İşyerinin, işe iade başvurusundan önce kapanması

Abone ol

FATMA AYDIN YÜKSEKDAĞ Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi

Bu yazımızın konusu; geçerli bir sebep olmaksızın işten çıkarıldığı için işe iade davası açan işçinin, işe iadesine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmasına ve bu karara binaen işverene süresinde ve usulüne uygun olarak başvurmuş olmasına rağmen, başvurusundan önce işyerinin kapanması halinde, işçinin işe başlatılamaması nedeniyle işe başlatmama tazminatını ve boşta geçen süre ücretinin tahsilini talep edip edemeyeceğidir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesi gereğince, iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde işe iade davası açabilmektedir. Yine mezkur kanunun 21. maddesinin birinci fıkrasında; “İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işverenin, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorunda olduğu, işçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olduğu” belirtilmektedir. Ayrıca, 4857 sayılı Kanun’un 21. maddesinin üçüncü fıkrasında; “Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödeneceği” hükmü yer almaktadır.

Konumuz ile ilgili olarak Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 05/12/2013 tarihli, 2011/28473 Esas Nolu, 2013/32079 Karar Nolu Kararı incelenmiştir. Söz konusu kararda; iş sözleşmesi işverence feshedilen işçinin açmış olduğu işe iade davasında feshin geçerli nedene dayanmadığı belirlenerek işe iadesine ilişkin kararın kesinleştiği, davacı işçinin kesinleşen bu karar üzerine işe başlatılması amacı ile işverene süresinde ve usulüne uygun olarak başvuruda bulunduğu, davalı işverence işyerinin kapatılıp tasfiye sürecine girdiği, davacıya verilebilecek bir iş bulunmadığı gerekçesiyle işe başlatılmayacağının bildirilmesi üzerine davacı işçinin işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinin tahsilini talep edip edemeyeceği değerlendirilmiştir. Anılan karara göre; tasfiye halindeki tüzel kişinin fiil ehliyetinin tasfiye işlemleriyle sınırlı olmasından dolayı, işyerinin faaliyetine son verip tasfiyeye girmesinin, sözleşmeyi sona erdiren sebeplerden olduğundan, iş sözleşmesinin işyerinin kapatıldığı tarihte sona erdiği kabul edilerek işe başlatmama tazminatının koşullarının oluşmadığı, boşta geçen süre ücretininse fesihle tasfiye sürecine kadar geçen süre için (4857 sayılı Kanun gereğince maksimum 4 ayla sınırlı olmak üzere) hüküm altına alınabileceği yönünde karar verildiği görülmektedir. Burada önem arz eden konulardan biri, işverenin hukuka aykırı bir amaca yönelik olarak işyerini belli bir süre görünüşte kapatmamış olması gerektiğidir.

Tüketici tüketmiyor, tükeniyor 2 bin 667 projeye 2,2 trilyon lira yatırım A Milli Erkek Basketbol Takımı finale kaldı Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Hiçbir anlamı yok Adalet Bakanı Tunç'tan kadına şiddete karşı 'sıfır tolerans' mesajı