Her yıl 2 Mart’ta yeniden doğarız
Türkiye’nin ekonomi gazetesi DÜNYA, 30 yılını geride bıraktı.
Abone olİSTANBUL - Türkiye’nin ekonomi gazetesi DÜNYA, 30 yılını geride bıraktı. Bağımsızlığından aldığı güçle, tarafsız ve objektif habercilik ilkelerine sıkı sıkıya bağlılığını sürdüren DÜNYA, gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda da sürekli olarak kendini yeniliyor. 31. yıl dolayısıyla sorularımızı yanıtlayan DÜNYA Gazetesi İmtiyaz Sahibi Didem Demirkent, ekonomi yayıncılığındaki deneyimi ile kazanımı ve paylaşımının, DÜNYA’yı bugünlere sağlam bir yapıyla taşıyan en önemli unsur olduğunu dile getiriyor.
DÜNYA, ekonomi gazeteciliğinde 30 yılı geride bıraktı. Yakın geçmişe baktığınızda, DÜNYA’nın üstlendiği misyonu yerine getirmesi bakımından nerede durduğunu söylemek mümkün?
30 yılı geride bırakırken her gün kendime sorduğum bir soru var; bunu her gün yeni bir sabahta, İstanbul ve taşra baskısına bakarken kendi kendime sorarım: Dünya Gazetesi bugün nasıl? Bugün üstlendiğimiz görevi layığı ile yerine getirdik mi? Misyonumuza uygun yayın yaptık mı?..
Benim, işimizi sorguladığım en önemli üç sorudur bunlar. Belki her zaman değil, ama çoğunlukla buna içimden “evet” dediğimi biliyorum. Türkiye için hakikaten Avrupa standartlarında yayın yaptığımızdan eminim. Avrupa dememin en önemli gerekçesi; dünyanın en mbüyük, en saygın ekonomi gazeteleri Avrupa’dadır. Biz de yarışta hep bu örneklere bakmışız ve daha iyi, daha kaliteli bir şey yapmak istediğimizde hep bu örneklerle kıyaslama yapmışız. Biz önce çalışır, dener ve üstünde itinayla didindikten sonra yayına sunarız. Bu saydıklarım, anlatırken ne kadar kolaysa yaparken, uygularken o kadar zordur. İşte bunun için, hatalarımız olsa da ekonomi yayıncılığında geride kalan 31 yılın deneyimi, kazanımı ve paylaşımı asla yadsınamaz. Bugüne kadar sağlam bir durumda ayakta kalmanın sırrı budur diye düşünüyorum. Üstlendiğimiz misyonu, yani değişik sesleri Ankara’ya duyurmanın, Ankara’nın sesini bizi izleyenlere anlatmanın en iyi yolunu biz biliyoruz. Bu kadar tecrübe sonunda asla mütevazı olamayacağımızı biliyorum.
Elektronik medyanın hızla geliştiği ve dünyada konjonktür olarak basılı yayınlarda aboneli sisteminin giderek zayıfladığı bir dönemde, DÜNYA’nın güçlü abone ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Okurlarıyla arasındaki bağın sürekliliğini sağlayan unsurlar neler?
Elektronik yayıncılığın çok fazlasıyla ihtiyaç ve dolayısıyla trend olduğu gerçeğini kabul ediyorum. Ancak bu da bize yeni fırsatlar yaratıyor. Okuyucular ya da izleyiciler daha detaylı bilgi, daha analitik haber bekliyor. Bu nitelikteki çalışmaları gerçekleştirmek de, uzmanlığa dayalı gazetecilik yapan bir yayın olarak bizlerin işi. Bundan 5 yıl önce biz de ciddi abone kayıpları yaşadık, ama yaptığımız yeni çalışmalar, araştırmalar, sektör bilgilerini toparlamak, bize kaybettiklerimizi kazandırdı, hatta üstüne çıkardı. Gazetemizdeki içerik internette asla bir arada bulunmaz ya da bulmak için uzun süreler harcamak zorunda kalınır. Abonelerimizin çoğu bizden fayda sağlamakta, bilgileri mutlaka kullanmaktadır. Bizim güçlü olduğumuz en işlevsel bir diğer argümanımız ilavelerimizdir. Bunu üretmek için de çok iyi çalışan bir sessiz ekibimiz vardır. Bunu başarmanın sırrı buradadır.
Gelirini tümüyle basın faaliyetinden yaratan bağımsız bir grup olarak, DÜNYA kriz dönemini nasıl yaşadı? Hangi zorluklarınasıl aştı?
Ben ne krizden ne de o günlerden bahsetmek istemiyorum. Bizim gibi orta ölçekli ticari yapılar için krize karşı mücadele etmek, yaşamak çok kolay değildi. Bugünü bulmak da çok zor oldu. İzlerini hâlâ yaşıyoruz aslında, ama ayakta kaldık. Bunu öncelikle abonelerimize ve benimle dirsek dirseğe çabalayıp bana destek olan çalışan orduma borçluyuz. Eğer onlar olmasaydı diye düşünmek bile istemiyorum. Bugün, sadece onlara candan teşekkürlerimi sunmak ve bana güvendikleri için müteşekkir olduğumu bildirmek isterim. Kriz bende sadece kötü anılar bırakmadı. Şunu da eklemek isterim ki, iyi tecrübeler de kazandım.
Bir basın grubunun sahibi olarak, uzmanlık gerektiren ekonomi gazeteciliğinin olmazsa olmazlarını nasıl tanımlıyorsunuz?
Ben sadece ekonomi gazeteciliği olarak kısıtlamak istemem. Gazetecilik başlı başına olmazsa olmazları olan bir konu. Kendimi bildim bileli bu konunun ciddiyetini kavramış ve özümsemişimdir. Ama artık ne etik kavramlar ne sosyal yaklaşımlar bu fikirlere uymamaktadır. Gazetecilik topluma en kısa sürede, en kolay biçimde ulaşan bir mecradır. Sadece göz ucuyla bakmak dahi kişileri yönlendirmeye yeterli olabilir. Dolayısıyla bu yolu çok sağlıklı üretmek, sunmak gerekir. Maalesef artık böyle yayıncılık yok… Biz kendi yayın organımızda kurallarımızı koyarız ve bu öğretiyi yaşatmak için de elimizden geleni yaparız. Diğer gazetelerden bizi ayıran fark budur.
DÜNYA’nın yakın gelecek perspektifi için neler söyleyebilirsiniz? Ekonomi gazeteciliği ve yayıncılığında DÜNYA’nın gündeminde yeni anlamında neler olacak?
Bizim için yenilikler bitmez. Her 2 martta yeniden doğarız. Yeni yaş ile beraber yenilikler yapar, arkadaşlarımızla bu sene neler yapacağımızı kararlaştırırız.
Her seneki gibi, bu sene de toplantımızda bir araya geldik, yeni projelerimizi belirledik. Türkiye ve Dünya için önemli konulara işaret ederek yeni çalışmalarımızla okuyucumuzun karşısına çıkacağız. Elektronik olarak IPhone, internet yüzümüzü yenileyecek, IPad’de var olacağız. Dünya Ekonomi TV’yi tanıtmaya başlayacak; yeni yollardan ulaşım sağlayacağız.