Ermenek'te umutlar tükeniyor
Enerji Bakanı Yıldız, Ulaştırma Bakanı Elvan ve Çalışma Bakanı Çelik Ermenek'te çalışmalara ilişkin bilgi verdi. Bakanların ortak sözü ise "Umutlar azalıyor" oldu
Abone olKARAMAN - Karaman Ermenek'teki su baskını nedeniyle mahsur kalan işçilerin bulunduğu özel şirkete ait maden ocağında kurtarma çalışmaları devam ediyor.
Facianın 3. gününde olayın yaşandığı Ermenek'ten bilgi veren Bakanların ortak açıklaması; "Çalışmalarımız devam ediyor. Ancak madenci kardeşlerimiz için umutlar her geçen dakika azalıyor" oldu.
Zaman ilerliyor. 18 işçi kardeşimizle alakalı umutlarımızın azaldığını söylemem gerekiyor. İşimizin kolay olmayacağını, zaman alacağını, çalışmaların 24 saat vardiyalı olarak devam ettiğini söylemem lazım. İstanbul, İzmir, Ankara, Konya'dan getirilen tüm malzeme ve ekipmanlar kullanılıyor. Malzeme yönünden herhangi bir sıkıntımız yok. Çamurlu suyun oluşturduğu tahribatı henüz görebilmiş değiliz. Suyu aktarmak önceliğimizken, çamurlu suyun yarattığı tahribatla karşılaştık. Çalışmada yer alan arkadaşlarımızın da can güvenliğini sağlamamız gerekiyor. 1-1.5 metrelik çökmeler oluştu. İleride de göçüklerle karşılaşabiliriz. Şu anki olan suyun basınçla oluşturduğu deformasyon nedeniyle ilerleme sağlanamıyor. Şuanda olanı şeffaf olarak paylaşmamız lazım. Biz tavanı güvence altına almamız lazım ki orada ilerlenebilsin ve en son noktalara kadar ulaşılabilsin.
"Kardeşlerimize yönelik umudumuz her geçen gün azalıyor"
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, "Suyun bir an evvel çekimesi ana hedefimiz demiştik. Bugün çamur kitlenin yer altından temizlenmesi, suyun tahliyesi öncelikli amacımız. Teknolojik imkanlar neyse en son teknolojiyle gereken neyse yapılıyor. Kardeşlerimize yönelik umudumuz her geçen gün azalıyor" dedi.
"İhmal varsa açığa çıkarılması konusunda kimsenin tereddüttü olmasın"
Herkesin üzerine düşen görevi azami şekilde yerine getirdiğine dikkat çeken Çalışma Bakanı Faruk
Çelik, "Su ocağı ruhsat verilmemesi lazım demiştiniz, nasıl ruhsat verilmiş?" sorusuna ise, "Konu şu ocağı içinde olup bitenlerin sonlandırılması. Bunu ısrarla farklı noktalara çekmeyi doğru bulmuyorum..Soma’da kaza yaşanmıştı, maden sahibini bulamıyoruz dediğiniz söylenmişti . Bulunamayan maden sahibi ve 18 işçi aşağıda.
Bulamayan ben miyim? Biz Uyar madenciliğin çalışmalarından memnun değiliz. Üzerlerinde ruhsat varsa bu ruhsatların kaldırılması talimatını verdim Soma’dan sonra. Burada Sayın Başbakanımız da Cumhurbaşkanımız da ifade ettiler burada kim olursa olsun ihmal varsa açığa çıkarılması konusunda kimsenin tereddüttü olmasın. İstersen Uyar olsun isterse Uymaz olsun. " şeklinde yanıt verdi.
Olayın 3. gününde facia madeninden acı hikayeler de gelmeye devam ediyor.
İşte yürek yakan o hikayelerden biri...
İşe başladığı gün madende mahsur kaldı
Osman Çoksöyler'in (29) yakınları, olay yerinden gelecek iyi haberleri umutla bekliyor. İşçinin 6 yıllık eşi Şadiye Çoksöyler'in gözyaşları ise hiç dinmiyor.
Çaresizliğini ve acısını çocukları 5 yaşındaki Asude Zeynep ve dört aylık Kübra Adile ile bastırmaya çalışan anne Çoksöyler, yakınlarının desteğiyle ayakta duruyor.
Yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatan Şadiye Çoksöyler, olayı duyduktan sonra perişan olduklarını söyledi. Her gün sanki eşi gelecekmiş gibi gözlerinin kapıda olduğunu dile getiren Çoksöyler, umudunu hala ilk günkü gibi taze tutmaya çalıştığını kaydetti.
"Gitme" diye yalvardı
"Eşim gece yarısı gelip ertesi gün madende işe başlayacağını söyledi. O gün işe gitme diye çok yalvardım ama beni dinlemedi" diyen Çoksöyler, şöyle devam etti:
"Kızımız rahatsız, onu hastaneye götürelim' dememe rağmen gitmek için ısrar etti. Hep içimde korku vardı. Panik halindeydim. Sabah namazını kılıp hazırlanmaya başladı. Yine 'gitme' dedim. Kararından vazgeçiremeyeceğimi anlayınca öğlen yemesi için ekmek reçel, zeytin ve peynir hazırladım. Hatta boğazından kuru kuruya geçmez diye meyve suyu yapmıştım. 20 dakika içinde kömür karasıyla yemek mi yenilir, nasıl insanlık bu?"
"Baban yaralıları kurtarmaya gitti"
Çoksöyler, biri beşikte iki çocuğuyla ne yapacağını bilemediğini vurgulayarak, "Eşim ve mahsur kalanlar için sürekli dua ediyorum. Kızım sürekli babasını soruyor. Ben de 'Baban orada mahsur kalanları kurtarmaya gitti, gelecek' diyerek oyalıyorum" dedi.