Hazar'da yeni enerji oyunu
Abone olSerdar İSKENDER / Makine Yük. Mühendisi / TÜTEV Enerji Danışmanı
Dünya petrol ve gaz rezervlerinin önemli bir bölümünü bulunduran Hazar'da yüzyıllardır devam eden enerji oyununda, yeni bir bölüme geçilmiş görünüyor. ABD'nin bölgedeki etkinliğinin azalmasıyla, Rusya'nın hegomanyası altına giren Hazar'da Çin'de rol almaya çalışıyor. Hazar'da, ABD-Rusya-İran arasındaki enerji savaşına Çin'de dahil olarak, Hazar'ın enerji kaynaklarından istifade etmeye çalışıyor.
Ortadoğu'dan sonra dünyanın ikinci büyük enerji kaynaklarının bulunduğu Hazar ve çevresinde enerji oyunu yeniden kuruluyor. Enerji kaynakları açısından zenginliği, mersin balığı ve havyar potansiyeli, Doğu-Batı ve Kuzey-Güney koridorları arasında geçiş noktası olması, Hazar Denizi'ni stratejik ve jeopolitik açıdan önemli bir merkez haline getirmiştir. Hazar'a kıyısı olan Azerbaycan, Rusya, Kazakistan, Türkmenistan ve İran'ın içerisinde bulundukları siyasi belirsizlik ve karışıklıklar, ABD'nin enerji kaynaklarının efendisi olma hayali ve Avrupa Birliği'nin sürekli artan doğal gaz ihtiyacı Hazar'ın önemini daha da arttırmaktadır.
Hazar'da, ABD Dışişleri Bakanlığı'na göre 30 milyar ton, Fransa'ya göre 35 milyar ton, Rus uzmanlara göre ise 8 milyar ton petrol bulunmaktadır. Ayrıca, farklı kaynaklar tarafından yapılan çalışmalarda bölgede, 15-20 trilyon metreküp doğal gaz rezervi bulunduğu da tahmin edilmektedir.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, Orta Asya enerji kaynaklarının dünya pazarlarına ulaşması için Türkiye ve İran alternatifleri kullanılmaya başlanmıştır. Bu iki alternatifi yeterli görmeyen Orta Asya ülkeleri dünya pazarlarına ulaşmak için Çin alternatifini de değerlendirmeye başladılar. Tüm dünyanın küresel finans kriziyle boğuştuğu bir dönemde, ekonomik büyümesini hız kesmeden sürdüren Çin, 2009 yılının sonunda doğrudan Türkmenistan'dan doğal gaz almaya başladı.
2009 yılı yeni doğal gaz boru hatları açısından oldukça verimli geçti. Temmuz ayında Türkiye'nin önderliğinde, Nabucco Doğal Gaz Boru Hattı için ilk imzalar atılırken, Aralık ayında Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhammedov yıllık 40 milyar metreküplük kapasiteye ulaştırılması beklenen doğalgaz vanasını birlikte çevirdiler. Hazar doğal gazını Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan üzerinden Çin'e ulaştıracak boru hattının uzunluğu 1833 km'yi buluyor.
Avrupa Birliği'nin desteklediği Nabucco Projesi'yle her şey yolunda gider ve ilk doğal gaz sevkiyatı 2013 yılında başlayabilirse, başlangıçta 8-11 milyar metreküp doğal gaz taşınabilecek. Boru hattının maksimum taşıma kapasitesi ise 31 milyar metreküp. Buna karşılık Türkmenistan'dan Çin'e kadar uzanan hattın 40 milyar metreküp doğal gaz taşıyacak olması projenin büyüklüğünü gözler önüne sermektedir. Doğal gaz akışı başlayan Türkmenistan-Çin boru hattına sadece Türkmenistan doğal gaz vermeyecek. Hattın
geçtiği Kazakistan ve Özbekistan doğalgazının da bu hattan Çin'e akma ihtimali var.
Boru hattının devreye girmesiyle başlayan yeni dönemde Çin, Türkmen doğal gaz yataklarında ortak yatırımlara da giriyor. Çin Ulusal Petrol Şirketi, Türkmenistan doğalgaz yataklarında çalışmalara başlıyor. Türkmenistan doğal gaz yatakları için Çin Hükümeti 4 milyar dolarlık bir kredi ayırdı. Çin, Türkmen doğal gazını alarak, doğal gaz kaynaklarını çeşitlendirmiş olmanın yanında, Orta Asya'da ki doğal gaz kaynaklarının üzerindeki Rus tekelinin kırılmasını da sağlamış oldu.
Rusya, 2009 yılında AB ülkelerinin doğal gaz alımını düşürmeleri nedeniyle, Türkmenistan'dan çok ucuza aldığı doğal gaz alımlarını düşürmüştü. Bu kararın, Türkmenistan'ın 2009 yılında en az 1 milyar dolar kayba uğramasına neden olduğu söyleniyor. 2009 yılı sonunda açılan Türkmen-Çin doğal gaz hattı, Türkmenistan'ın doğal gaz satış kaynaklarını çeşitlendirmesi açısından da önemlidir.
ABD'li enerji uzmanı Brzezinski'nin, 21. Yüzyılda Orta Asya enerji kaynaklarına sahip olan ülkenin tüm dünyaya yön vereceği teorisinin iki önemli aktörü, Rusya ve Çin, Şangay Beşlisi siyasi oluşumundan sonra ilk defa Türkmen gazı için karşı karşıya gelmiş durumdalar. Çin'in önümüzdeki dönem, Orta Asya'da ki enerji kaynakları üzerinde ki hakimiyetini arttırma yönündeki politikalara hız vereceği görünüyor. Ancak, Çin'in bu işi en büyük stratejik ortağı Rusya'yı rahatsız etmeden nasıl yapacağı ise cevap bekleyen önemli bir soru olarak karşımızda duruyor.