Euro'nun büyük sorunu Almanya

Abone ol

Atılım MURAT

Sarkozy, Berlusconi, ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Trichet'nin baskılarıyla açıklanan pakete göre; Yunanistan 30 milyar Euro AB'den, 15 milyar Euro IMF'den alacak. Rakam ilk başta etkileyici gibi gözükse de, Yunanistan'ın finansman ihtiyacı için yetersiz. Biraz detaylandırırsak; önümüzdeki 12 ayda Yunanistan'ın ihtiyacı olan para 51 milyar Euro. 2011-2013 dönemi için Yunanistan'ın bulması gereken para $114 milyar Euro.

Borç faizinin yüzde 5 olması, piyasa faizi ile Yunanistan'ın faturayı ödeme şansının olmadığı anlamına geliyor (piyasa faizi yüzde 7). Yüzde 5 faizle borçlanan bir ülke, nominal olarak bu oranın üzerinde büyüyemedikçe daha iyiye gitmez. Yunanistan'ın borçlarını ödememe olasılığı çok yüksek. Yunanistan'ın kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 112. 2013 yılında bu oranın yüzde 150 olması bekleniyor. 90'lı yıllarda Arjantin ve Rusya'yı kurtarmak için büyük paketler açıklanmış, bu ülkeler kaçınılmaz sondan yine de kurtulamamışlardı. Rakamsal olarak, Yunanistan'ın bugünkü durumunun Arjantin'den çok daha kötü olduğunu vurgulamak istiyorum. Paket Yunanistan'a kısa dönemi kazandırmış olabilir. (Yunanistan dün 6-12 aylık borçlanma gerçekleştirdi) Ancak uzun dönemde (5-10 yıl) Yunanistan'a borç vermek cesaret ister.

Pazar günü açıklanan kurtarma paketinden sonra EUR/USD paritesi hızla 1.37 seviyesine kadar yükselmişti. Parite hareketleri bir fikir verse de, bir paranın gerçek gücünü ölçmenin en iyi yolu, altının o para cinsinden değerine bakmak. Bir paranın değeri; merkez bankalarının faiz politikalarından, sermaye giriş-çıkışlarından etkilenir. Oysa altın fiyatı genel olarak arz-talep ilişkisine dayanıyor. Altın fiyatını direkt etkileyebilecek bir merkez bankası yok. Bu nedenle bu ölçütün son derece faydalı olduğunu düşünüyorum. Altının Euro cinsinden değeri, bu hafta 863 ile tarihi zirvesini gördü. Ayrıca, altın Yen cinsinden de son 20 senenin en yüksek seviyesinde (108,506). Bu seviyeler, piyasanın Euro ve Yen'e genel bakış açısını gösteriyor.

Aslında Euro sorununun odak noktası Almanya. Bir parasal birlikte, bir üyenin sürekli olarak diğerlerinden daha iyi performans göstermesi sürdürülebilir bir denge değil. Uluslararası rekabet gücünün en iyi kriterlerinden birisi olan 'birim iş gücü maliyeti' bu dengesizliği açıkça gösteriyor. Almanya'nın birim iş gücü maliyetinin diğer üyelere göre çok düşük olması, parasal birlik içinde çözümsüz problemler yaratıyor. Karşılaştırdığım ülkeler arasında en yüksek maliyet İrlanda'nın. Yunanistan, Portekiz ve İspanya'nın maliyetleri de İrlanda'nınkine yakın. Almanya önümüzdeki yıllarda, ya sürekli düşük enflasyonu hedefleyen ekonomi politikasından, ya da Euro'dan vazgeçmek zorunda kalabilir. İkisinin birbiriyle artık uyuşmadığı net biçimde görülüyor. 

Türkiye’nin dev şirketi Dardanel'den flaş karar! KAP'a bildirildi Rusya'dan Batı'ya yönelik gıda yaptırımlarına devam kararı Türkiye teknik resesyona mı girdi? Cevdet Yılmaz cevapladı Taksi ve okul servislerine kamera zorunluluğu SPK'dan 10 şirketin sermaye artırımı talebine onay çıktı