziyade sadece nominal ekonomiyi düzeltir, bu da ekonomistlere göre enflasyon anlamına geliyor. Bu eğilimin sonucu ise uzmanlara göre 'küresel stagflasyon (durgun ekonomiye karşın yüksek enflasyon). Dünya ekonomisi için bir tehdit olarak görülmeye başlayan kur savaşları, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) 8 Ekim'de başlayacak yıllık toplantılarında gündemin üst sıralarında yer alacak.

IMF, kur savaşına karşı işbirliği istedi

IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, toplantılara kısa bir süre kala yaptığı açıklamada, gelişmiş ülkelere ekonomik canlanmayı riske atacak bir para birimi savaşından kaçınmak için işbirliğine gidilmesi çağrısı yaptı. Strauss-Kahn, çok dengesiz olmakla birlikte küresel ekonomik canlanmanın devam etmekte olduğunun altını çizdi.

Kahn, "Kriz döneminde küresel işbirliğini artırarak daha kötü bir durumdan kaçınmayı başardık. Şimdi ise para politikası ve mali teşviklerde koordinasyon isteği azaldı. Dünyada bir para birimi savaşı başlaması ihtimali görüyoruz" diye konuştu. Strauss-Kahn, küresel düzeyde işbirliğinin oluşmaması halinde, ülkelerin kendi başlarına küresel bir soruna çözüm bulma çabalarından kaynaklanacak yeni bir kriz ortaya çıkabileceğini belirtti.

Yeraltı sularındaki azalma, kârı yüzde 10 düşürecek “Ülkenin birinci sorunu ekonomi değil Güneydoğu” Mersin'de yan yatan geminin mürettebatı kurtarıldı Borsa günü düşüşle tamamladı 'Ateşkes' derken İsrail yine Beyrut'u vurdu