Devlet Bahçeli'den HDP çıkışı: 'Vakit kaybetmeksizin...'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP hakkındaki kapatma davasına ilişkin "HDP'nin isteği ile Anayasa Mahkemesinin davayı sulandırması doğru değildir. Dağda beli kırılan bölücü terör örgütünün, mahkeme kapılarında tedavi edilme ayıp ve arayışından kesinkes vazgeçilmelidir." dedi.
Haber Merkezi | Abone olMHP lideri Devlet Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 1918'den 1923'e kadar geçen tarih serüveni ve serencamında neler olmuşsa, 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain FETÖ darbe teşebbüsünden bugüne kadar üç aşağı beş yukarı benzerlerinin yaşandığını söyledi.
Zalim hedeflerin ve hıyanet projelerinin emel ve enerjisinde hiçbir değişiklik olmadığını ifade eden Bahçeli, Türk milletinin bekasını korumak ve kökleştirmek için Türk devletleri zincirine cumhuriyet rejimiyle yeni bir halka eklediğini, bu kapsamda Türklüğün teşkilatçı yapısının imparatorluğun yıkımından yeni bir Türk devleti çıkarmayı başardığını anlattı.
Bahçeli, 16 Nisan 2017 halkoylamasıyla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, Türk milletinin bekası adına 100 yıl içinde başardığı ikinci demokratik atılım olduğunu dile getirerek, tarihin her buhranlı devrinde Türk milletinin devletiyle bir ve bütün haline geldiğini kaydetti.
Halkoylamasının, Türk milletinin kendi kaderine, geleceğine, egemenliğine aracısız, bağlantısız, fasılasız, kansız ve sarsıntısız sahip çıkma başarısını belgelediğini söyleyen Bahçeli, şöyle konuştu:
"- O günden bugüne Türkiye'ye yönelik tanıdık mütecaviz ve mütehakkim operasyonların seyir ve seviyesinde beklendiği üzere yoğunluk gözlenmiştir. Doğrusunu isterseniz, milletine mensubiyet onuruyla bağlı her vicdan sahibi insanımız buna şaşırmamıştır.
- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kabulü ve müteakiben 24 Haziran 2018 seçimleri sonrası yönetim hayatımıza resmen girmesiyle yerli ve yabancı çıkar ortakları tarihten malumu olduğumuz korkuya yeniden ve daha şiddetle kapılmışlardır. Şüphesiz korkunun ecele faydası olmayacaktır. Bizim korkuyu korkutmuş bir duruşumuz vardır ve meydandadır."
"Zillet ittifakı sırtını zalimlere, sırtlanlara, akbabalara dayamıştır"
MHP lideri Bahçeli, yönetim sistemindeki reformun, iç ve dış işgal cephesini ürkütmekle kalmadığını, doğrudan ve doğal olarak yeni arayışlara ittiğini belirterek, "Bu çerçevede CHP emperyalizmin gedikli lejyonu, İP gizli temincisi, HDP girift tetikçisi, diğerleri de siyasi garnitürü olacak kadar alçalmışlar, Türk milletinden ahlaken ve manen ayrılmışlardır. Zillet ittifakı sırtını zalimlere, sırtlanlara, akbabalara dayamıştır. Cumhur İttifakı ise varını yoğunu Türk milletine adamış, sinesinden doğduğu milletiyle tek yürek, tek bilek, tek nefes olmuştur. Onların hamisi varsa bizim de milletimiz vardır." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Cumhur İttifakı'nı devirmek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni tasfiye etmek maksadıyla zillet ittifakının paydaşlarının atın arabaya koşulduğu gibi koşulduğunu ifade eden Bahçeli, "Dünya çapında hiçbir muhalefet partisi Türkiye'deki muhalefet partileri kadar savruk, sefil ve acınası hallere düşmemiştir. Yine dünya genelinde hiçbir muhalefet partisi bizdeki muhalefet gibi ülkesine ve milli haysiyete cephe almamıştır. İşin can alıcı noktası ise bu muhalefetin çok ciddi güvenlik sorununa dönüşmüş olmasıdır. Cumhur İttifakı ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden ABD, AB, Londra tefecileri, terör örgütleri, Soros uşakları, Pensilvanya uyduları, emperyalizm kuklaları, küresel çeteler rahatsızdır; şerefini bedelsiz devretmiş nifak yuvaları hepten rahatsızdır." değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, PKK elebaşlarından terörist Mustafa Karasu'nun "AK Parti ile MHP'yi yıkmalıyız, yoksa bizi yok edecekler." dediğini aktararak, "PKK, açık şekilde zillet ittifakının arkasında duruyor, terör baronları gizlemeye ihtiyaç duymadan destek mesajlarını ardı arkasına paylaşıyor. PKK, YPG, FETÖ, DHKP-C, DEAŞ, Rum ve Ermeni diasporası AK Parti ile MHP'nin zaafını kolluyorlar mı? Evet kolluyorlar. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne saldırıyorlar mı? Evet, bunu da yapıyorlar." diye konuştu.
HDP'ye kapatma davası
Anayasa Mahkemesinin, kapatma davasının HDP'nin talebiyle seçim sonrasına bırakılmasını yarın görüşecek olmasının adalet ilkelerine tamamıyla aykırı olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu neyin görüşmesi, neyin arayışı, neyin hazırlığıdır? Anayasa Mahkemesi şehitlerimizin dökülen kanlarını da seçim sonrasına bırakmayı görüşecek midir? HDP kapatılmalıdır, hem de vakit kaybetmeksizin bu bölücü ve terör yatağı kurutulmalı, hukuken defteri dürülmeli, kapısına kilit asılmalıdır. HDP'nin isteğiyle Anayasa Mahkemesinin davayı sulandırması doğru değildir. Dağda beli kırılan bölücü terör örgütünün, mahkeme kapılarında tedavi edilme ayıp ve arayışından kesinkes vazgeçilmelidir. HDP'yi sözde serhildanların sonucu görenlerin zelil itirafları ortadayken, Anayasa Mahkemesinin zamana oynama teşebbüsü terörün değirmenine su taşımaktır."
"Safdillikten öte gafillikle izah edilecek"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, 14 Mayıs 2023'te yapılması gündemde olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerinin tescilli Türk düşmanlarının bir numaralı gündem konusu haline gelmesinin, demokratik bir merak ve takip hassasiyetinden kaynaklanmadığını söyleyerek, "Aksini düşünmek safdillikten öte gafillikle izah edilecektir." dedi.
Türk ve İslam düşmanlarını zillet ittifakıyla eklemleyen, terör örgütleriyle birleştiren ortak gayenin on etabı bulunduğunu ifade eden Bahçeli, bunları şöyle sıraladı:
"İlk etabında 15 Temmuz'un rövanşını alarak FETÖ'cülere, terörist Demirtaş ve Sorosçu Kavala olmak üzere terör suçlularına ve casuslara af çıkarmak; ikinci etabında eser ve hizmet siyasetini baltalamak, bugüne kadar yapılan ne varsa talan etmek, ekonomide dışa bağımlılığın ve sömürü çarkının önünü ardına kadar açmak; üçüncü etabında milli savunma ve silah sanayindeki muazzam kalkınmayı sekteye uğratmak ve ülkeyi bu alanda muhtaç hale getirip TSK'nın mukavemetini kırmak; dördüncü etabında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni rafa kaldırmak, vesayet ve darbe dönemlerinin kapısını aralamak, devlet ve toplum hayatını istikrarsızlığa sürüklemek; beşinci etabında terörle mücadeleyi durdurmak, silahların susması bahanesiyle terör örgütlerine her tavizi verip müzakere ve mütareke sayfası açmak, aynı şekilde bölünmüşlüğün anayasasını hazırlayarak Türk'ü ayıklayıp dışlamak; altıncı etabında özerklik ve federasyon tartışmalarını körükleyerek güney sınırlarımız boyunca projesi hazırlanan terör devletinin kuruluşuna müşahitlik ve mihmandarlık yapmak; yedinci etabında diplomaside yaşanan muhteşem başarıları kundaklayarak bölgemizde barış, huzur ve istikrar kuşağı tesis gayretini kösteklemek; sekizinci etabında Türk ve Türkiye Yüzyılı'nı sabote etmek; dokuzuncu etabında boyun eğen, teslim bayrağı çeken, onun bunun eline ağzına bakan, Mavi Vatan'daki haklarından vazgeçen, içine kapanan, gelenin vurduğu gidenin altını oyduğu bir Türkiye'yi zillete mahkum etmek; onuncu etabında birbirine girmiş, iç kargaşa ve çatışma ortamına sürüklenmiş, etnik ve mezhep bölücülüğüne havale edilmiş, özgüvenini kaybetmiş, öz değerleri erimiş, tarihine ve talihine küsmüş, kimliğinden ve hedeflerinden kopmuş bir ülke tablosunu oluşturmak, olgunlaştırmak, olgu haline getirmek vardır ve karşımızdaki vahim tehditlerin bir kısmı bunlardan müteşekkildir."