Engelleri kaldırıp, İMKB'nin önünü açacağız
İMKB'yi bir anonim şirket haline getirmek ve halka açık şirket olarak dünya ile daha iyi entegrasyonunu sağlamayı hedeflediklerini belirten Babacan, "Meclis yaz tatiline girmeden bütün bu yasal düzenlemeleri tamamlamak istiyoruz dedi.
Abone olİSTANBUL - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, önümüzdeki dönemde İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nı (İMKB) bir anonim şirket haline getirmek ve nihayetinde de halka açık şirket olarak dünya ile daha iyi entegrasyonunu sağlamanın temel hedefleri olduğunu belirterek, "Meclis yaz tatiline girmeden bütün bu yasal düzenlemeleri tamamlamak istiyoruz. Ama halka arz piyasa şartlarına göre verilecek ayrı bir karar" dedi.
Babacan, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nı (İMKB) ziyaret etti. İMKB Başkanı İbrahim Turhan ve Yönetim Kurulu üyeleri tarafından karşılanan Babacan, İMKB İşlem Salonu'nu gezerek, çalışanlarla tek tek tokalaşıp sohbet etti.
İMKB yönetiminde bazı değişiklikler yaptıklarını başkanlığa İbrahim Turhan'ı atadıklarını ifade eden babacan, kendisine başarılar diledi.
Arzu ettiğimiz borsa haline gelecek
Babacan, Yönetim Kurulu üyelerinin de nispeten yenilendiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki dönemde İMKB'yi bir anonim şirket haline getirmek ve nihayetinde de halka açık şirket olarak dünya ile daha iyi entegrasyonunu sağlamak bizim temel hedefimiz. Aynı zamanda İstanbul'u Türkiye'nin, bölgenin ve dünyanın en önemli finans merkezlerinden bir tanesi yapmak istiyoruz. Sermaye piyasaları da bunun en önemli ayaklarından birisini teşkil edecek.
Yeni bir SPK yasası üzerinde şu anda çalışıyoruz. Taslak kurumlara gönderildi. Taslağın ilk şeklini dinledim. Genel anlamda olumlu adımlar atılıyor. Bu yasal düzenleme bunun hemen arkasından da İMKB ile ilgili yasal düzenlemeyi yapıp bir bakıma engelleri kaldırıp, İMKB'nin önünü açmak. Hükümet olarak biz bunu yapacağız. Bunun arkasından kuşkusuz yönetimimiz en iyi şekilde, İMKB'yi, koşacak ve arzu ettiğimiz borsa haline getirecektir. Benim inancım tamdır."
İMKB'nin halka arzı
Babacan, İMKB'nin özelleştirilmesi ve halka arzına yönelik sürecin nasıl olacağına ilişkin bir soruya şu karşılığı verdi:
"Meclis yaz tatiline girmeden bütün bu yasal düzenlemeleri tamamlamak istiyoruz. Ama halka arz piyasa şartlarına göre verilecek ayrı bir karar. Önemli olan bunun altyapısını oluşturmaktır. Anonim şirketin tesis edilmesidir. Ortaklık yapısının kurulmasıdır. Halka arz, piyasa hangi tarihte nasıl bir ortam oluşturursa ona göre ondan sonra karar verilir. Önemli olan yasal çerçevenin düzenlenmesi, diğeri zamanlama meselesi" dedi.
IMF'nin 600 milyar dolar ek kaynak toplama talebi
Başbakan Yardımcısı Babacan, IMF'nin 600 milyar dolar ek kaynak toplaması konusunda Türkiye'nin yaklaşımıyla ilgili bir soru üzerine de şunları kaydetti:
"Mevcut küresel ekonomik krizin çözülebilmesi ve ülkelerin bir an önce doğru politikalar izleyebilmesi için öncelikle her ülkenin kendi evini derleyip toparlaması, kendi sorunlarına çözüm üretmesi gerektiğini söylüyoruz. Böyle dengesizliklerin olduğu bir ortamda, IMF kaynaklarına başvurabilecek ülke sayısı ilerde çoğalabilir. Hele hele gelişmiş ülkeleri, Avrupa ülkelerini IMF kaynaklarına ihtiyacı olabileceğini düşündüğümüzde, şimdiden bu hazırlıkları yapmaya biz sıcak bakıyoruz. İlla ülkeler kötüye gidecek, illa bu kaynaklara başvuracak gibi bir varsayımla da hareket etmemek, düşünmemek lazım. Bu bir tedbirdir, ileri doğru bir hazırlıktır. Arzu edilen her ülkenin kendi imkanları, kendi politikaları, kendi kaynaklarıyla krizi yönetmesi ve daha iyi bir ortama, daha iyi bir noktaya ulaşabilmesi. Temel dert budur. Ama her zaman yedeklerin faydası vardır."
Merkez Bankası'nın temettü dağıtması
Bir gazetecinin işlem salonunu gezdiği sırada Merkez Bankası hissedarı olan bir kişinin temettü alamadığını belirterek bu yöndeki şikayetini dile getirmesiyle ilgili sorusu üzerine de Babacan, bu konunun Merkez Bankası'nın her genel kurulunda gündeme geldiğini, bunlarla ilgili kalıcı bir çözüm bulmakta fayda olduğunu söyledi.
Babacan, "Çok kronikleşmiş, çok eski bir döneme dayanan bir konu. Alternatifler üzerinde çalışılabilir. Ama gönüllülük esasını göz önünde bulundurmamız lazım. Kimseye zorla bir şey yaptırmamız mümkün değil. Gönüllülük esasına göre bir alternatif seçenek oluşturulabilir. Ama bu taahhüt, bir söz anlamına kesinlikle gelmesin. Üzerinde çalışılabilecek bir konu" dedi.