EPDK'nın OSB'leri aktör olarak görmesini istiyoruz

OSBÜK ve ASO Başkanı Nurettin Özdebir, EPDK'nın lisans vermesine rağmen OSB'leri bir aktör olarak kabul etmediğini belirtti.

Abone ol

Canan SAKARYA

ANKARA - Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Nurettin Özdebir, en büyük doğalgaz ve elektrik tüketicisi olan organize sanayi bölgelerinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından aktör olarak tanınmadığını belirterek, "Yüksek oranlarda enerji tüketen, bu enerjiyi yöneten, mesuliyetini taşıyan organizasyonlar olarak EPDK'nın bizi bir aktör olarak kabul etmesini istiyoruz" dedi.

Ankara Sanayi Odası Başkanlığı'nın ardından organize sanayi bölgelerinin üst kuruluşu olan OSBÜK'ün başkanlığı görevini de üstlenen Özdebir, yeni dönemde tüm organize sanayi bölgelerini aynı masa etrafından toplanmaya çağırdı. Birlik ve beraberlik içinde ortak akılla sorunların çözülmesi gerektiğini dile getiren Özdebir, organize sanayi bölgeleri yasasının yenilenmesi, EPDK ile yaşanan sorunların giderilmesinin öncelikli gündemlerini oluşturduğunu söyledi. Özdebir, Ankara Temsilcimiz B. Ferit Parlak ile arkadaşımız Canan Sakarya'nın sorularını yanıtladı.

OSBÜK'ün son genel kurulunda başkanlık görevini üstlendiniz. Bu göreve neden talip oldunuz?

Hayatımda ilk defa bir yere talip oldum. OSBÜK'ü yeniden düzenleyip toplamak, kırgınları küskünleri tekrar kazanmak amacıyla bu göreve talip oldum. OSB mevzuatı eskidi, geçen süre içerisinde şartlar değişti, OSB'ler değişti, kanunumuzu ve yönetmeliklerimizi tekrar gözden geçirmemiz lazım. Bütün bu işleri bu dönem içerisine sığdırmak, OSBÜK'ü biraz daha derlenmiş toplanmış güçlenmiş olarak teslim etmek istiyorum. Bunun için aday oldum. Etraftan gelen bilgilere göre benim şahsımla ilgili kimsenin itirazı yok. Derleyip toparlanmak için eski kırgın arkadaşlarımızı kazanmak için fırsat olur diye düşündük bunun içinde elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.

EPDK bizi hiç tanımıyor

OSBÜK Başkanı olarak nasıl bir yol haritası belirlediniz, OSB'lerin çözüm bekleyen öncelikli sorunları nelerdir?

OSB Kanunu yenilecek ama bunun dışında enerjide sorunlar var. Organize sanayi bölgeleri Türkiye'de tüketilen elektriğin dörtte birini, sanayi de kullanılan elektriğin ise yüzde 50'sini kullanıyor. Doğalgazda da önemli bir tüketici. Bu kadar büyük miktarlarda tüketirken, en büyük sıkıntılarından biri fiyatlar. Avrupa'nın en ucuz doğalgazını kullanıyoruz ama bunu daha ucuza alma imkanı yok mu? Elbette var. Enerji Piyasasında birtakım yeni düzenlemelerin yapılması lazım. Şu anda bu iş Botaş'ın tekelinde. CNG ithal edenler, Azerbaycan gazından alanlar var. Botaş'ın kontratlarını devralıp az miktarda da olsa gaz getiren özel şirketler var. Bu kaynakların çeşitlendirilmesi ve altyapının iyileştirilmesi lazım. 7 kuruşa kadar elektrik varken bugün bir organize sanayi bölgesi 15-16 kuruluştan elektrik kullanıyor. Bu konularda çalışmamız lazım. EPDK her ne kadar bize lisans vermiş olsa da tam bir aktör olarak kabul etmiyor. Özellikle bazı organize sanayi bölgeleri kadrolaşmasını, altyapısını tamamlayamadığı için enerji piyasasının kurallarıyla ilgili sıkıntılar var. Hala lisansını alamamış OSB'ler bulunuyor, lisansını alsa bile bunun gereğini tam olarak yerine getiremeyen OSB'ler var. Bunlar aslında OSBÜK'ün görevi, burada belki büyük organize sanayi bölgelerine küçük organize sanayi bölgelerine abilik yapmak gibi bir görev vermek lazım. Ya da Sanayi Bakanlığı ile birlikte oturup çalışıp bu yetkiler nasıl kullanacak ve nasıl denetlenecekse belirlemek lazım. Mesela OSTİM ve İvedik'teki patlamalardan sonra birtakım görevlerin belki de çok iyi algılanmadığı veya yönetmeliklerin yeterli olmadığı ortaya çıktı. Kurumsallaşmış organize sanayi bölgeleri bu planlarını düzenlemelerini yapıyorlar ama bunun bir kurala bağlanması lazım. Sanayicinin üzerine çok fazla yük olmadan bütün bunları yapabilecekleri bir takım düzenlemelere ihtiyaç var. Önümüzdeki dönemde önce birlik beraberlik ve katılımı sağlayıp, hiç kimsenin 'biz dışarda kaldık bize sormadılar' diyemeyeceği bir çalışmayı yapmamız lazım. Bunun için de herkesin OSBÜK'te toplanması gerekiyor.

EPDK'dan beklentiniz nedir?

Doğalgazda EPDK bizi hiç tanımıyor, elektrikte OSB'ler için lisans verdiler. Elektriği toptan alıp kendi üyelerimize veriyoruz. Ama elektrikte de mevzuatın geliştirilmesi lazım. EPDK, organize sanayi bölgelerinin elektrikte bir fon oluşturmasına karşı. Almış olduğumuz elektrikte dağıtım ve yatırımla ilgili masraflarımız düştükten sonra bir fiyat belirleniyor. Elektrik kilovatsaat üzerine sabit bir para konuyor, bununla elektrikle ilgili masraflarımızı karşılamaya çalışıyoruz. Aynı şeyi doğalgazda da istiyoruz. Çok ciddi miktarlarda doğalgaz tüketen organize sanayi bölgeleri var. Dağıtım şirketi sadece ayda bir kere geliyor hatta çoğu zaman gelmiyor bile telefonla endeksi soruyor söylüyoruz ona göre fatura yazıyor. Buna karşılık OSB'ler faturasını ödemeyenin yerine ödeme yapıyor ya da parayı toplayamadığında ödemeyi yapıyor ve bir şekilde üyelerinden tahsil ediyor. Yani, kayıp kaçak, OSB sınırları içindeki her türlü bakım onarım organize sanayi bölgelerine ait. Bütün bu riskleri biz üstlendiğimiz halde o sadece telefonla endeksi alıyor. Bütün bunları tekrar gözden geçirmek lazım alınan bu bedeller bu işin karşılığı mıdır? Bir ilin kullandığı doğalgazdan fazla doğal gaz kullanan organize sanayi bölgeleri var, bunlarla ilgili mücadele verilmesi gerekiyor.

Özelleştirmeler ani yapıldı

Elektrik ve doğalgazdaki sorunlar aslında uzun zamandır gündeminizde. Bugüne kadar bir adım atılmadı mı?

Şimdi sırası geliyor çünkü özelleştirmeler çok ani ve hızlı yapıldı, bu arada bize söz hakkı vermeden bizler de bu özelleştirmeler içinde satıldık. Alan insanlarda burada bir organize sanayi bölgesi var şu kadarda doğalgaz kullanıyor ben 15 sene buradan bedava para alacağım diyerek ona göre fiyat verdiler. Özelleştirmelerde fiyatın yükseltilmesi için bizi kızıl elma olarak koydular. Bu kontratların süreleri dolmaya başlıyor ve artık bunlarla ilgili çalışmamız gerekiyor.

Somut olarak öneriniz nedir?

Yüksek oranlarda enerji tüketen, bu enerjiyi yöneten, mesuliyetini taşıyan organizasyonlar olarak EPDK'nın bizi bir aktör olarak kabul etmesini istiyoruz. EPDK mevzuatı açısından bakarsanız bizim BOTAŞ'tan aldığımız gazı bir başkasına satmamız yasak ama bizim mevzuatımız da diyor ki, katılımcılar altyapı hizmetlerini organize sanayi bölgelerinden karşılamak mecburiyetindeler. Benim boru hattımı kullanacak benim elektrik hattımı kullanacak ki orada bir denetim ve düzen olabilsin. Doğalgazı benden almak zorunda değil serbest tüketici ise gider tedarikçisinden ya da benim sattığım gaz elektrik ucuz ise benden alır.

OSB'lerin bir bölümü OSBÜK dışında ayrı bir dernek çatısı altında toplandı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dernekleşmek, dernek kurmak, örgütlü toplum olmak anayasal güvence altında. Herkes istediği yerde olabilir, istediği şekilde de dernekleşebilir. Ama bu birbirimize rakip olacak şekilde değil birbirimize paralel çalışacak, aynı hedefe aynı zamanda aynı şekilde atış yapabilecek, isteklerimizi aynı şekilde tek bir ağızdan dile getirmek şeklinde olmalı bunun içinde önce hep beraber oturup ne isteyeceğimizi ne yapacağımız kararlaştırmamız ve bilmemiz lazım. Birimizin ak dediğine diğere kara derse o zaman bürokrasi de ne kadar bizi memnun etmeye çalışırsa çalışsın bir karar veremez. OSB'ler Türkiye'nin güzel yürüttüğü projelerden biri, her birinin çok güzel başarı hikayeleri var. Biz bizi yönetiyoruz bizim dertlerimizi en iyi bilenler yine bizleriz. Bugün Türkiye'ye gelen hemen hemen herkes Türkiye'deki organize sanayi bölgelerinin yapılarından etkileniyor ve ülkelerine döndüklerinde bunu istiyorlar. Ankara Sanayi Odası (ASO) olarak Leningrad 'da organize sanayi bölgesi yapacağız, prosedür tamamlandı. Bizde organize sanayi bölgelerine biçilmiş olan rol, getirilmiş olan kamu yetkileriyle birlikte çok güzel bir örnek. Türkiye'nin bu güzel projesini erozyona uğratmamak lazım.

Bazı OSB'ler niye dernekleşme yoluna gitti?

Kişisel bazı hırslardan dolayı ayrıca böyle bir dernek kuruldu. Beni rahatsız eden konu 'OSBÜK odalar tarafından yönetilen organize sanayi bölgelerinin egemenliğinde, diğerlerini yönetime almıyorlar, hak tanımıyorlar' şeklindeki şikayetler. Aslında odalar ile yönetilen organize sanayi bölgeleri azınlıkta. 264 tane organize sanayi bölgesi var bunun 135 tanesi OSBÜK üyesi . OSBÜK Üyesi OSB'lerin yapısına baktığımız zaman, bir tanesi özel organize sanayi bölgesi, tek bir oda tarafından yönetilen 4 tane organize sanayi bölgesi var. Birkaç oda tarafından yönetilen organize sanayi bölgesi bir tane Polatlı Organize Sanayi Bölgesi. Burası Polatlı Ticaret Odası ile Borsasının kurduğu bir OSB. Yönetiminde oda olmayan OSB'ler 17 tane, genel kurulunu yapmış OSB'ler 36 tane, karma dediğimiz müteşebbis heyetle kurulmuş içerisinde oda, belediye, özel idareler gibi birden fazla kuruluş var bunlar tarafından yönetilen 76 tane organize sanayi bölgesi var.

OSB'lerin tamamının durumuna bakarsak, 2 tane özel OSB, tek bir oda tarafından yönetilen 6 OSB var. Genel Kurulunu yapmış OSB sayısı 40 tane, yönetiminde oda olmayan OSB 30 tane, karma OSB'ler 184 tane. ' Odalar tarafından yönetim' diye bir durum söz konusu değil. Şu anda 264 OSB'nin, 149 tanesi işletmede, 39'u altyapı inşaatı, 21'i planlama, 30'u kamulaştırma, 25'i yer seçimi durumunda.

Yönetimlerin sanayiciler tarafından seçilmesi gerektiği, TOBB'un etkisinin olduğu da getirilen eleştiriler arasında, bu eleştirilere ne diyeceksiniz?

Ben sanayici değil miyim? Bir kere TOBB ile OSBÜK'ün hiçbir alakası, hukuki hiçbir bağı yok. Bazı şeyleri söylerken vicdan sahibi olmak lazım. Bu kavga Manisa'dan başladı. Bülent Koşmaz Bey sanayici değildi ama emek verdi çok da güzel şeyler yaptı. Türkiye'nin önde gelen organize sanayi bölgelerinin hepsinin arkasında odalar var. Seçim bir yarıştır, seçilen bir otorite vardır o otoritenin kanunlar nizamlar yönetmelikler çerçevesinde yaptığı icraatlar ve koyduğu kurallara uymak lazım. Ama siz muhalefet yapmak için muhalefet yaparsanız birtakım bölünmelere neden oluyorsunuz bu da iç huzuru bozuyor.

Birbirimizi düşman olarak görmememiz lazım gelsinler demokratik bir yarış OSBÜK'ün yönetimini alsınlar ama alamadıkları zamanda bizi dışlıyorlar demeye kimsenin hakkı yok.

Organize sanayi bölgelerinde arsa teşviki yeterli mi?

İllerin kalkınmışlık düzeyine göre bir teşvik sistemi uygulanıyor. Ankara birinci bölge olduğu için 50 milyon doların altında yatırımlara doğru dürüst teşvik yok bazı yerlerde 5 milyon dolardan başlayan teşvikler var. OSB'lerde bedelsiz arsa teşvik oranlarına baktığımızda Adana yüzde 5,Kozan' da yüzde 60, Adıyaman'da yüzde 70, Afyon'da yüzde 90'ına kadar. Ankara'da sıfır, Şereflikoçhisar'da yüzde 50. Ankara'da 50 milyon dolar üzerindeki yatırımlara arsa teşviki var. 40 yıllığına tahsis ediliyor güzel bir uygulama ama mutlaka yer seçme kriterlerine uyulması lazım. 10 dönüm tarlaya buğday ekiyorum buğdaydan kazandığım para ile makineden kazandığım para aynımı şeklindeki bir hesap yanlış bir hesaptır. Bu sürdürülebilir bir hesap değil çünkü toprağın yerine bir daha yenisini koyamazsınız ama o fabrikayı başka bir yerde yapabiliriz. Tarım arazilerini korunması açısından devletin OSB'leri daha cazip hale getirecek veya oralarda yapılaşmaya müsaade etmeyecek şekilde tedbirini alması lazım. Ancak bu noktada da bir haksızlık var sanayiye verilmeyen yer konuta çok rahat açılıyor, emanete ihanet etmememiz lazım. Yamaçlar dururken niye düz ovaya konut yapıyoruz. Yap yamaç bir yere herkesin ufku açılsın manzarası olsun niye birbirimizin balkonlarını seyrediyoruz.

Sanayinin çevreyle barışık olması lazım

Tarım arazilerinin sanayiye açılması konusunda bir hassasiyetiniz var, sanayileşme ve çevre ilişkisi konusunda neler yapacaksınız?

Organize sanayi bölgeleri çok güzel bir oluşum en temel fonksiyonlarından birisi de sürdürülebilir sanayileşmeyi temin etmek. İnsanların yaşayamayacağı bir dünya yaratırsanız sanayileşmenin sürmesi mümkün değil. O zaman sanayinin çevreyle barışık olması lazım. Bu anlamda OSB'ler içinde çok tatlı bir rekabet var. Yeni Hükümetin kurulmasını ardından Çevre Bakanı ile de görüştük 'En Çevreci OSB' seçimini bir süredir yapmıyorduk devam ettireceğiz. Çünkü bu organizasyon OSB'lere motivasyon veriyor. Tarım arazileri konusu beni son derece rahatsız eden bir durum. Organize Sanayi Bölgesi Başkanı, OSBÜK Başkanı, Sanayi Konsey başkanı olarak değil vatandaş hatta dünya ferdi Nurettin Özdebir olarak beni son derece rahatsız ediyor. Şu anda üzerinde bir tane kavak yetiştirdiğimiz toprak insanlık tarihinden eski Hz. Adem'den önce. Tekrar yerine koyabilmeniz mümkün değil. Onun için tarım arazilerini gözümüzün bebeği gibi korumamız lazım. Tarım arazileri dünyanın ortak malı gelecek nesillerin bize olan emaneti her geçen gün dünya nüfusu artıyor gelir düzeyi arttıkça daha çok çeşitli ve daha çok tüketiyoruz. Bu ekonomik kriz olmasıydı şu anda belki dünyanın en önemli konusu gıda arz güvenliği olacaktı.

Tarım arazilerini korumamız gerekiyor. Ama maalesef kötü bir uygulama var özellikle ilçe belediyelerimiz kendileri imar planı yapıyorlar. Bir sanayi lekesi oluşturuyorlar bu sanayi lekesini de bize satıyorlar. Bunu yapmaya hakları yok hukuken de hakları yok. Gidin o işletmelere ruhsatlarını isteyin bakın, adam makine parçası üretiyordur, tarımsal alan deposu, tarıma dayalı sanayi işletmesi veya üzerinde kâgir bina bulunan tarlalar şeklinde verilen ruhsatlar var. Ama üzerinde fabrika var ve imalat yapılıyor. Maalesef bizim sanayicilerimizin de pek çoğu bunun farkında değil. Ostim'de yaşananlar gibi facialar olsa savcı hem o işletme sahibini uyduruk ruhsatı var diye hem de o yere ruhsat veren makamları ipe çekmesi lazım. Kanunları çıkartıyoruz sonra bunun arkasından nasıl dolanırız diye yollar arıyoruz. Dümdüz tarlayı alıp üzerine fabrikayı yapıp uyduruk bir ruhsat almaya kimsenin hakkı yok.

Kümelenme OSB bazında olmalı

Kümelenme konusunda OSB'ler nasıl bir işlev üsteleniyor? İşletmelerin kümelenme konusunda bir araya gelme eğilimi nedir?

Aslında ortaklık yapamıyoruz ki kümelenme yapalım, kardeşler ortaklıklarını sürdüremiyor. İşletmelerimizin birçoğu birinci nesilden sonra devam edemiyor.

OSB'ler bu konuda katkı sunabilir. OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın'ın çalışmaları son derece güzel çalışmalar bende kendisine destek olmaya çalışıyorum özellikle savunma sanayinde. Organize sanayi bölgeleri konusunda bakanlıkla anlaşamadığımız bir husus var, kümelenmenin asıl organize sanayi bölgeleri bazında olması lazım. İhtisas organize sanayi bölgeleri son derece güzel bir kümelenme modeli. Ama bana göre çok sürdürülebilir değil çünkü iş hayatı çok değişken bugün ürettiğiniz şeyler 5-10 sene sonra demode olabiliyor. Pazar başka yerlere yönelebiliyor o zaman bu insanların mülkiyet haklarını ne yapacaksınız. Sembolik fiyatlarla kiralar alalım adam işi yapmıyorsa çeksin gitsin. Şu andaki modelde insanlar parasını verecekler binayı yapacaklar 'semer üretiyordun ama artık tüketilmiyor yerine başka şey üretemezsin' diyemezsin bu yapılarda çok sürdürülemiyor. Çok özel alanlarda olabilir mesela Şabanözü'nde belediye patlayıcı madde üretenleri bir araya toplamış her bir parsel arasında 300'er metrekare aralık bırakmış birinde bir tehlike olursa diğerine sıçramasın diye, takdir ettim.

Ayrıntılardaki Nurettin Özdebir

Ferit B.PARLAK

Tüm dünyaya örnek olabilecek Organize Sanayi Bölgesi (OSB) modelleri geliştirdik.

Ama ortak paydada birleştiremedik.

Farklı uygulamalar neticesinde sorun büyüttük.

OSBÜK başkanlığına seçilen ASO Başkanı Nurettin Özdebir'e OSB'lerdeki son durumu sorduk.

Hatalardan ders aldıklarını dile getiriyor ve "OSB mevzuatı eski yenilenmeye ihtiyacı var"; "EPDK'nın bizi aktör olarak görmesini istiyoruz"; "Herkesin OSBÜK çatısı altında toplaması gerekiyor."; "Tüm OSB'leri ele alarak önce birliği, beraberliği ve katılımı sağlayıp, hiç kimsenin 'biz dışarıda kaldık, bize sormadılar' diyemeyeceği bir çalışma yapacağız." Cümleleriyle önümüzdeki dönem politikalarını sıralıyor.

Özdebir'in, tarım arazilerinde kurulan sanayi tesisleri konusunda söyledikleri ise dikkat çekici, "Bu yanlış. Ancak bu noktada da bir haksızlık daha var. Sanayiye verilmeyen yer, konuta çok rahat açılıyor. Emanete ihanet etmememiz lazım. Yamaçlar dururken niye düz ovaya konut yapıyoruz? Anlamak mümkün değil."

Mersin'de yan yatan geminin mürettebatı kurtarıldı Işıkhan: Kamu personeli sorunları çözüme kavuşturuldu Borsa günü düşüşle tamamladı 'Ateşkes' derken İsrail yine Beyrut'u vurdu Bahçeli'den son dakika Ahmet Türk açıklaması