Ekonomi ısınmadı, bugünden tedbir alıyoruz
Yılmaz, "İç talebin bugün geldiği nokta itibarıyla enflasyonun tehdit oluşturduğunu düşünmüyoruz" dedi.
Abone olİSTANBUL - Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, önümüzdeki dönemde dünyayı etkisi altına alacağını düşündükleri yeni konjonktürün bazı önlemlerin alınmasını gerektirdiğine işaret ederek, yeni konjonktürün temel özelliğinin güvenilir ve dinamik yükselen piyasa ekonomilerine yoğun sermaye akışı sonucunda bu ekonomilerde aşırı ısınma, aşırı borçlanma ve varlık balonları oluşması riskinin belirmesi olduğunu bildirdi.
Yılmaz, "Biz şu anda ekonomimizin ısındığını düşünmüyoruz. Ama ileriye yönelik özellikle cari açık tarafından baktığımızda birtakım finansal istikrarla ilgili risklerin ortaya çıkabileceğini düşünüyoruz. O nedenle bugünden tedbir alıyoruz" dedi.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, iç talepteki canlanmanın enflasyon üzerinde olumsuz etkisi olmadığını belirterek, "Dolayısıyla iç talebin bugün geldiği nokta itibarıyla enflasyonun tehdit oluşturduğunu düşünmüyoruz" dedi.
Durmuş Yılmaz, bankacılık sisteminin büyütülmesinin yavaşlatılması diye bir şeyin söz konusu olmadığını kaydederek, "Ölçülü bir büyümenin, kontrol edilebilir bir büyümenin ülkemiz için uygun olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla bankacılık sisteminin büyümesinin engellenmesi gibi bir şey söz konusu değil. Aklımızın ucundan da geçmiyor" değerlendirmesini yaptı.
Öte yandan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, gecelik faiz oranlarının borçlanmada yüzde 5,75'den yüzde 1,75'e düşürülmesine ilişkin, "Şu anda aldığımız bu kararla yabancıların satarak elde ettikleri TL'yi kısa vadeli para piyasasında park etmek yerine daha uzun vadeye gitmelerini, daha uzun vadeli swap yapmalarını ve biraz daha kalıcı olmalarını amaçlıyoruz" dedi.
Zorunlu karşılık düşebilir
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, "Finansal istikrarı güçlendirici bir tedbir olarak yıl sonuna kadar bir yıldan daha uzun vadeli mevduata uygulanan zorunlu karşılık oranlarının bir miktar düşürülmesi gündeme gelebilecektir" dedi.
Durmuş Yılmaz, TÜSİAD-Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu'nun (EAF) düzenlediği, "Kriz Sonrası Yeni Finansal Düzen" başlıklı konferansta yaptığı konuşmada, finansal istikrar hedefleri ile ilgili olarak önem verdikleri bir konunun gerek yurtiçi gerekse yurtdışı borçlanma vadelerinin uzatılması ve mevduat yapısının daha uzun vadeye yayılması olduğunu söyledi.
Yılmaz, "Bu kapsamda özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcunun yarısından fazlasının vadesinin 2013 yılından sonra gelecek olması Türkiye firmalarının kısa dönemli şoklara karşı direncini artırmaktadır" dedi.
Öte yandan Türkiye'de mevduatın vade yapısının ise oldukça kısa olmakla birlikte giderek daha da kısaldığının görüldüğünü ifade eden Yılmaz, "Bu doğrultuda finansal istikrarı güçlendirici bir tedbir olarak yıl sonuna kadar bir yıl ve daha uzun vadeli mevduata uygulanan zorunlu karşılık oranlarının bir miktar düşürülmesi gündeme gelebilecektir" şeklinde konuştu.
"Kredi hızı istikrarı zayıflatırsa zorunlu karşılığı daha aktif kullanırız"
Bununla birlikte Yılmaz, finansal istikrar açısından takip ettikleri konulara değinerek, " Çıkış stratejimizin bir parçası olarak kredilerdeki genişleme hızının finansal istikrarı zayıflatıcı bir seviyeye çıkması halinde zorunlu karşılık oranları daha aktif bir şekilde kullanılabilecektir. Benzer bir şekilde teknik faiz ayarlaması yoluyla bankaların daha etkin bir likidite yönetimi uygulamaya başlamalarını da borçlanma oranlarının makul seviyelerde seyretmesine destek verebilecek diğer bir politika aracı olarak görüyoruz" şeklinde konuştu.
Piyasadan 2.1 milyar lira çekilecek