Demokrasi yolunda geriye tek adım atmayız
Başbakan Erdoğan felaket senaryolarına rağmen demokrasi yolunda geri adım atmadan, yürüyeceklerini söyledi.
Abone olANKARA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye bütün felaket senaryolarına rağmen doğru yolda, doğru menzile ilerlemektedir. Demokrasi yolunda, hukuk ve hakkaniyet yolunda geriye tek bir adım atmadan yürüyüşümüz devam edecektir" dedi.
Erdoğan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında, Türkiye'de demokrasinin, hukuk düzeninin daha kuşatıcı olması için uzun ince bir yolda Türk milletiyle birlikte mesafe almaya devam ettiklerini belirtti.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Türkiye bütün felaket senaryolarına rağmen doğru yolda, doğru menzile ilerlemektedir. Demokrasi yolunda, hukuk ve hakkaniyet yolunda geriye tek bir adım atmadan yürüyüşümüz devam edecektir. Her gün kendimizi yenileyerek, her gün yeniden kuşanarak ülkemize olan sevdamızı tazeleyeceğiz. Yüzde 50 oy aldık, ama yüzde 100'ün emanetinin omuzlarımızda olduğunu unutmayacağız. Hareket noktamızı, milletimizle buluştuğumuz günü, buraya hangi engelleri aşarak geldiğimizi unutmayacağız."
Muhalefeti eleştirdi
AK Parti hükümetinin bürokratik bir siyaset yapmadığını, siyasetçilerin her gün yenilenmek zorunda olduklarını ifade eden Erdoğan, dünyanın ve hadiselerin hızının ve ritminin gerisinde kalmamak mecburiyetinde olduklarını dile getirdi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"'Efendim ben muhalefetteyim, iktidara cepheden muhalefet ederim' derseniz siyasetin ruhuna ihanet edersiniz. Hiçbir fikir beyan etmeyen, hiçbir öneri getirmeyen bir siyaset anlayışı olamaz. Unutmayalım ki muhalefet anayasal bir kurumdur. Bir yanlışlık görüyorsanız, doğrusunun ne olduğunu ortaya koyacaksınız, bir öneri getirecek, kendi doğrunuzu söyleyeceksiniz. Ülkesinin itibarını düşürmek pahasına, AK Parti'ye muhalefet edeyim diye Türkiye'ye muhalefet etmenin adı siyaset olamaz.
Siyasette eleştiri, polemik yok mudur? Vardır. Ama bunun da en az iki şartı vardır. Bir, söylediklerini hakkaniyet çerçevesinin dışına çıkmadan söyleyeceksin, haksızlık etmeyeceksin. İki, eğer siyaset yapıyorsan, misyonunu sadece eleştiri ve polemikle sınırlamayacak, eleştiri ile sınırlamayacak, memleket gündemindeki meselelere kendi doğrularınla çareler önereceksin. Aksi halde havanda su döğmüş olursunuz."
BM'ye sert çıktı
BM'ye yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bazı ülkelerin haksız, hukuksuz, hatta insanlık dışı eylem ve hareketlerine sürekli göz yumacaksınız, ama bazı ülkelere de nefes aldırmayacaksınız. İran nükleer enerji derken yaptırım, baskı uygulayacaksın, Somali'de, Sudan'da kuzey-güney ayrımı derken kuzeye elinden gelen baskıyı yapacaksın, yaptırım uygulayacaksın, Somali'de sessiz kalacaksın, ama İsrail-Filistin sorununa geldiği zaman İsrail hakkında BM Güvenlik Konseyinde 89 yaptırım kararı varken, genel kuruldan 247 karar çıkmışken bunların hiçbir tanesinin takipçisi olmayacaksın. Bu mu adaletiniz, bu mu 'bu dünyada barışı tesis etmek için kurulmuş bir kuruluşuz' demeniz?
"Tribünden maç seyretmiyoruz"
Kıbrıs, Somali, Suriye ve Norveç'te de problemin temelinde uluslararası toplumun, özellikle de Batılı ülkelerin samimiyetsiz, tek yanlı ve hakkaniyetsiz tutumlarının yattığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, Kıbrıs'ta yaşanan soruna da değindi.
Erdoğan, şöyle dedi:
"Bakınız uzun süredir Kıbrıs'ta iki tarafı da tatmin edecek çözümün gerçekleşmesi olarak yoğun gayretler sarf ediyoruz. Buna karşılık Rum tarafı sürekli bahaneler üretiyor, çözümden kaçıyor, masadan kaçıyor. Buna karşılık AB'nin yaptığı ortada. Rum kesimi tek taraflı olarak üyeliğe alınıyor, KKTC adeta cezalandırılıyor. Kıbrıs Rum Kesimi sondaj adı altında sabotaj yapıyor. Buna rağmen görevi barışı korumak olan kurumlardan ses çıkmıyor. Peki sorunlar böyle çözülür mü? Çözülmüyor, çözülemiyor.
Bugün onlarca uluslararası mesele kilitlenmiş durumda. Artık bütün ülkelerin gerçeği görmesi lazım. Biz sorumluluğumuzun gereğini yerine getiriyor, bu gerçekleri her zeminde sözü eğip bükmeden en açık şekliyle ifade ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. İşte onun için Piri Reis şu anda Güney Kıbrıs'ta sondaj çalışması yapmaya başladı. Onun için oraya gönderdik. Bu bir iradedir. Bu bir varlığımızın orada olduğunu ortaya koymaktır. Tribünden maç seyretmiyoruz efendiler. Biz Türkiye'yi idare ediyoruz ve bölgedeki garantör ülke olmamızın gereğini yerine getiriyoruz. Ama bugüne kadar gelen iktidarlar ne yazık ki tribünden maç izlemişlerdir."
"Yeni anayasa için ön şartımız yok"
AK Parti'nin 5 temsilcisinin yeni bir anayasa için MHP'yi ziyaret ettiğini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
" Yarın CHP ile görüşecekler. Yeni bir anayasa için siyasi partilerimizin var olan olumlu iklimi muhafaza etmelerini, toplumun bütün kesimlerinin talepleri doğrultusunda, büyük değişime destek vermelerini son derece önemsiyoruz. Hiçbir ön şartımız yok. Tek arzumuz, ön yargılardan, ön kabulden arındırılmış şekilde Meclis Başkanımızın riyasetinde bu işin süratle oluşacak komisyonda yapılmasıdır. Ama bu, milletin sahiplendiği bir anaysa olacaktır, olması gerekir. Bu konuda söyleyecek sözü olan kim varsa, akademisyeni, medyası, sivil toplum kuruluşları aklınıza ne gelirse, milletimizin kendisi ne varsa hepsinin, söyleyeceği sözlerini bekliyoruz."
Buradaki ön çalışmanın TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in riyasetinde yürütüleceğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Yürütülmesini arzu ediyoruz. Şu gerçeğe özellikle dikkat çekiyorum; bize göre siyasetin tek yolu meşruiyet zemininden ayrılmamaktır, meşruiyet zemini dışına çıkanlar, doğru yolu bulabilmek için uzun bir yolu katetmek zorunda kalırlar. Bize düşen, herkese yolun doğrusun göstermektir. Israrla ve inatla eğri, yanlış yoldan gitmek isteyenlere söyleyecek sözümüz yoktur."