KPSS davasının ilk duruşması 21 Mart'ta yapılacak

10 Temmuz 2010'da yapılan KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin açılan davada sanıklar, "silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından yargılanacak.

Abone ol

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 10 Temmuz 2010'da yapılan KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 230 kişi hakkında açtığı davanın görülmesine, 21 Mart Pazartesi günü Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak. 

Sanıklar, "silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından yargılanacak. Dava, 21 Mart'tan sonraki günlerde de devam edecek.

Soruşturma, 10 Temmuz 2010 tarihli KPSS Eğitim Bilimleri, Genel Kültür ve Genel Yetenek alanlarında gerçekleştirilen 3 sınav öncesinde soruların sızdırıldığı iddiaları üzerine başlatılmıştı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman, Aralık 2015'te davayı açmıştı. 

Savcı Erkman, sınavdan önce soruların Fetullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Ankara Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği görevlisi Berat Koşucu tarafından Süleyman Mustafa İnanıcı aracılığıyla, Yalvaç'ta ikamet eden sanık Baki Saçı'ya e-maille gönderildiğine dair deliller üzerine başlatılan soruşturmada "örgüt" bağına da ulaşmıştı.

Erkman, iddianamede "Soruşturmada olayın sadece yerel ölçüde kalmadığı, soruların bu şahıslar haricinde sınava giren birçok adaya örgütlü şekilde ulaştırıldığı, şüpheli konumunda bulunan kişilerin birlikte hareket ettikleri, bu birlik ve beraberliğin tesadüflerden ibaret olmadığı ve birçok ortak noktalarının olduğu tespit edilmiştir. Delillerin değerlendirilmesinde eylemlerin hiyerarşik ve örgütlü gerçekleştiği anlaşılmıştır" ifadelerini kullanmıştı.

Cemaat bağı

İddianamede, sanıklar arasında "cemaat bağı" olduğu, soruların sınavdan önce genellikle bu bağa uygun dağıtıldığına işaret edilerek, profilleri, iş yerleri, aralarındaki mali ve sosyal irtibatları incelendiğinde, sanıkların FETÖ/PDY içinde yer aldıkları kaydedilmişti.

Fetullah Gülen'in, örgüt mensuplarına yurt dışından medya üzerinden talimat verdiği ifade edilen iddianamede, Gülen'in, devlete sızmayı esas alan bir konuşması hatırlatılarak, "Gülen'in, geçmiş yıllardaki konuşma kayıtlarında, devletin yasama, yürütme ve yargı erklerinin ele geçirilmesine ilişkin talimatlar verildiği, örgütün gerçek amacına ulaşmak maksadıyla ve örgüte bağlı kadroları kamu kurumlarına yerleştirmek suretiyle devleti ele geçirmeyi hedeflediği görülmektedir" denilmişti.

Tekrarlanan sınavla devlet 9 milyon 111 bin lira zarara uğradı

İddianamede, 294 bin 909 adayın katıldığı 2010'daki KPSS Eğitim Bilimleri sınavının iptal edilerek yeniden yapılmasıyla, devletin 9 milyon 111 bin 138 lira 13 kuruş zarara uğradığı belirtilmiş. YÖK Denetleme Kurulunun, Genel Yetenek sorularının da sızdırıldığı raporuna rağmen, bu alanın iptal edilmemesiyle sayıları kesin bilinmemekle beraber binlerce kişinin haksız şekilde devlet memuru olduğu bildirilmişti.

Soruşturma konusu sınavı, 81 ilden yüz binlerce adayın varlık-yokluk meselesi olarak gördüğü ve sınava aylarca hazırlandığı ifade edilen iddianamede, Anayasa'nın, devlete, kamuya atanmayı sağlayan sınavın hakkaniyet ölçülerinde gerçekleştirilmesi görevi verdiği vurgulanmıştı.

"Rejim için büyük tehlike"

"FETÖ/PDY örgütü"nün, ÖSYM ve kurumların yaptığı tüm sınav sorularını önceden elde ettiğine dair deliller bulunduğu, bu faaliyetlerin cumhuriyet ve topluma yönelik bir eylem olduğu ifade edilen iddianamede, şunlar kaydedilmişti: 

"Aralarında mali-himmet, sosyal, iş yeri, HTS vs bağı olan, emir-komuta zinciri altında çalışan örgütün kamu görevine atanmada sınav sorularını elde etmek suretiyle diğer kesimlere nazaran öncelik kazanması, kendi mensuplarını, sınav sorularını dağıtıp sınav kazandırarak devlet kurumlarına yerleştirmesi ve memur olanların da himmet adı altında örgüte finansal destek sağlaması rejim için büyük tehlike oluşturan, anayasal ilkelerimize, kamu görevine atanmada eşitlik ve liyakat ilkelerine aykırı, toplum değerlerini, barışını, huzurunu, devlete olan güveni zedeleyen, kul hakkına giren, aileleriyle, yakınlarıyla beraber milyonlarca insanı derinden üzen bir durumdur." 

Sanıklar arasındaki yakın ilişki

Yüksek net yapan sanıkların çoğunun aynı dershane, okul ve şirket çalışanları veya eş, kardeş ve diğer akrabaları olduğuna dikkat çekilen iddianamede, yüksek net yapan 3 bin 227 adaydan bin 970'i arasında telefon irtibatı, bin 148'i arasında akrabalık bağı bulunduğuna, 896'sının karı koca olduğu, 2 bin 690'ının aynı kurum ya da firmada çalıştığı belirtilmişti.

İddianamede, bin 136 adayın aynı adresi, 217 adayın ise aynı site veya apartmanı iletişim adresi olarak bildirdiklerine işaret edilerek, 3 bin 227 adaydan bin 175'inin yüksek başarıya rağmen tekrarlanan sınava katılmadığı, sınava katılan 2 bin 52 adayın bin 999'unun ise puanını düşürdüğü kaydedilmişti.

Mağdurlar ve sanıklar

ÖSYM Başkanlığı ve Maliye Bakanlığının "mağdur kurumlar" olarak yer aldığı iddianamede, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'un da arasında bulunduğu 272 kişi şikayetçi olarak gösterilmişti. 

Sanıklar arasında eski ÖSYM Başkanları Prof. Dr. Ünal Yarımağan ve Prof. Dr. Ali Demir ile eski Fatih Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan da bulunuyor. 

Yarımağan'a "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, göreve ilişkin sırrın açıklanması, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" suçlamaları yöneltilerek 27 yıla kadar hapsi isteniyor. 

Demir'in ise "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçunu işlediği öne sürülerek, 4 yıla kadar hapsi talep ediliyor. 

Terör örgütü yönetmek ve kurmakla suçlananlar 

İddianamede, sınav sorularının sanıklara dağıtıldığı kaydedilen Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneğinin Genel Sekreteri Mehmet Hanefi Sözen, eski Rektör Şerif Ali Tekalan ile Cemil Koca, Yusuf Rodoplu, Bülent Sırtaş, Yusuf Hayri Yıldızhan, Ayhan Kelebek, Ümüt Çakıcı, Süleyman Savat, Abidin Pişgin, Kadir Tufan, Ramazan Şahin, Muharrem Öztürk, Nebil Ekiz ve Ramazan Gözel'e "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme ile zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlamaları isnat ediliyor ve 36'şar yıla kadar hapisleri istenmişti. 

Diğer sanıklara da "terör örgütüne üye olmak, kamu kurumunun zararına zincirleme dolandırıcılık, zincirleme resmi belgede sahtecilik, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, suç delillerini yok etmek, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" gibi çeşitli suçlamalar yöneltilmişti. 

İddianamede, sanıklardan Koca'nın "Paralel yapı içerisinde faaliyet gösteren ve Ankara'da yapılanmaya ait okullardan sorumlu emekli öğretmen", Başkent Eğitim Yayın ve Ticaret AŞ Anadolu Kurul Eğitim AŞ ve Atlantik Eğitim Yayın AŞ firmaların ortağı ve açık kaynak araştırmalarına göre Samanyolu Kolejleri Genel Müdürü olduğu belirtilmişti. 

Rodoplu'nun "2010 yılı Türkiye eğitimden sorumlu imam" ve açık kaynak araştırmalarına göre "FETÖ/PDY kuruluşlarından olduğu değerlendirilen" Körfez Dershaneleri sahibi, Çakıcı'nın Yeni Renk Dershaneleri ve Eksen Bilimsel Eğitim AŞ'nin ortaklarından olduğu bilgilerine ulaşıldığı aktarılan iddianamede, Savat'ın "Ankara bölge mali sorumlusu" ve Turgut Özal Üniversitesi mütevelli heyeti üyesi olduğu bildirilmişti. 

İddianamede, sanık Tekalan'ın ise "örgütün üst kurul üyesi ve örgütün kara kutusu olduğu, üniversiteler imamlığı yaptığı, asker ve siyasetçilerle görüşme ve koordinasyonu sağladığı, cemaatin üst düzey kişilerle görüşmesini organize ettiğine" yönelik ifadeler bulunduğu kaydedilmişti.

Öztürk'ün, "işadamı olduğu ve Gümüşhane esnaf imamı olarak görev yaptığı" yönünde beyanlar bulunduğu ifade edilen iddianamede, Fatih Üniversitesinin kurucu vakfı olan Türkiye Sağlık ve Tedavi Vakfının mütevelli üyesi Bülent Sırtaş'ın şüphelilerden Koca, Sözen, Savat ve Öztürk ile irtibatı bulunduğu belirtilmişti. Öztürk'ün, Turgut Özal Üniversitesinin mütevelli heyeti üyesi ve Feza Özel Eğitim Şirketi, Anadolu Kurul Eğitim A.Ş, Başkent Eğitim Yayın A.Ş'nin eski şirket ortaklarından olduğu kaydedilen iddianamede, Öztürk'ün "soruları temin ettiğine" dair ihbar olduğu ifade edilmişti. 

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul ederken, sanıklardan Sözen, Tekalan ve Koca'nın arasında bulunduğu bazıları hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. Ancak şu ana kadar bu sanıklardan yakalanabilen olmadı.

Tekalan, Koca ve Sözen, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosunda devam eden "FETÖ/PDY" ana soruşturmasının da şüphelileri arasında bulunuyor. Başsavcılığın talebiyle bu isimlerin yanı sıra Fetullah Gülen ve iş adamı Hamdi Akın İpek'in de arasında bulunduğu 61 kişi hakkında geçen günlerde yokluğunda tutuklama kararı çıkarılmıştı. 

KPSS halen soruşturuluyor

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise KPSS soruşturmasını bu davayla kapatmadı. Sınava giren ve yüksek net yapan diğer adayların soruları elde edip etmediklerine ilişkin soruşturma devam ediyor.

Bunun yanı sıra başsavcılık, Komiser Yardımcılığı, 2012'deki KPSS ve 30 Mayıs 2012'deki "Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yarışma Sınavı"nda usulsüzlük yapıldığı ve soruların önceden sızdırıldığı iddialarını da soruşturmayı sürdürüyor.

Tüketici tüketmiyor, tükeniyor 2 bin 667 projeye 2,2 trilyon lira yatırım A Milli Erkek Basketbol Takımı finale kaldı Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Hiçbir anlamı yok Adalet Bakanı Tunç'tan kadına şiddete karşı 'sıfır tolerans' mesajı