Ekonomistler ECB’nin QE hamlesine kilitlendi

Abone ol

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, orada olmasa da Davos Zirvesi’nde spotların üzerine döndüğü isimdi dün. Draghi, 1.1 trilyon euro yani 2.3 trilyon dolar büyüklüğe sahip varlık alım programının bir parçası olarak ülke tahvilleri alımı taahhüdüne bulundu ve Euro Bölgesi’nin yeni bir döneme girmesine neden oldu. ECB başkanı, enfl asyonu canlandırmak ve Euro Bölgesi ekonomisini desteklemek için attığı bu adımla, Almanya’nın parasal genişlemeye yönelik muhalefetine de kulak tıkamış oldu. Durgunluğa yaklaşan ekonomi ve deflasyon riski, Draghi’yi, Fed’in piyasaya para enjekte etmek için kullandığı benzer bir yola gitmeye zorladı. Draghi, Frankfurt’ta basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “ECB, mevcut varlığa dayalı menkul kıymet ve teminatlı tahvil alımını da kapsayan genişletilmiş bir varlık programını uygulamaya koymaya karar verdi,” dedi ve “Enflasyon patikasında, hedefimiz olan yüzde 2’ye yakın ama bu seviyenin hemen altındaki enflasyon hedefimizle uyumlu bir düzeltme bekliyoruz” şeklinde görüş bildirdi. Varlık alım planının ayrıntıları şöyle: 
• ECB ayda 60 milyar euro varlık alımı yapmayı planlıyor

• Alımlar 2016 Eylül sonuna kadar sürecek 
• Tahvil alımları enflasyonun sürdürülebilir bir ayarlama seyrine girdiği görülene kadar sürecek 
• Eurosystem Mart 2015’te yatırım yapılabilir nota sahip devlet tahvillerini almaya başlayacak 
• Tahvil alımları merkez bankalarının ECB’nin sermayesinde sahip oldukları paya dayalı olarak yapılacak 
• Geri kalan altı TLTRO’nun fiyatlaması değiştirilecek 
• Bundan sonraki TLTRO’larda uygulanacak faiz TLTRO’nun yapıldığı zamandaki politika faizine eşit olacak 
• Tahvil alımlarını ECB koordine edecek, uygulamada merkezi olmayan bir yöntem esas alınacak 
• ECB bilançosunda belirgin artış görülecek 
• Uygun fiyat oluşumuna izin verecek oranlarda devlet tahvili alınacak 

ECB’nin hamlesi ekonomistleri parasal genişlemenin ne kadar işe yarayacağı konusunda ikiye böldü. 

Petrol, Fed ve euro bilmeceleri yıl ortasında çözülür mü? 

Davos’ta geçirdiğim ilk iki gün içinde burada duyduklarım, gördüklerim ve okuduklarım, cevabı en çok merak edilen şu üç sorunun yıl ortalarında cevaplanabileceğini düşündürmeye başladı bana. 
• Soru 1: Petrol fiyatı önümüzdeki dönemde nasıl seyredecek? 
• Soru 2: ABD Merkez Bankası(Fed) ne zaman faiz attıracak? 
• Soru 3: Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişleme uygulaması euronun değerini nasıl etkileyecek ve euro/dolar paritesi ne olacak?Hemen belirteyim ki hiç hesapta olmayan gelişmelerin birbirini izleyebildiği, belirsizliğin ve oynaklığın zirve yaptığı bir dünyada yaşıyoruz ve benim edindiğim izlenim bu yazının yazıldığı dün itibariyle geçerli. 

Petrol fiyatı nasıl seyredecek? 

Davos’ta, Dünya Ekonomik Forumu yıllık toplantısının yapıldığı Kongre Merkezi ile oteller ve diğer mekanlar arasında ulaşımı sağlayan lacivert renkli minibüsler katılımcılar arasında sosyalleşmeye de katkıda bulunuyor. Araca bindiğinizde sizden önce binmiş olanlarla selamlaşıp sohbete başlamak adetten. Hindistan’ın önde gelen petrol şirketinin yöneticisiyle de böyle tanıştık ve 30 saniye içinde petrolün geleceğini konuşmaya başladık. Ona göre şu anda gelinen noktaya Suudi Arabistan’ın ustaca hamlesiyle gelinmişti. Suudiler, “shale” teknolojisiyle üretim yapan ABD’li yeni petrol üreticilerinin üretimden ve yatırımdan vazgeçeceği noktaya kadar bu tutumunu sürdürmeye kararlıydı. Bunun tam tersini savunan ve bugünkü senaryonun Rusya’ya ders vermek isteyen ABD’nin oyunu olduğunu söyleyenlere de rastladım burada. 

OPEC Genel Sekreteri Abdullah El Bedri’nin Davos’ta yaptığı açıklamalardan edindiğim izlenime göre OPEC, bu yılın ortalarına kadar mevcut politikasını sürdürecek ve piyasanın nasıl gelişeceğine bakacak. OPEC Genel Sekreteri her hangi bir fiyat rakamı telaff uz etmedi ama bu günkü fiyat düzeyinin kalıcı olduğuna inanmadığını, yılın ikinci yarısında durumun değişebileceğini söyledi. Farklı bir minibüste karşılaştığım Uluslararası Enerji Ajansı Başekonomisti Fatih Birol’un görüşü de buna yakın anladığım kadarıyla. 

Petrolde daha çok arz cephesindeki gelişmeler konuşuluyor ama talep cephesi de çok önemli. Son yıllarda en büyük petrol ithalatçısı olan Çin’in ekonomisindeki yavaşlamanın süreceği izleniminin güçlenmesi ve IMF’nin dünya ekonomisi için büyüme tahminlerini aşağı çekmesi, talep cephesindeki gelişmelerin, petrol fiyatını artırmak isteğindeolanlara fazla yardımcı olmayacağını düşündürüyor. Bu konuda fikir yürütebilmek için ikinci sorunun cevabı da önem taşıyor. 

Fed ne yapacak? 

Uyguladığı “QE”, yani parasal genişleme sonucunu doğuran tahvil alım programını sonlandırdıktan sonra faizleri artırma konusunda “sabırlı” olacağını açıklamış bulunan ABD Merkez Bankası’nın(Fed) ne zaman faiz attıracağıDavos’ta da tartışılıyor. 

IMF Başkanı ChristineLagard, dün Davos’ta katıldığı oturumda, Fed’in faiz artırmaya başlamasının beklendiğini ve bunun hem küresel büyüme bakımından hem de deflasyon tahdidi bakımından “iyi haber” sayılması gerektiğini söyledi.

Lagarde bir tarih vermedi ama çok da uzak olan olmayan bir tarihte bu iyi haberin alınabileceği görüşünde olduğu izlenimini edindim. Lagarde ile aynı panelde konuşan eski ABD Hazine Bakanı Larry- Summers ise dünyadaki defl asyon riskinin hafife alınmaması gerektiğini vurgulayarak Fed’in faiz indirme konusunda uzunca bir süre daha beklemek zorunda kalabileceğini ileri sürdü. 

Benim edindiğim izlenime göre Davos’ta, Fed’in faiz indirme kararını vermek için göstergelerdeki gelişmeleri izleyeceği ve olumlu sinyaller alması halinde yıl ortasına doğru, çekingen bir şekilde faiz artırmaya başlayacağını düşünenler çoğunlukta. 

ECB hamlesi ve euronun değeri

Avrupa Merkez Bankası’nın nicedir beklenen tahvil alımı yoluyla parasal genişleme programınıdün açıklandı. Programın kapsamı, uygulanma biçimi ve olası etkileri konusunda çok farklı görüşler duydum Davos’ta. Ancak piyasaların kararın açıklanmasından önce satın almaya başladığı bir sonuç konusunda hayli yaygın bir görüş birliği var. Parasal genişleme programının Euro’nun değerini düşürme yönünde belirgin bir etki yapması bekleniyor. 
Bu koşullar altında Euro/Dolar paritesi konusunda farklı tahminler havada uçuşuyor doğal olarak. Paritenin ilk hedef olarak 1.10’a düşeceği sıkça tekrarlanan bir tahmin ama tahminden çok temenni şeklindeki en çarpıcı rakamı İtalya Başbakanı MatteoRenzi telaff uz etti ve 1 Euro’nun 1 Dolar’a eşitlenmesini memnuniyetle karşılayacağını söyledi. 

Her üç konuda da 2015 yılının ortalarına doğru heyecan artacak gibi görünüyor.

Yeraltı sularındaki azalma, kârı yüzde 10 düşürecek “Ülkenin birinci sorunu ekonomi değil Güneydoğu” Mersin'de yan yatan geminin mürettebatı kurtarıldı Borsa günü düşüşle tamamladı 'Ateşkes' derken İsrail yine Beyrut'u vurdu