Demirtaş: Kibirli yüzlerinden kurtulacağız
HDP Genel Başkanı Selahhatin Demirtaş, partisinin Tunceli mitinginde seçmenleriyle buluştu. Demirtaş, "Sadece iki gün kaldı. O kibirli yüzlerinden, o zehirli dillerinden kurtulacağız" ifadelerini kullandı
Abone olHDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "HDP'nin dürüst, nitelikli kadrolarıyla emekten yana, özgürlükten, ezilenden yana kadrolarıyla daha güçlü bir şekilde parlamentoda olacağız" dedi.
Partisince, Kışla Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuşan Demirtaş, 7 Haziran'ın sadece bir seçim olmadığını, isyanlarını sandıkta haykırma vakti olduğunu söyledi.
Kendilerini iktidara hazır hissettiklerini belirten Demirtaş ,"HDP'nin dürüst, nitelikli kadrolarıyla emekten yana, özgürlükten, ezilenden yana kadrolarıyla daha güçlü bir şekilde parlamentoda olacağız. İnanıyorum ki parlamento cumhuriyet tarihi boyunca görmediği, görmeyi hayal edemediği güçlü bir muhalefetle tanışacak. İlk defa bu kadar rengarenk, çok sesli, çok kültürlü bir yürüyüşle parlamentoya, Ankara'ya gidiyoruz" dedi.
"HDP'nin en doğal hakkı parti olarak seçime girme kararı, bunlar için vatana ihanetle eşdeğer oldu. Neymiş demokrasiye darbe vuracakmışız. Bizler yüzde 10 barajını geçersek demokrasiye darbe vuracağız diyen AKP'liler oldu" açıklamasında bulunan Demirtaş, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanı, başbakan hiç utanmadan, sıkılmadan, bütün meydanları dolaşıyorlar, HDP baraj altında kalsın diye uğraşıyorlar. Bu normal, elbette normal. Anormal olan ne bunu ileri demokrasi diye satıyorlar. HDP'yi baraj altında bırakmak Türkiye'ye ileri demokrasi getirecekmiş. İşte bu çılgınlığı durdurmamız lazım. Bu faşizan, tekçi anlayışı durdurmamız lazım. Onlar ne kadar saldırdıysa biz o kadar serin kanlılıkla direndik. Dişe diş bir mücadele yürüttük. Seçim kampanyasını izlediniz. Sabırla inatla kararlılıkla sağduyuyla provokasyonlara gelmeden, onların tuzağına düşmeden en haklı, meşru mücadeleyi yürüttük ve iki gün kaldı. Sadece iki gün sonra inşallah bütün Türkiye'de tıpkı Seyit Rıza Meydanı'nda olduğu gibi bayram coşkusu olacak. Göreceksiniz Halkların Demokratik Partisi Trakya'da, Karadeniz'de, Ege'de, Akdeniz'de, İç Anadolu'da her yerde aynı coşkuyla karşılanacak. Sandıklar açıldığında bütün Türkiye rahat bir nefes alacak. İleri demokrasi safsatası son bulacak, başkanlık tartışması son bulacak, dikta tartışması son bulacak. O kibirli yüzlerinden, o zehirli dillerinden kurtulacağız inşallah. Sadece iki gün kaldı. İki gün daha sabır, sonra sandık başındayız, sonra bayram havası, sonra düğün havası."
Erzurum'da yaşananlar
Erzurum'da düzenlenen mitinginde yaşananlara değinen Demirtaş, "Maalesef ki Erzurum'daki o coşkuya, o neşeye saldırarak, gençleri, kadınları linç etmeye çalışarak ciddi provokasyonlar yaptılar ve bizler Erzurum meydanında 81 vilayette ne dediysek onu dedik, onu tekrarladık. Kardeşlik midir sizin derdiniz bundan mı zorlanıyorsunuz. Barış dediğimiz için mi çıldırıyorsunuz. Birlikte yaşayalım, ülkemiz bölünmesin, özgür olalım dediğimiz için midir bu çılgınlığınız. Ben zannetmiyorum. İktidarları ellerinden gidiyor. Kudretleri, güçleri elden gidiyor. Artık iki günleri kaldığı için çılgınca şeyler yapıyorlar" dedi.
"HDP barajı geçmeyi hak ediyor"
HDP'nin çok güçlü bir şekilde barajı aşmak dışında Türkiye'nin kurutuluşunun olmadığını iddia eden Demirtaş, şunları kaydetti:
"Eğer olsaydı, eğer başka şekilde çözülüyor olsaydı, biz de el birliğiyle hep birlikte onu yapardık ama bu gün görüyorsunuz bütün ilericiler HDP'de buluştu. Çünkü parti ilkelerimiz, seçim programımız, adaylarımız, adaylarımızın ortaya koyduğu performans barajı geçmeyi hak ediyor. Ülke yönetimine gelmeyi hak ediyor. Sadece bunlar, ülkenin sahibi olarak görüyorlar ama bu devlet sizindir, Ankara'da oturanların değil. Bu devleti de siz kurdunuz, var ettiniz, ürettiniz, çalıştınız, vergisini verdiniz, inşaatında çalıştınız, tarlasında, fabrikasında, atölyesinde. En çok bu devlet sizindir. Halkındır, yoksullarındır. Siz kendinize ait hissedeceksiniz. Parlamentoda güçlü HDP demek, halkın parlamentosu demek. İktidara gelmiş bir HDP demek, halk iktidarı demek. Sizler işsizliği de yoksulluğu da yenmenin tek yolunun artık bu olduğunu görüyorsunuz. Yoksa böyle gelmiş böyle gidecek, böyle devam edecek sonsuza kadar kaderimiz buymuş gibi, bize bunu dayatacaklar. Artık muhalefet olmak istemiyoruz. Artık biz hakkını arayan değil, hakkını kazanan olmak istiyoruz. Artık sadece 'ezildik' demek istemiyoruz, yaralarımızı sarmak istiyoruz. Çok kanadı yüreğimiz, hepimiz çok yaralandık. Şimdi artık o yaraları saralım istiyoruz."