Cumhurbaşkanı Gül öğrencileri kabul etti
Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü'nde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Ankara'nın ilçelerindeki okullardan gelen öğrencileri ve öğretmenleri kabul etti
Abone olANKARA - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya Köşkü'nde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bakan Yardımcısı Orhan Erdem ile Ankara'nın ilçelerindeki okullardan gelen öğrencileri ve öğretmenleri kabul etti. İlk ve ortaokul öğrencilerinden oluşan heyette, Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık ve Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Erol Bozkurt da yer aldı.
Çocukları "Burayı neşeyle doldurdunuz" sözleriyle karşılayan Cumhurbaşkanı Gül, konuklarını tek tek öptü ve getirdikleri çiçeği "Kendileri çiçek bir de çiçek getirmişler" diyerek aldı.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, öğrencilerin Haymana, Etimesgut, Çubuk, Altındağ, Keçiören, Gölbaşı, Yenimahalle, Bala, Kazan, Akyurt ve Sincan'daki okullardan olduğunu dile getirerek ilk kez Köşk'e geldiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül de "Kapı açıldı, yolu öğrendiniz. Her zaman bekleriz sizi burada" diye konuştu.
Öğrencileri görünce kendi çocukluğundaki 23 Nisanları hatırladığını, öğretmenleriyle başka okullara gittiklerini anlatan Gül, "Şimdi kutlamalar değişik oluyor ama tabii önemli olan böyle bir bayramın sizlere armağan edilmesidir. Bu hiçbir yerde yok. Atatürk de o zaman çocukların kıymetini görmüş ve sizlere armağan etmiş" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Gül'ün "Hadi bakalım söz senin" diyerek mikrofonu bıraktığı Etimesgut Nimet Bahri Kutluözen Ortaokulu öğrencisi Beyza Nalçakar da egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğu günün kutlandığını belirtti. Dünyada çocuklara armağan edilen ilk bayramı kutlamanın mutluluğunu yaşadığını ifade eden Nalçakar, şunları söyledi:
"Bugünün çocuklara armağan edilmesi çok anlamlıdır. Geçmişte dünyanın kaderini değiştirmiş liderler, devlet adamları, sanatçılar bizim gibi çocuktu. Gelecekte büyük işler başaracaklar, ülkemizi aydınlığa yükseltecek olanlar da bugünün çocuklarıdır. Bu kutlu günde bütün dünya çocukları için sağlık, barış, huzur diliyorum."
"Böyle kararlı olunca bütün hedeflerinize ulaşacaksınız"
Nalçakar'ın konuşmasını yazdığı kağıdı inceleyen ve el yazısını çok beğenen Cumhurbaşkanı Gül, okullarda tekrar güzel yazı yazmanın öğretilmesinin Milli Eğitim Bakanlığının en takdir ettiği uygulamalarından biri olduğunu kaydetti.
Gül'ün, "Sen cumhurbaşkanı olsan ne tavsiye edersin? Cumhurbaşkanı gibi konuş bakalım" sözleri üzerine Beyza Nalçakar da "Okullar ve ülkemiz için faydalı olan şeyleri yapmaya çalışırım" karşılığını verdi. Cumhurbaşkanı Gül'ün "Benden bir arzun olur mu" sorusuna da Nalçakar, "Sizden sadece okuluma gelip ziyaret etmenizi istiyorum. Gelirseniz çok sevinirim" yanıtını verdi.
Şehit ve gazi çocuklarının da bulunduğu heyetteki diğer öğrenciler de kendilerini tanıtarak büyüyünce ne olmak istediklerini söylediler. Etimesgut Nurettin Ersin İlkokulu öğrencisi olan şehit çocuğu Yiğit Koç, büyüyünce asker olmak istediğini dile getirdi.
Öğrencilerin büyük bir özgüven içinde kendilerini tanıtmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Gül, "Şimdiden kararlı davranıyorsunuz. Bundan sonra da hayatta hep böyle çalışkan, kararlı olunca bütün hedeflerinize ulaşacaksınız" dedi.
Çocuklardan, çok televizyon izlememelerini isteyen Gül, "Erken yatın, sabah okula gidiyorsunuz. Televizyondaki birçok şeyler sizi daha ilgilendirmez. Onlara hiç bakmayın. Siz derslerinize bakın. Öğretmenlerinizin, ailelerinizin verdiği değerli kitapları okuyun" tavsiyesinde bulundu.
"Eşimle iş bölümü yaptık"
Milli Eğitim Bakanı Avcı'nın, öğrencilerin kendisine "Bize tabletlerimizi ne zaman vereceksiniz" diye sorduklarını ancak tabletlerin lise öğrencilerine dağıtıldığını belirtmesi üzerine Cumhurbaşkanı Gül de öğrencilerin bu yaşta bilgisayar ve tabletlerle uğraşmaması gerektiğini, bu yaşta kalem ve kağıtla ilgileneceklerini, el becerilerini geliştireceklerini söyledi. Gül, "Şimdiden işinizi onlarla yapmaya başlarsanız bazı kabiliyetleriniz gelişmez" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, heyetteki çocukların sorularını da yanıtladı. "Çalıştığınız bu yoğun tempoda ailenize vakit ayırabiliyor musunuz" sorusu üzerine Gül, ailesinin bu tempoya alıştığını ifade ederek, şunları belirtti:
"Vaktiyle çocuklarımızı maalesef birazcık ihmal ettik. 'Memleketimizin çocuklarını kurtaralım, onların geleceği iyi olsun' derken insanın kendi evindeki çocuklarını da ihmal etmemesi gerekiyor. Eşimle paylaştık, ona 'Sen çocuklarımızla daha çok ilgilen, ben de bütün milletimizin çocuklarıyla daha çok ilgileneyim' dedim. Böyle bir iş bölümü yaptık. Siyasette ve devlet hayatında olanların birazcık kaderi bu. Hepsi birazcık ailelerini ihmal ederler, bu kaçınılmaz. Ama bizim de daha büyük ailemiz olmuş oluyor. Onun noksanlığını hissetsek bile millete hizmet olunca o noksanlığı gideriyor."
Çocuklarının eskiden çalışma masasına "Birazcık da bizi görsen " yazılı notlar bıraktığını anlatan Gül, çocuklarının büyüdüğünü, artık daha rahat olduklarını ifade etti.
"Her istediğimize hemen sahip olamıyoruz"
Cumhurbaşkanı Gül, "Yapmak isteyip de yapamadığınız bir şey var mı" sorusu üzerine de yapmak istediklerinin çoğunu yaptığını ancak yapamadıklarının olmasının da doğal olduğunu anlattı. Hayalci olmamak gerektiğini vurgulayan Gül, "Bu çerçeve içinde yapmak istediklerimi hep yaptım. Ancak çocukken de büyüyünce de yapmak isteyip de yapamadığım birçok şeyler olmuş olabilir açıkçası. Açık, dürüst olmak lazım. Hepimizin var. Her istediğimize hemen sahip olamıyoruz, her istediğimizi yapamıyoruz" diye konuştu.
Bir öğrencinin daha "Başka yapmak istediğiniz bir şey var mı" diye sorması üzerine Gül, gülerek "Allah allah, bunlar bir yere gelmek istiyor. Başka yapmak istediğim, ne olabilir acaba" karşılığını verdi.
Hayatta "her istenen olacak" diye bir kural olmadığını belirten Gül, öğrencilere şöyle seslendi:
"İnsan bir şeyi arzu eder, onun için uğraşabilir ama hep dürüst yollarla uğraşır, olabilirse olur ama olmazsa 'Bu niye olmuyor, niye bunu alamadım, benim dediğim niçin tutulmadı' diye insanın kendisini kaybetmemesi gerekir. Hiçbir kimsenin her arzu ettiği olacak diye bir şey yok bu dünyada. Onun için hep gerçekçi olacaksınız. Bir taraftan çok arzulu, iradeli, çalışkan olacaksınız, neyi arzu ediyorsanız ona ulaşmak için ama diğer taraftan ona ulaşırken de dürüst olacaksınız. Bazı şeylere insanların gücü yetmeyebilir. Bazı aileler vardır ki onların ekonomik gücü bazı şeyleri almaya yetmeyebilir. O zaman 'Ben bunu niçin alamıyorum' diye insanın hasta olmaması lazım. Bu hayatta mutlu olmanın da yoludur.
Hepimiz insan olduğumuza göre, muhakkak ki başarabildiğimiz, gerçekleştirebildiğimiz konular olabilir, gerçekleştiremediğimiz konular da olabilir. Mesela, diyelim ki cumhurbaşkanı. Bir tane cumhurbaşkanı olacak. Türkiye'nin bir tane cumhurbaşkanı var. Herkes isteyebilir, bunun için herkes çalışabilir, uğraşabilir ama bir kişi cumhurbaşkanı olunca cumhurbaşkanı olmayan ne yapacak? Onun için hep gerçekçi bir şekilde hareket etmek gerekir. Hayatta yeter ki dürüst, mantıklı olun. Şimdiye kadar bu çerçeve içerisinde doğrusu arzu ettiğim hemen hemen her şey de gerçekleşmiş oldu."
Gül, kabuldeki sözlerini, gülerek "Sorularıyla beni terlettiler. Zor sorular" diyerek tamamladı.
Kabulün ardından Cumhurbaşkanı Gül, heyettekilerle fotoğraf çektirdi ve öğrencilere hediye verdi.