HDP'den bütçe eleştirisi
Paylan, bir devletin bütçesinin o devletin vicdanı olduğunu belirterek "Bizim bütçemiz geliri topladığı şekille de harcadığı şekille de maalesef vicdansız ve adaletsiz bir bütçedir." dedi.
Abone olHDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, TBMM Genel Kurulunda, 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde HDP Grubu adına yaptığı konuşmasına partisinin tutuklu milletvekillerini selamlayarak başladı.
Hukukun üstünlüğü ve demokratik ilkeler iddiasına sahip hiçbir ülkede görülemeyecek bu kadar yaygın darbeler silsilesinin, ülkenin kuruluş temelleri ile yönetim anlayışının yarattığı zihniyet dünyasından ayrı ele alınamayacağını ifade eden Yıldırım, "Askeri darbelerden mağdur olduğunu söyleyen bugünkü siyasi iktidarın, bugün bizzat siyasi darbelerin yürütücüsü olmasını bu darbelerden nasıl da nemalandığını ibretle izlemekteyiz." diye konuştu.
Yıldırım, "Panama ve Man Adası belgeleri, Paradise Papers, Rıza Sarraf ifadeleri olmasa bile bugünkü siyasi iktidar, yolsuzluk ve rüşvet zannı altındadır. Bu durum ne bir kumpas ne de milli iradeye saldırı falan değil." ifadesini kullandı.
Toplumun iki yıldır OHAL ile yönetildiğine işaret eden Yıldırım, toplumun her kesiminde büyük mağduriyetler yaşandığını, işlerinden edilenlerin yaşama tutunmaya çalıştığını ve içlerinde büyük öfke biriktirdiğini, kimisinin intihar ettiğini, açlık grevine girdiğini, kimisinin ise çocuklarıyla çıktıkları umut yolculuğunda can verdiğini söyledi.
Cumhuriyet tarihinin en ciddi sistem krizinin yaşandığını öne süren Yıldırım, "Kürt sorununun çözümü, doğası gereği Türkiye'nin demokratikleştirilmesi sürecinden ayrı düşünülemez. Bu yüzden çözüm süreci, Cumhuriyet tarihindeki en önemli gelişme olmuştur. Türkiye tarihinin en büyük demokratikleşme hamlesi olan çözüm süreci bir iktidarın devamı uğruna heba edilmiştir." görüşünü savundu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararına değinen Yıldırım, Kudüs'ün Müslüman, Hristiyan ve Yahudiler için birlikte bütün insanlığa ait bir miras olduğunu belirtti. Yıldırım, "Kudüs, Ortadoğu'nun inançlar ve halklar mozaiğidir. Hiçbir zaman tek bir inanç ve etnik kimliğe ait olmamış, Kudüs'ün kadim tarihi bu tarz aidiyete izin vermemiştir." dedi.
Kudüs'e ilişkin tartışmaların herkes için bir iç politika malzemesi olarak kullanıldığını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Yolsuzluk tartışmalarının içinde olan Netanyahu, bu sorunu iç politika malzemesi yapmaktadır. Yine despotluk eleştirileri alan Arap liderleri, Kudüs sorununu son bir haftada iç politika malzemesi yapmaktadır. Hatta şaibe soruşturmaları geçiren Trump bile Kudüs sorununu ve Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma belgesini iç politika malzemesi yapmak için imzalamıştır. Aynı şey ülkemiz için de geçerlidir. İçeride otoriterleşme ve yolsuzluk tartışmaları sebebiyle sıkışmış olan siyasi iktidar ve genel başkanı, bunu iç politikada rahatlamasına vesile olan siyasi bir şov malzemesi olarak görmüştür. Siyasi iktidarların içeride rahatlamasına sebep olan bu kriz, başta İsrail ve Filistin halkları olmak üzere kan ve gözyaşına davet bakımından Ortadoğu'ya ciddi zararlar vermektedir."
Yıldırım, HDP milletvekillerinin tutuklanmasının "siyasi darbe" olduğunu öne sürerek "Cumhuriyet tarihinin en siyasallaşmış yargı dönemini yaşamaktayız. Eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz ve belediye başkanlarımızın yargısal ve hukuki bir sürecin ürünü olarak cezaevinde olmadığını iyi biliyoruz." diye konuştu.
"Vicdansız ve adaletsiz bütçe"
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, bir devletin bütçesinin o devletin vicdanı olduğunu belirterek "Bizim bütçemiz geliri topladığı şekille de harcadığı şekille de maalesef vicdansız ve adaletsiz bir bütçedir. AKP döneminin en vicdansız ve en adaletsiz bütçesiyle karşı karşıyayız." dedi. Paylan, bütçenin gelirlerinin yüzde 70'inin dolaylı vergilerden oluştuğunu dile getirdi.
HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan da bugünkü tek kadın konuşmacının kendisi olduğunu ifade ederek bütçelerin toplumsal cinsiyete duyarlı hazırlanmasının tercih değil, bir gereklilik olduğunu söyledi.
Ertan, "Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe yapmak demek, bütçede kadınlara özel harcama kalemleri oluşturmak demek değildir. Bütçedeki cinsiyet eşitsizliğini kaldırmak ve bu duyarlılığı bütçenin bütün ruhuna işleyebilmek gerekmektedir. Ancak 2018 yılı bütçesi de önceki yıllar gibi toplumu oluşturan kadınların, erkeklerin ve çocukların harcamalardan ne düzeyde faydalandıklarını, aralarında ne gibi eşitsizlikler olduğunu değerlendirmeden hazırlanmıştır." dedi.