Ege’nin pamuk tarlalarında balık hasadı yaygınlaştı

Egeli üretici narenciye ve sebzeden sonra pamuk tarlalarında balık yetiştiriciliğine başladı. Uzmanlar, uygulamanın toprakları bir daha tarımsal amaçlı kullanılamaz hale getirme riskine dikkat çekti

Abone ol

ARZU ALP

İZMİR - Dünyanın en kaliteli pamuğunun yetiştiği Ege Bölgesi’nde pamuk tarlalarına balık üretme çiftlikleri kuruluyor. Özellikle Milas gibi denize yakın ve topraklarında tuzluluk problemlerinin olduğu pamuk tarlalarında çiftçiler yeterli ekonomik getiriyi sağlayamayınca çevresindeki balık üretici ve işleme tesislerinin desteği ile arazilerinin içine toprak havuzlar açarak kültür balıkçılığı yapmaya başladılar. Mutlak tarım arazisi olan pamuk tarlalarında kurulan balık çiftlikleri, özellikle Milas Ovası’nın tarımsal bütünlüğünü bozduğu gibi, gelecekte toprakları bir daha kullanılamaz şekilde ortadan kaldırılacak olması bölgenin tarımsal potansiyelini de olumsuz etkileyecek. 

İzmir Ticaret Borsası ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü ortaklığında 2000 yılından bu yana gerçekleştirilen uzaktan algılama yöntemi ile pamuk ekim alanları ve rekolte tespit çalışmaları bu dramatik tabloyu ortaya koydu. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Bolca, yaptıkları çalışmalarda Milas ilçesindeki görülen en çarpıcı tespitin, pamuk tarlalarının balık üretme çiftliklerine dönüşmesi olduğunu söyledi. 

Ege Bölgesi’nde bir zamanlar pamuğun tarımın lokomotif ürünlerinden birisi olduğunu anımsatan Bolca, ancak Türkiye genelinde olduğu gibi tarım ve tarımsal ürünlerin ekonomideki yerinin hakettiği seviyeye gelememesinden dolayı kan kaybettiğini dile getirdi. Bolca, pamuğun, üreticiden çırçırçıya, iplikçiden kumaşçıya, kumaşçıdan konfeksiyon sektörüne kadar uzanan bir katma değeri olduğunu belirterek, “Tarladan itibaren ekonomiye katkısı katlanarak artan pamuğun da altın gibi borsası var. ABD, Mısır, Çin, Hindistan gibi ülkeler piyasayı ele geçirmek için düşük maliyetlerle piyasaya pamuk sürüyorlar. Bu ürün fiyatını düşürürken, işçilik, sulama gibi giderlere gelen zamlarla maliyet sürekli artırıyor” dedi. 

Tuza en dayanıklı ürünün pamuk olduğuna dikkat çeken Bolca, “Söke’de denize yakın bölümlerde tarım topraklarının tuzlu olmasından dolayı pamuktan başka bir ürün ekme şansı yok. Yani Söke’de metazori pamuk üretiliyor. Pamukta en büyük gider toplama maliyeti. Söke’de arazilerin geniş olması makineli hasada, dolayısıyla pamuk ekimine imkan veriyor. Ancak Milas gibi kıyıları denize yakın ve topraklarında tuzluluk problemlerinin olduğu küçük parsellerde makineli hasat yapılamadığından pamuk ve diğer tarımsal bitkiler artık yeterli ekonomik getiriyi sağlayamıyor. Çiftçiler de çareyi çevredeki balık üretici ve işleme tesislerinin desteği ile arazilerine toprak havuzlar açarak kültür balıkçılığı yapmakta bulmuşlar” ifadesini kullandı.

Son 10 yılda toprak havuzlar 1.850 dekara çıktı 

Prof. Dr. Bolca, “8-10 yılda özellikle Milas Ovası’nda kültür balıkçılığı yapılan çiftlik sayılarında artış yaşandı. Uydu ile yaptığımız tespitlere göre 2000’de pamuk bölgelerinde neredeyse hiç toprak havuz yokken, geçen yıl bu alan bin 850 dekarlık büyüklüğe ulaştı. Yasalar, tarım alanlarının tarım dışı amaçlarla kullanılamayacağını öngörüyor. Fakat bu çiftliklerin de tarımsal üretim kapsamında değerlendirilmesinden dolayı önüne geçilemiyor” dedi. Bu havuzların suyunun artezyenler ile temin edildiğini anlatan Bolca, “Artezyen sularının tuzluluk oranı çok yüksek. Etrafa sızan tuzlu sular tarım topraklarının verimini düşürüyor. 10 yıl sonra balık çiftliklerinin başka yere taşınması halinde tarım toprakları kaybolacak” açıklamasını yaptı.

Bitkisel üretim alanları kara balıkçılığı ile yok ediliyor

Prof. Dr. Mustafa Bolca, pamuk, mısır, buğday gibi bitkisel ürünlerin üretim alanlarının kara balıkçılığı ile yok edildiğini belirterek, “Bu ürünler denizde yetiştirilemez. Ancak kültür balıkçılığı 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülkede açık denizlerde yapılabilir. Ekili ve dikili tarımsal üretim, toprak kaynaklarının korunması ile sağlanabilir. Tarım ürünlerinin hak ettiği fiyatın devlet tarafından sağlanması maliyet ve gelir döngüsünün çiftçi lehine olacak şekilde ayarlanarak taban fiyat belirlenmesi gerekir ki üretici tarım topraklarını amacı dışında kullanmasın” diye konuştu.

Tüketici tüketmiyor, tükeniyor 2 bin 667 projeye 2,2 trilyon lira yatırım A Milli Erkek Basketbol Takımı finale kaldı Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Hiçbir anlamı yok Adalet Bakanı Tunç'tan kadına şiddete karşı 'sıfır tolerans' mesajı