İZAYDAŞ'ın yenilenen imajı

Abone ol

KOCAELİ'DEN / Mehtap AKBAŞ ÇİFTCİ

Tehlikeli atık ve bertarafı denince akla ilk gelen kurum şüphesiz İZAYDAŞ. Hatırlayacaksınız, 2006 yılında Tuzla'da yaşanan zehirli varil faciasından sonra kurumun adı birçok kesim tarafından daha fazla telaffuz edilmeye başlanmış, önemi daha iyi kavranmıştı.

Ancak o yıllarda İZAYDAŞ'ın kapasitesinin dolu olduğu ve atık kabul edemediğine dair bir gerçek vardı ortada. Nitekim 2007 ve 2008 yılları İZAYDAŞ'ın kapasitede yüzde 100'lere ulaştığı yıllar oldu. Sanayiciyi o dönemde atık gibi ciddi bir sorunla karşı karşıya getiren bu durumu hafızalardan silmek kolay olmadı haliyle. Takii Muhammet Saraç 2009 yılının mayıs ayında genel müdür koltuğuna oturana kadar…

Göreve geldiği günden bu yana katılımcı bir yönetim anlayışını benimseyen Saraç, İZAYDAŞ'ın bozulan imajını düzeltmek için büyük çaba sarfetti. Öncelikle müşteri memnuniyetini esas alan çalışmalara ağırlık verdi, tekelci değil rekabetçi bir politika benimsedi. Şeffaflaştı ve rekabetin sonucu olan fiyat konusunda risk alarak hemen hemen tüm kalemlerde indirim kampanyası başlattı. Çevre ve enerjiyle ilgili yatırımların çoğaldığı günümüzde, İZAYDAŞ indirim kampanyasını aradan geçen 1 yıla rağmen halen sürdürüyor. 'Kurum zarar eder' korkusu yaşanmıyor. Çünkü, Saraç'ın bu uygulamasının altında belediyeye ait bir kurum olan İZAYDAŞ'ın kar etmesinden çok sarsılan imajını tazelemek yatıyor. Verimlilik konusunda da ayrı bir hassasiyet taşıyor.

İZAYDAŞ'ı anlatırken sık sık  'çevre atölyesi' benzetmesi yapan Saraç, çevre adına örnek teşkil edecek çok sayıda projenin altına da imzasını attı. Depolama alanlarında çürüme nedeniyle oluşan metan gazının elektriğe dönüştürülmesi, günlük 600 tonu bulan çöp sızıntı sularının arıtılarak ağaç sulamada yeniden kullanılması bunlardan sadece ikisi. Avrupa'nın en genç tesisine sahip olan kuruma böylesi sosyal sorumluluk projeleri daha fazla değer kattı.

Sanayiciye ve çevreye verdiği önemi her platformda dile getiren Muhammet Saraç, çalışanlarının motivasyonunu da unutmadı elbette. Öğle yemeğini çalışanlarıyla birlikte yedi, doğum günlerinde tebrik kartı göndermeyi ihmal etmedi. Belli zamanlarda eşiyle birlikte çalışanlarının evine konuk dahi oldu. Kısacası, alışılagelmişin epey dışında bir yönetici profili çizdi. Kapılarını herkese açtı. Yılda 35 bin ton tehlikeli atığı bertaraf eden İZAYDAŞ'ın değişen bu imajını yakından görmek isterseniz ziyaret etmenizde fayda var derim. Çünkü, yılda en az 1 milyon 120 bin ton tehlikeli atığın üretildiği ülkemizde İZAYDAŞ gibi kurumlara çok ihtiyaç var.

Dolar/TL'den günün ilk rakamları Kayısıdaki yüksek rekolte fiyatı geri çekiyor Prof. Dr. Ersoy'dan deprem sonrası dikkat çeken mesaj Polis Meslek Yüksek Okulları'na 2 bin 500 öğrenci alınacak Bankalar z kuşağına TikTok’tan ulaşıyor