‘İnşaat yerine sanayide yatırımlar özendirilmeli’
Türkiye’de ekonomik büyümenin sadece inşaat sektörü üzerinden olamayacağını bildiren sanayiciler, engellerin kaldırılmasını ve yatırımın özendirilmesini istediler
Abone olSERCAN AKINCI
LEYLA İLHAN
İSTANBUL - Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın inşaatta dikey büyümeye son verilerek sanayi odaklı büyümeye geçilmesine yönelik açıklamaları sanayiciler tarafından memnuniyetle karşılandı. Yıllardır Türkiye’nin sanayi ile büyümesi gerektiğini ifade eden sanayiciler, bunun gerçekleşmesi içinse sanayi yatırımlarının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini vurguluyor...
Öte yandan inşaatçılar da Babacan’ın sözlerine destek verdi. Sadece inşaatla gelişmenin mümkün olmadığını söyleyen gayrimenkul sektörü temsilcileri de dünyada da önce inşaat sektörünün ardından bunun etkisiyle sanayinin geliştiğini kaydettiler. Konuyla ilgili DÜNYA’ya açıklamalarda bulunan sanayiciler ve gayrimenkul sektörü temsilcilerinin görüşleri şöyle:
‘İnşaattaki kârlılık düşerse üretime odaklanılır’
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi: “Bakanımız Ali Babacan’ın açıklamaları kesinlikle doğru. Yıllardır aynı şeyleri söylüyorduk. Sanayi için alınması gereken tedbirler var. Mesela firmalar işçi çalıştırmaktan korkuyor. Eskiden sanayicilerle bir araya geldiğimizde askerlik anılarımızı anlatırdık şimdi işçi davaları hikayelerimizi anlatır olduk. Böyle bir ortamda yatırım olmaz. Firmalar yarını göremiyor. Rekabetçi olmak zor. Bunda kur etkisi de var. Sanayiye alternatif yatırımlarda karlılık oranı yüksek. Birçok sanayici işini büyütmek yerine emlak işine giriyor. İlk 1000 şirketin karlılık oranına bakarsanız tablo çok net ortaya çıkıyor. Bu kadar düşük karlılık varken sanayiye neden yatırım yapsınlar? İnşaatta karlılık oranı yüksek. İnşaattaki karlılıklar düşerse insanlar üretmeye yönelebilir. Sanayiyi özendirecek tedbirler alınmalı.”
‘Sanayici finansmana ulaşamıyor’
Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy: “Alınacak önlemlere göre sanayiye dönüş gerçekleşir. En son, Dünya Rekabet Endeksi açıklandı. Türkiye burada bir sıra geriledi. Bu endekste yükselmemizi sağlayacak önlemler alınmalı ki sanayi yatırımı artsın. Bugün yapacağınız bir inşaat için bankaya inşaatı teminat göstererek finansman bulmanız çok kolay ama sanayi tesisi yatırımında böyle bir şansınız yok. Yatırımcıların inşaat ve enerjide finansman bulmaları çok kolayken sanayiciden çift teminat isteniyor. Sanayiye yatırım yapılması için engeller belirlenmeli ve bunlar ortadan kaldırılmalı.” ‘İhraç edilen yerli katma değer desteklenmeli’ İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi Ali Eren: “Biz bu konuyu görüştüğümüz tüm bakanlara anlattık. Avrupa’da 5 milyon doları olan bir adam makineye, yüksek teknolojiye, sanayiye yatırım yapar. Çünkü parayı oradan kazanacağını bilir ama Türkiye’de durum böyle değil. Türkiye’nin geçici ferahlıklarla yürüyen bir ülke olması da bu yüzden. Türkiye’de bir gün parası olan makineye yatırım yapmak isterse o zaman ülkenin önünün açık olduğunu söylerim. Herkesin parasını yatırmak isteyeceği kadar sanayimizin cazip hale gelmesi lazım. Bundan sonra ihraç edilen yerli katma değere prim veren bir ekonomik sistem kurulacak. İhracatımızın ne kadar arttığı beni ilgilendirmiyor. Beni ihracatın içindeki yerli katma değer ilgilendiriyor. Hans’ın malını alıp George’a satarsan, Hans’ın istihdamına katkı sağlarsın. Türkiye’de ihraç edilen yerli katma değere teşvik edilmeli. Bir şirket 10 milyon dolarlık ihracat yapıyorsa bunun ne kadarının yerli katma değer olduğuna bakılıp, ona göre teşvik verilmesi gerekli. O zaman borsada da bu şirketlerin değeri artar.”
‘Gelişmiş ülkelerdeki süreci yaşıyoruz’
Dap Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz: “Bakan Babacan’ın açıklaması inşaatın yavaşlayacağı, konut sektörünün desteklenmeyeceği anlamına gelmiyor. Ülkenin gelişmesi sadece inşaat üzerinden olmaz. Sanayinin de geliştirilmesi lazım. Bu açıdan doğru bir uygulama. Zaten tüm gelişmiş ülkelere baktığımızda hareketlenme konut sektörü, alt yapı ve üst yapıyla başlamıştır. Daha sonra ile sanayi ile desteklenmiştir. Bizde de bu süreç yaşanıyor.”
‘Sanayi ve inşaatın dengeli gitmesi gerekir’
DKY İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Dumankaya: “Bu planlamayla ilgili bir konu. Çok katlı yapılardan ziyade yatayda yapıların desteklenmesi gibi bir durum söz konusu olacak. Yoksa kim ne derse desin inşaat geri plana düşmez. Çünkü yılda en az 600 bin yeni konut üretilmesi gerekiyor. Zaten sıfır konut satışının 500 üzerinde olması bekleniyor. TÜİK verilerine göre ikinci ellerle birlikte yine 1 milyon 100 bin adet seviyesinde bir konut satışının olması bekleniyor. Bu ihtiyaç nedeniyle en büyük ekonomik kriz döneminde bile 550 bin adet olan satışları 450 binlere kadar düşebilir. Bu nedenle inşaatının önüne geçilemez. Ama sadece inşaata odaklanmak yerine, ülkeye katma değer katacak sanayi yatırımlarına teşvik verilmesi gerekir. Dolayısıyla sadece sanayi ya da sadece inşaat yerine ikisinin de dengeli olması gerekir.”
‘Kamunun yerli alım şartı hedefe yürüyüşü hızlandırır’
Ankara Sanayi Odası (ASO) 1. OSB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kaya: "Üretimin sac ayaklarından birini KOBİ’ler oluşturuyor. KOBİ’lerin sağladığı üretim ve istihdam, Türk ekonomisinin denge unsurlarından biridir. Kamunun yapacağı alımlar da sanayi kesiminin odaklandığı nokta olmakta. Burada şarta bağlanacak sanayi işbirliği katkısı, hedefl ere olan yürüyüşü daha da hızlandıracaktır.”
TİSK: Katkı sağlamaya hazırız
Konuyla ilgili olarak TİSK’ten yapılan açıklamada da büyümenin sanayiye dayanmasından ve sanayi reformunun hükümetin temel öncelikleri arasında yer almasından yana oldukları bildirildi. Açıklamada, “Sayın Babacan’ın sanayi sektörünün geliştirilmesi gerektiği görüşüne tamamen katılıyoruz. Yeniden sanayileşme, özellikle Fransa ve ABD gibi ülkelerde değeri yeniden anlaşılan bir olgudur. TİSK olarak böyle bir yaklaşıma her türlü katkıyı sağlamaya hazırız” ifadesi kullanıldı.
Öztrak: İktidar, sıcak para rüzgarı kesilince üretimden bahsetmeye başladı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, “12 yıldır dünyada esen sıcak para rüzgarıyla yelkenlerini şişiren AKP iktidarı, şimdi rüzgar kesilince kendini inkar ederek üretimden, sanayiden, rekabet gücünden, gelir ve tasarruf artışından bahsetmektedir” görüşünü savundu. Öztrak, yazılı açıklamasında, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın açıklamalarını değerlendirdi. Ekonomiyi 12 yıldır yöneten Babacan’ın açıklamalarının, bugüne kadar izlediği politikaların inkarı ve reddi niteliğinde olduğunu iddia eden Öztrak, “Bugün gelinen noktada 12 yıldır izlenen ekonomi politikalarının elbette sahiplenilecek bir hali yoktur. Bu politikalar, Türkiye’yi dünyanın en kırılgan 5 ekonomisinden biri yapmıştır” değerlendirmesinde bulundu. Babacan’ın, CHP’nin “önce üretim”, “sanayi ve tarım”, “eriyen rekabet gücüne tedbir alın”, “sıcak paraya güvenmeyin” gibi uyarılarına kulak tıkadığını da savunan Öztrak, "12 yıldır izlenen politikalarla Türkiye’de devlet de şirketler de aileler de borca batmış, rekabet gücümüz erimiş, üretim tabanımız aşınmıştır" dedi.