Dışişleri'nde Musul zirvesi
Dışişleri Bakanlığı'ndaki Musul hareketliliği devam ediyor. Bakan Davutoğlu, MİT Müsteşarı Fidan ve Emniyet Genel Müdürü Kılıçlar'la biraraya geldi
Abone olANKARA - Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Musul'daki Türk Başkonsolosluğu'ndaki diplomatları ve TIR şoförlerini rehin alması gelişmelerinin ardından Ankara'da rehin vatandaşların kurtarılmasına ilişkin çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Bu kapsamda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Emniyet Genel Müdürü Kılıçlar ile biraraya geldi. Aynı zamanda Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Korur da uluslararası nakliyeci firmalarıyla görüştü.
"Rehin 31 şoförün hepsi bir arada, yakın tehlike söz konusu değil"
Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan son açıklamada “Rehin 31 şoförün hepsi bir arada, yakın tehlike söz konusu değildir” ifadeleri yer aldı.
İşte o açıklamanın detayları:
Konsolosluk çalışanlarının Suriye’ye götürüldüğü iddiası yanlış
Konsolosluktakilerin havayoluyla alınmaları mümkün değildi. Konsolosluk çalışanlarının Suriye’ye götürüldüğü iddiası yanlış. Konsoloslukta rehin alınanların hepsi bir arada. Türk vatandaşları için fidye istenmedi. Saldırganlara elimizdeki güçle karşı konulması mümkün değildi.
Bakanlığın ilk açıklaması:
Dışişleri Bakanlığı'nda zirve devam ederken, Bakanlık'tan görüşmelere dair ilk açıklama geldi.
Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) elinde rehin bulunan Türk vatandaşlarıyla ilgili Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
Irak’ta son dönemde yaşanan gelişmeler ve güvenlik durumundaki hızlı kötüleşme hakkında Bakanlığımızca düzenli olarak her gün açıklama yapılarak kamuoyumuzun bilgilendirileceği dün Sayın Bakanımız tarafından ifade edilmişti.
Irak’ın Musul vilayetinde 6 Haziran’da başlayan çatışmalar nedeniyle, Uluslararası Göç Örgütü verilerine göre sadece geçtiğimiz hafta içinde Musul’dan yaklaşık 500,000 civarında kişi ülkenin nispeten sakin bölgelerine göç etmiştir. Şehirde hastanelere erişim sağlanamamakta, içme suyu ve gıda ihtiyacı artmaktadır. Kerkük, Selahaddin, Diyala ve Anbar vilayetlerindeki pek çok yerleşim yeri civarında da çatışmalar devam etmektedir.
Irak’taki mevcut istikrarsızlığın vatandaşlarımız üzerindeki etkisinin mümkün olduğunca asgari düzeyde olabilmesi için gayret gösterilmektedir. Irak’ta görev yapan diplomatik ve konsüler temsilciliklerimizdeki resmi verilere göre, Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) dışında kalan 15 Vilayette 7 ila 10 bin arasında vatandaşımızın bulunduğu tahmin edilmektedir. IKB içinde ise 110,000 civarında vatandaşımızın ikamet izni olduğu bilinmektedir. Bunun dışında, geçici sürelerle giden veya turist olarak giriş yapıp bu ülkede çalışan vatandaşlarımızın sayısına ilişkin sağlıklı bilgi bulunmamaktadır.
13 Haziran tarihinde Bakanlığımızca yapılan güvenlik duyurusunda kayıtlı unsurlar geçerliliğini korumakta olup, Musul, Kerkük, Selahattin, Diyala, Anbar ve Bağdat’ta bulunan vatandaşlarımızın can güvenlikleri bakımından her koşulda müteyakkız bulunarak, mümkün olan en kısa sürede bu vilayetlerden ayrılmaları ve bu vilayetlere seyahat etmekten kaçınmaları kuvvetle tavsiye edilmektedir. Gelişmelerin seyrine göre sözkonusu duyuruda gerekli güncellemelerde bulunulacaktır.
Vatandaşlarımızın Irak’tan ülkemize rahatlıkla geri dönebilmeleri amacıyla, THY, Bağdat, Basra, Necef, Süleymaniye ve Erbil Havalimanlarından gerçekleştirdiği normal seferlerin devam etmesi, tarifeli seferler için kullanılan mevcut uçak tiplerinin büyütülerek daha fazla yolcu taşınması, ihtiyaç duyulması halinde ek seferler gerçekleştirilmesi ve uçak biletlerinin mümkün olan en düşük tarifeden ücretlendirilmesi kararlarını alarak uygulamaya geçirmiştir.
Öte yandan, 11 Haziran’dan bu yana alıkonulan Musul Başkonsolosluğumuz personeli ile Musul’un Geyara ilçesinde tutulan, bir firmamızda çalışan 31 şoförden oluşan vatandaşlarımızın en kısa sürede, sağ salimen ülkemize dönmelerinin sağlanması için de devletimiz tüm imkânlarını seferber etmiş durumdadır. Bu konuda gerekli çalışmalar hassasiyetle sürdürülmektedir. Irak’ta alıkonulan vatandaşlarımıza ilişkin olarak çok sayıda dost ülke tarafından yapılan ve ülkemizle dayanışma içinde olunduğu mesajına yer verilen açıklamalar da memnuniyetle izlenmektedir.”