İmar Barışı’nda süre uzayabilir

Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Avukat Ali Yüksel, İmar Barışı’nda başvuruların beklentinin altında olması ve yönetmeliklerin net olmaması nedeniyle 31 Ekim’de dolan sürenin uzayacağına kesin gözüyle bakıyor.

Abone ol

Leyla İLHAN

İmar Barışı’nda yapı kayıt belgesi için başvurular 31 Ekim’de, taksit ödemeleri ise 31 Aralık’ta son buluyor. 13 milyon başvurunun beklendiği süreçte bu tarihe kadar yapılacak başvuruların ise en fazla 9 milyona çıkması bekleniyor.

İmar Barışıyla ilgili konuşan Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Avukat Ali Yüksel, İmar Barışı’nın 31 Ekim tarihinden sonra uzatılacağını açıkladı. Ali Yüksel sürecin uzatılmasını bekleme nedenleriyle ilgili şöyle konuştu: “7143 sayılı kanunla Vergi Barışı ve İmar Barış Kanunu çıktı. Ancak çıkan kanunun yüzde 80’i Vergi Barışı, yüzde 10’u İmar Barışı kısmına ayrılmıştı. Neticede Vergi Barışı uzatıldı ve taksitlendirme yapıldı. Bu da insanlarda beklenti oluşturdu. Ayrıca hükümeti bugüne kadar süreli işlerde süre uzatımına gitti. Dolayısıyla burada da bir uzatma olur kanısı oluştu.”

Yönetmelik ve esaslarda netlik olmaması, çıkan bedellerin yüksek olmasının başvuruları ertelettiğini aktaran Yüksel, “Bu bedellerin daha ucuz olması gerekir. Çünkü kanun aynı zamanda parasal sıkıntının olduğu bir döneme denk geldi. Elinde parası olmayan birinin bankadan para alması gerekir. Ancak bankalarda aylık faizler yüzde 3.5’larda, herkese vermiyorlar ve yüksek teminatlar istiyorlar. Dolayısıyla burada bankasız ve vade farkı da yıllık TEFE ve TÜFE’nin yarısı ile 5 -10 yıla varan taksitlendirme olmalı. Şayet böyle olursa başvuranların yüzde 90’ı parasını öder” dedi.

Yapı kayıt belgesi yıkıma garanti olmuyor

Halihazırda İmar Barışı’na başvuruların 8 milyon çıktığını aktaran Yüksel, 31 Ekim’e kadar ise bu oranın 9 milyona çıkmasını beklediklerini kaydetti. Süreçten 50 milyar TL gibi bir gelir beklendiğini ifade eden Yüksel, arazi fiyatlarının yüksek olması nedeniyle özellikle İstanbul’dan yapılan başvuruların bu hedefin yakalanmasında önemli olduğunu kaydetti. Ancak yasanın kendisinden kaynaklanan ve başvuruyu azaltan engeller olduğunu anlatan Yüksel, “8-10 katlı binada oturan 50 dairenin yarısı başvuralım, yarısı başvurmayalım diyor. Çünkü iki yıl sonra binadan biri çıkıp binayı yıkalım dediğinde, paramız çöpe gidebilir. Ayrıca binamız zaten dayanıksız, neden yıkılacak binaya para harcayayım diyen oluyor” dedi.

Güçlendirme ve yıkıma gitmeyeceği şartı getirilmeli

Bu tarz olayların önüne geçmek için devam kanunu çıkması gerektiğini beliren Yüksel, “Kentsel dönüşüme nasıl sonradan güçlendirme imkanı konulduysa, bu kanuna yapı kayıt belgesi alan binalar içinde olabilir. Böylece bir mühendislik firması bina güçlendirilirse kullanılabilir raporu verirse bina belgeye dayandırılarak güçlendirilir” değerlendirmesini yaptı. Ayrıca kanunda belge alan binalarda devletin bir yıkıma gitmeyeceği şeklinde bir garanti konulması gerektiğini kaydeden Yüksel, “Çünkü mevcutta binada oturanlardan biri de yıkım isteyebileceği gibi, devlet riskli alan ilan ederek bunu isteyebilir. Hatta belediyeler bunu bina bazında bile isteyebilir. Çünkü bir mühendislik firması görevlendirip binanın riskli olup olmadığını tespit ettirip riskliyse yıkabiliyor. Bazı belediyelerde bu durum yaşandı. Dolayısıyla yapı kayıt belgesi alan bölgede belediyeler veya diğer yerel birimler yıkım kararı alamaz demesi gerekir” dedi. Ayrıca yıkılmaya meyilli binalara yapı kayıt belgesi verildiği halde, belediyelerin kendi kendine yıkma hakkı olduğunu da aktaran Yüksel, bu koşullar sağlandığında başvuruların hızlanması ve gerçeğe dönme oranlarının artacağını söyledi. Yüksel, ayrıca imar barışından faydalanmak için meraların orman alanlarda sıfırdan yapılaşma başladığına dikkat çekerek, “Yeni mahalleler kuruluyor. Bunun önüne geçmek acilen ağır cezalar getirilmesi gerekir” dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum: İmar barışında süre uzatım talebini değerlendireceğiz

Tüketici tüketmiyor, tükeniyor 2 bin 667 projeye 2,2 trilyon lira yatırım A Milli Erkek Basketbol Takımı finale kaldı Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Hiçbir anlamı yok Adalet Bakanı Tunç'tan kadına şiddete karşı 'sıfır tolerans' mesajı