İstihdam Stratejisi masaya yatırıldı
Türk-İş, Hak-İş ve TESK, EKK'da istihdam konusunda öneriler içeren raporlarını sundu.
Abone olANKARA - Ekonomi Koordinasyon Kurulu, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığında 51. toplantısını yaptı. EKK'da Ulusal İstihdam Strateji Belgesi'nin taslağı görüşüldü.
Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında, Türk-İş, Hak-İş ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonunca (TESK), istihdam konusunda öneriler içeren raporlar sunuldu.
Türk-İş raporu
Türk-İş, 45 saatlik çalışma süresinin 40 saate indirilmesini; Hak-İş, "Aile Yardım Sigorta Kolu ile Düzenli Asgari Gelir Yardımı Sistemi" kurulmasını; TESK de asgari ücretten vergi alınmamasını istedi.
Türk-İş tarafından Kurula sunulan "Ulusal İstihdam Stratejisi Politika Önerileri" başlıklı raporda, işsizlik ve istihdam sorununa karşı izlenecek politikaların geniş odaklı ve geniş kapsamlı olması ve bu politikaların ekonomik politikalarla bir bütünlük içerisinde ele alınması gerektiği belirtildi.
"Ulusal İstihdam Stratejisi"nin zaman geçirilmeden uygulamaya konulmasının önemine işaret edilen raporda, önceliklerin belirlenmesi gerektiği vurgulandı.
Büyüme oranlarında istikrarın sağlanması, ekonomik kararların kısa, orta ve uzun vadeli hedefler ile uyum göstermesi ve kararların süreklilik taşıması gerektiğine dikkat çekilen raporda, ekonomik kaynakların spekülatif alanlar için kullanılması anlayışından vazgeçilmesi gerektiği savunuldu.
Raporda, şu önerilere yer verildi:
"-İş olanaklarının ve istihdamın artışını büyümenin ürünü olarak gören politikalardan vazgeçilmeli, istihdamı etkileyen faktörler daha ayrıntılı ve farklı bir anlayışla ele alınmalı.
-Nüfus artış hızı düşürülmeli. Nüfus artış hızı, istihdam ve işsizlik sorununun çözümlenmesinde stratejik bir faktördür. Ülke genelinde nüfus artış hızını düşürmek amacıyla ciddi bir çalışma başlatılmalıdır.
-Kamu gelirlerinin artırılması ve harcamaların rasyonalizasyonuna yönelik köklü tedbirler gerekmektedir. Kaynakların yatırımlara ve üretken alanlara yönelmesini sağlayacak tedbir ve mekanizmalar geliştirilmelidir.
-Türkiye'de sosyal güvencesiz ve çalışma koşullarına ilişkin yeterli veri olmayan marjinal sektör için istatistikler üretilmeli. Sektörde kaçak ve sigortasız işçi çalıştırma önlenmelidir.
-Kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması zorunludur.
-Veri sistemi iyileştirilmelidir. İş gücü piyasası, güvenilir, yeterli ve kapsamlı bir veri tabanına sahip olmalıdır.
-İŞKUR'un kurumsal kapasitesi daha da artırılmalı ve AB ülkelerindeki eş kuruluşlara uygun bir personel yapısına ve çağdaş kimliğine kavuşturulmalı.
-İşsizlik Sigortası Fonu'ndan işçilerin yararlanma koşulları geliştirilmeli, fona erişim kolaylaştırılmalı.
-Taşeron eliyle istihdam uygulamasına kamu ve özel kesimde son verilmeli.
-Çalışma sürelerinin kısaltılması yeni iş olanaklarının yaratılmasına katkıda bulunacaktır. 45 saatlik çalışma süresinin 40 saate indirilmesiyle önemli bir istihdam alanı açılacaktır. Bu amaçla 45 saat olan haftalık çalışma süresi, ücretlerde kayıp olmadan 40 saate indirilmelidir.
-Mesleki ve teknik eğitime ağırlık veren ciddi, kapsamlı ve kaliteli bir eğitim politikası izlenmeli.
-Ücretler üzerindeki ilave yükler AB ülkeleri düzeyine düşürülmeli, vergi dağılımı daha adil bir yapıya kavuşturulmalı.
-Yerel ekonomik potansiyellerin harekete geçirileceği, yüksek işsizliğin bulunduğu bölgelerde GAP türü özel istihdam projeleri uygulamaya konulmalıdır."
Hak-İş'in raporu
Hak-İş tarafından hazırlanan "İşsizliğin Azaltılması, İstihdamın Artırılmasına İlişkin Öneriler" başlıklı raporda, geliri belirli bir düzeyin altındaki tüm vatandaşlara, kamu kaynaklarından düzenli olarak nakit transferini içeren "Aile Yardım Sigorta Kolu ile Düzenli Asgari Gelir Yardımı Sistemi"nin kurulması gerektiği belirtildi.
Raporda, işsizliğin azaltılması ve istihdamın artırılması için şu öneriler yapıldı:
"-Kamu istihdam açığı kapatılmalıdır.
-Kanuni süreleri aşan fazla çalışmanın önüne geçilmelidir.
-Gençlerin istihdam imkanları geliştirilmelidir.
-Kadınların iş gücü piyasasına girişini kolaylaştıracak çalışmalar yapılmalıdır.
-Mesleki eğitime olan talep artırılmalıdır.
-Asgari düzeyde temel yabancı dil eğitiminin sağlanması hedeflenmelidir.
-İstihdam Paketi'ndeki prim indirimi ve teşviklerin uygulama süresi uzatılmalıdır.
-İşsizlik Sigortası'ndan yararlanma koşulları iyileştirilmeli, İşsizlik Sigortası amacı dışında kullanılmamalıdır.
-Kayıt dışı sorunu ile mücadelede her türlü imkan seferber edilmelidir.
-4857 Sayılı İş Kanunu revize edilmelidir.
-Asgari Ücret yeni bir konsept ile belirlenmelidir."
TESK'in raporu
TESK'in istihdam konusunda hazırladığı raporda, işsizliğin son iki yılda yüzde 14'ü aşarak en önemli sorunlardan biri haline geldiği belirtildi ve işsizliği önlemek için acil ve sonuç alıcı tedbirler alınmazsa toplumsal sorunlarla karşı karşıya kalmanın kaçınılmaz olacağı ifade edildi.
Genç iş gücünü mesleki eğitimle nitelikli hale getirmek gerektiği vurgulanan raporda, şunlar kaydedildi:
"Hangi alanda işçiye ihtiyaç olduğu tespitine dayanarak mesleki eğitim planlanmalı, ihtiyaç olmayan alanlarda eleman yetiştirilmelidir. Küçük işletmelerde sosyal güvenlik primi azaltılmalıdır. Asgari ücretten vergi alınmamalıdır. Vergi teşvikleri küçük işletmelerin yararlanacağı hale getirilmelidir. Eğitimli gençler ve kadınlar başta olmak üzere girişimcilik desteklenmelidir."
Ali Babacan
İstihdamın artması noktasında hemen herkesin sorumluluk hissetmesi gerektiğine işaret eden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu yüzden özel sektörle, sendikalarla, sivil toplum kuruluşlarıyla el birliği yaparak Ulusal İstihdam Stratejisi taslağını hazırladıklarını bildirdi.
"Bu, temelleri sağlam, ayakları yere basan, işsizliği azaltmaya, istihdamı artırmaya ve istihdamın yapısını biçimlendirmeye yönelik olarak ortaya koyduğumuz bir strateji bütünüdür" diyen Babacan, istihdam stratejisi çerçevesinde uygulanacak politika ve tedbirlerle Türkiye işgücü piyasasındaki yapısal sorunların çözülmesini hedeflediklerini söyledi.
Babacan, strateji çerçevesinde ayrıca, orta ve uzun vadede büyümenin istihdama katkısının artırılarak, işsizlik sorununa kalıcı bir çözümün de sağlanmış olacağını bildirdi.
Bakan Babacan, stratejinin temel politika eksenlerinin; "eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi, işgücü piyasasının esnekleştirilmesi, kadınlar, gençler ve dezavantajlı grupların istihdamının artırılması ve istihdam-sosyal koruma ilişkisinin güçlendirilmesi" olarak tespit edildiğini söyledi.
Ulusal İstihdam Stratejisi'nin katılımcı bir anlayışla hazırlandığını, toplantıların, kamu kurum ve kuruluşları, meslek örgütleri, işçi ve işveren konfederasyonları, sivil toplum kuruluşları, bilim dünyası, basın yayın organları ve siyaset kurumu temsilcilerinin katılımlarıyla gerçekleştirildiğini anlatan Babacan, daha sonra da temel amaçlar ve hedeflerle politika tedbirlerinin somutlaştırıldığını kaydetti.
Ömer Dinçer
Ekonominin rekabet gücünü artıracak bir yaklaşım tarzı sunmak ve ek maliyet getirmemesine özen göstermeyi de dördüncü temel ilke olarak belirlediklerini ifade eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ise "Yeni teşvik politikalarının maliyetlerin firmaların üzerine, onların rekabet güçlerini azaltacak şekilde yansıtılması değil tam tersi bu alanda yeni yöntemlerle ekonomimizin rekabet gücünü artıracak bir yaklaşım tarzının sunulmasını öne aldık" diye konuştu.
Çalışma hazırlanırken sosyal diyaloğun esas alınmasını da bir diğer temel ilke olarak belirlediklerini ve buna çok özen gösterdiklerini anlatan Dinçer, bundan sonraki süreçte de bu diyalog için çaba sarf edeceklerini, hem karar alırken hem uygularken hem de denetlerken birlikte hareket etmek için yeni modeller, yaklaşımlar sunmaya çalışacaklarını söyledi.
"Teşvik edici yaklaşım"ı da son temel ilke olarak ifade eden Dinçer, uygulanacak politikaların iş gücü piyasasında yer alan tüm aktörler tarafından benimsenmesi için "emredici değil" daha çok "özendirici" bir yaklaşımı esas almaya çalıştıklarını kaydetti.
İstihdama dost büyüme
Dinçer, bu temel ilkeler çerçevesinde belirlenen 4 ana stratejiye ilişkin bilgi verirken de şunları söyledi:
"Ekonomik büyümenin sağlanması birinci ana stratejimiz. Büyüme olmadan istihdam olmaz ancak bizim ülkemizdeki büyümenin karakteristik özelliklerine bakıldığında bazı hususların farkına varmak gerekiyor. Mesela 2002-2007 yılları arasında ekonomimiz 6,8 oranında büyümüş olmasına rağmen tarım dışı istihdam yaratma kapasitesi 4,6 oranında kaldı. Bunda, bu dönemde tarım sektöründeki çözülme etkili oldu. Tarım sektöründeki çözülmeyi göz önüne aldığımızda ve sürece dahil ettiğimizde ekonomik büyümenin sanayi alanındaki gerçek yansıması 1,2 gibi çok sınırlı bir noktada kaldı. Bu açıdan bakıldığında ekonomik büyümeyi sağlamak tek başına yetmeyecek gibi görünüyor. Beraberinde istihdama dost bir büyümeyi öngörmemiz gerekiyor."
İstihdama katılım oranlarının, özelikle kadınların ve gençlerin katılım oranlarının artırılmasına özen gösterdiklerini belirten Dinçer, "İstihdama katılım oranlarını sadece yüzde 1 oranında artırırsak bu yaklaşık 520 bin kişiye yeni iş sahası yaratmak anlamına geliyor. Bu açıdan bakıldığında çalışma çağına gelen nüfusu hiç hesap etmeksizin sadece mevcut çalışma çağındaki insanların istihdam oranlarının yüzde 1 oranında artırılmasının böylesine büyük bir rakama tekabül etmesi, bu konunun ne kadar önemli ve bu sorunu çözme konusunda her birimize düşecek fedakarlığın ne kadar yerinde olacağını gösteriyor" dedi.
Büyümeyle birlikte esneklik
Üçüncü ana stratejinin "çalışma hayatında kesinlikle esnekliğin sağlanması" olduğunu anlatan Dinçer, bunun, beraberinde ekonomik büyümenin veya ekonominin istihdam artırma kapasitesini de artıracak bir husus olarak değerlendirilebileceğini kaydetti. Dinçer, tek başına esneklik değil ekonomik büyümeyle birlikte esnekliğin sağlanması halinde istihdam oranlarında artışın sağlanacağını bildirdi.
Son olarak "sosyal koruma ağının genişletilmesini" ana strateji olarak belirlediklerini bildiren Çalışma Bakanı, "İşsizlik fonunun kullanılmasıyla ve diğer sosyal yardım ve destek gibi konularda çok belirgin bir şekilde sosyal koruma ağının genişletilmesi ana hedeflerimiz arasında" dedi.