İşsizlik azalıyor
DİSK-AR'a göre Ekim 2010 döneminde işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 1,8 puan düştü.
Abone olİSTANBUL - Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), Ekim 2010 döneminde işsizlik oranının geçen yılın aynı dönemine göre 1,8 puanlık düşüşle yüzde 11,2 olarak açıklanmasına karşın, geniş tanımlı işsizlik oranının yüzde 17,3 olduğunu belirtti.
DİSK-AR'ın Eylül, Ekim ve Kasım dönemini kapsayan İstihdam Raporu'nda, resmi işsiz sayısının Ekim 2010 için Ekim 2007 döneminin 536 bin üzerinde olduğu kaydedildi. Raporda, umudu kesik olduğu için ya da diğer nedenlerle iş aramayanlarla birlikte işsiz sayısındaki artışın 3 yılda 850 bini bulduğu bildirildi.
Krizin etkilerinin hissedilmeye başlandığı Ekim 2007 döneminden bu yana yaratılan 2 milyon 110 bin kişilik istihdamın yüzde 23,8'i, yani 503 bin kişinin kayıt dışı olarak çalışma yaşamına dahil olduğu vurgulanan raporda, şunlar kaydedildi:
"Böylelikle kayıt dışı çalışanların sayısı Ekim 2010 dönemi için 10 milyon olarak gerçekleşmiş ve ilgili dönem için son 5 yılın rekorunu kırmıştır. Aynı dönemde geçici bir işte çalışanların sayısı 17 bin, eksik ve yetersiz istihdam edilen gizli işsizlerin sayısı 501 bin, iş aramayıp, çalışmaya başlamaya hazır olduğu için işsiz sayılmayanların sayısı 314 bin kişi artmıştır. Krizin etkisi ile başlayan kırsala dönüş ise tarımsal istihdamda, 1 milyon 97 bin kişilik artışa neden olmuştur. Böylelikle tarımda çalışanların sayısı 5 milyon 905 bin kişiyi bulmuştur."
Ekim 2010 dönemi için işe başlamaya hazır olup iş aramayanların dahil edildiği geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 17,3 olurken, eksik ve yetersiz istihdam edilenlerle birlikte bu oranın yüzde 21,3'e ulaştığına dikkati çekilen raporda, işsiz sayısının ise umutsuzlarla 4 milyon 803 bin, eksik ve yetersiz istihdam edilenler ilave edildiğinde 5 milyon 931 bin olduğu ifade edildi.
Raporda, geçici bir işte çalıştığı için işsiz kalanların, yüzde 26,5'lik oran ve 769 bin kişiyle işsizlikten en çok etkilenen kesimi oluşturmaya devam ettiği vurgulanarak, "Buna göre geçici işlerde çalışanlar için işsizlik oranı ise yüzde 31 düzeyindedir. Bu dönemdeki işsizlerin 641 binini ise işten çıkartılanlar oluşturuyor" denildi.
Son 3 yılda çalışma yaşamına katılanların yüzde 22'sinin kayıt dışı olarak, yüzde 24'ünün eksik ve yetersiz olarak, yüzde 52'sinin tarım kesiminde istihdam edildiği belirtilen raporda, bu verilere rağmen işsizlikle mücadele açısından ortaya konulan tek önermenin, yoğun sömürü koşullarını ve gizli işsizliği artıracak olan esneklik biçimlerinin dayatılması olduğu savunuldu.
İşsiz sayısı kriz öncesi, Ekim 2007 döneminin 536 bin üzerinde
Raporda, Eylül, Ekim ve Kasım dönemini (Ekim dönemi) kapsayan Hanehalkı İşgücü Anketi (HİA) sonuçlarına göre işsizlik oranının geçen yılın aynı dönemine göre 1,8 puanlık düşüşle yüzde 11,2 olduğu bildirilerek, şöyle devam edildi:
"İşsiz sayısı ise 398 bin kişi azaldı. Buna karşın işsiz sayısı kriz öncesi, Ekim 2007 döneminin 536 bin üzerindedir. Umudu kesik olduğu için ya da diğer nedenlere son 3 aydır iş aramayan ancak işe başlamaya hazır olanlarla birlikte işsiz sayısındaki artış 3 yılda 850 bini bulmuş durumdadır."
Raporun değerlendirme bölümünde, hükümetin "sır gibi saklanan" istihdam strateji belgesinde ifadesini bulan ve sadece başlıklarından haberdar olunan düzenlemeleri parça parça gündeme taşıdığı ileri sürülerek, şu görüşler savunuldu:
"İstihdamla mücadele adına gündeme getirilen düzenlemeler, emekçilerin kazanılmış haklarının budanmasını, sermaye kesimlerine daha fazla kaynak aktarılmasını ve işsizlik fonunun bu amaç doğrultusunda yağmalanmasını amaçlıyor. Bu doğrultuda 29 Kasım 2010 tarihinde TBMM'ye sunulan ve kısa bir süre sonra Genel Kurul'a gelecek olan torba yasa, bir yandan kamu prim alacaklarının yapılandırılmasını, öğrenci affını gündeme taşırken, diğer yandan istihdam strateji belgesindeki kimi hak gasplarını topluma dayatıyor.
Torba yasa ile yapılan düzenlemelerle, eksik ve yetersiz istihdam edilenlerin (gizli işsizlerin) sayısı artacak, kriz koşulları bölgesel ve sektörel olarak keyfi kılınarak, işçilerin iş güvencesi sınırlandırılacak, engellilerin kamuda istihdam hakkı daraltılacak, esneklik ve kısmi süreli çalışma yaygınlaşacak, belediye işçisi ve kamu emekçilerine sürgün yolu gözükecek, işsizlik fonunun prim gelirlerinin yarısı yandaşlar için kaynak haline getirilecektir. Bütün bu düzenlemeler, daha kuralsız bir çalışma yaşamını gündeme getirirken, işsizlikle mücadelenin, emeğin haklarının gasbı üzerine kurulmaya çalışıldığı, bunun ise istihdam yaratmaktan çok sömürüyü artırmayı amaçladığı görülüyor."
Alınması gereken acil tedbirler
DİSK-AR raporunda, işsizlikle mücadele için alınması gereken acil tedbirler şöyle sıralandı:
"Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 40 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
-Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.
-Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.
-İşsizlik fonu amacı doğrultusunda kullanılarak, yararlanma şartları hafifletilmelidir.
-Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar, noter şartı kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
-Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.
-Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
-Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam engellenmelidir."