İstanbul'a film marketi yapılacak
İTO, 2012'de İstanbul'da uluslararası büyük bir film marketi organizasyonu yapmayı hedefliyor.
Abone olİSTANBUL - İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi İsrafil Kuralay, gelecek yıl İstanbul'da uluslararası büyük bir film marketi organizasyonu yapmayı hedeflediklerini bildirdi.
İTO'nun, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Galatasaray Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştirdiği "Türkiye'de Film Endüstrisinin Konumu ve Hedefleri" araştırmasının sonuçları düzenlenen toplantıyla açıklandı.
Toplantıda konuşan Kuralay, İTO'nun sinema sektörüyle ilgili yaptığı çalışmaları anlattı. Kuralay, sektörle ilgili ulusal ve uluslararası bütün organizasyonları takip etmeye çalıştıklarını belirterek, "2012'de İstanbul'da uluslararası büyük bir film marketi organizasyonu yapmayı hedefliyoruz. Bunun çalışmalarını yapıyoruz" dedi.
Özellikle son 10 yılda Türk filmlerinin uluslararası festivallerde büyük başarı gösterdiğini ifade eden Kuralay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türk filmciliğini diğer sektörlerden ayıran bir özellik var. Klasik sektörlerde üretici ve tüketici arasındaki ilişki ürettikten sonra tüketim aşamasına kadar gidiyor. Ancak kültür endüstrisinin ürünleri sadece üretici ile tüketici arasındaki ilişkiyle sınırlı değil. Kültür ürünleri aynı zamanda bir kamuoyu oluşturmak açısından, tüm kitleleri ve toplumları etkilemek açısından ayrı bir önem arz ediyor. Bu nedenle film sektörü stratejik bir sektör ve ayrıca desteklenmesi gereken bir sektör. Yurt dışına çıktığımız zaman özellikle Ortadoğu'da, Orta Asya'da ve Balkan ülkelerinde bize Türk dizilerini ve oyuncularını soruyorlar. Bu müthiş bir gelişme."
Kuralay, daha iyi filmler üretebilmek için kamu, özel sektör ve temsilcilerinin desteklerini sürdürmesi gerektiğini vurgulayarak, sektörün yapım kalitesi, dizilerin uzunluğu, telif hakları, korsan gibi sorunlarını çözebilmek için herkesin güç birliği yapması gerektiğinin altını çizdi.
2009'da en çok 'Recep İvedik 2' izlendi
Toplantıda, proje yöneticisi Doç. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver de araştırmanın sonuçlarını açıkladı.
Tanrıöver, araştırmanın 12 il merkezinde son bir yılda en az bir kere sinemaya giden ve haftada en az bir dizi izleyen bin kişilik iki grupla gerçekleştirildiğini söyledi.
Araştırmaya göre, yerli filmlerin pazar payları açısından Türkiye, Avrupa'da birinci sırada yer alıyor.
Son 6 yılda 1 milyonun üzerinde gişe başarısı elde eden toplam 29 filmin ağırlıklı olarak komedi ve dram türünde olduğu belirlenen araştırmaya göre, ana oyuncuların ezici çoğunluğu da televizyon yıldızı.
Katılımcıların yüzde 61'i alışveriş merkezlerindeki sinema salonlarını tercih ederken, sinema salonu tercihinde yaklaşık yüzde 34'lük oranla yakınlık belirleyici oluyor.
Araştırmada, Türkiye'de kişi başına düşen bilet sayısının iki yılda bir bilet olduğu tespit edildi.
Vizyona giren filmler arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı destekli filmlerin oranının 2006-2010 yılları arasında yüzde 22 olduğu belirlenen araştırmaya göre, Bakanlığın Sinema Destekleme Kurulunun destek miktarı geçen yıl yaklaşık 9 milyon TL olarak gerçekleşti.
Araştırmaya göre, üç ilde hiç sinema salonu bulunmazken, tek sineması olan şehir sayısı da 15.
2009 yılında vizyona giren 70 yerli filmin toplam izleyicisinin 18 milyon 849 bin 417 olduğu belirtilen araştırmaya göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı Destekleme Kurulu tarafından desteklenerek vizyona giren 27 filmin toplam izleyici sayısı toplam rakamın yüzde 8'ini, 2009'da en çok izlenen film olan "Recep İvedik 2"nin izleyici sayısı ise yüzde 23'ünü oluşturuyor.
Katılımcıların yüzde 72'si dizileri ailesiyle birlikte izliyor, araştırmaya katılanların üçte ikisi de yerli dizileri uzun buluyor.
Türkiye film endüstrisinin ekonomik ve sosyo-kültürel anlamda stratejik bir endüstri olduğunun saptandığı araştırmada, öncelikli hedefler; endüstrinin kurumsallaşması yönünde 'Türkiye Sinema Kurumu'nun oluşturulması, sektörün asgari endüstriyel koşullarının sağlanması yönünde fikri haklar ve çalışma koşullarına yönelik düzenleme ve uygulamaların hayata geçirilmesi, sektör içi iş bölümü ve ilişkilerin düzenlenmesi yönünde paylaşımcı, dayanışmacı, tamamlayıcı bir endüstriyel yaklaşımın benimsenmesi ve korsanla mücadele edilmesi olarak sıralandı.