Çay içip çilek yiyerek de tuz ihtiyacımızı karşılayabiliyoruz
GRÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Küçükarslan, "İçtiğimiz bir bardak çaydan yediğimiz bir kase çileğe kadar hepsi tuz içermekte, ölüme neden olan bu faktörün günlük sınırlandırılması oldukça önemli" dedi
Abone olGİRESUN - Su dışındaki her türlü gıdada tuz bulunduğunu belirten uzmanlar, sağlıklı ve uzun bir yaşam için gıdalara katılan tuz miktarının sınırlanmasını istiyor.
Giresun Üniversitesi (GRÜ) Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nezihi Küçükarslan, yaşam için parolanın "tadında tuzunda sağlıklı kalbimle uzun bir hayat sürebilirim" olması gerektiğini söyledi.
Tüketilen gıdalar ve sıvılar, alınan ilaçlar ve günlük aktivitelerin yaşam döngüsünün ne kadar süreceğini belirlediğini ifade eden Küçükarslan, "Cipslerden, tuzlu konservelerden, renkli ambalajlarla süslenmiş ömür kısaltan bol tuzlu kuru yemişlerden lütfen uzak duralım. Sağlıklı yaşam için tuz tüketimini göz önünde bulunduralım" dedi.
Küçükarslan, tuzun insan hayatı için önemli bir faktör ve çok önemli bir elektrolit olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Dünya Sağlık Örgütü'nün günlük ihtiyacı olan bir kişi için belirlemiş olduğu tuz miktarı 2 gramdır. Bir kase çileğin içerisinde 17 miligram, bir kahvenin içerisinde 750 miligram, 100 gram otlu peynirin içerisinde 2 bin miligram tuz var, yani ihtiyacımız olandan fazlası. Türkiye'de tuz alımı standart olan bir insan 6 gram kadar tuz tüketmektedir."
"Su dışındaki her türlü gıdada tuz var"
Tuzun yalnızca rafine veya rafine edilmemiş tuzlar şeklinde değil tüketilen her türlü gıdayla sindirim sisteminin içerisine girdiğine dikkati çeken Küçükarslan, "İçtiğimiz bir bardak çaydan yediğimiz bir kase çileğe kadar hepsi tuz içermekte, ölüme neden olan bu faktörün günlük sınırlandırılması oldukça önemli. Su dışındaki her şeyin içerisinde tuz bulunmakta" ifadelerini kullandı.
Küçükarslan, tuzun neden olduğu en önemli rahatsızlık denilince akıllara ilk gelen hastalığın hipertansiyon olduğuna dikkati çekerek, "Bugün dünya nüfusunun 1 milyardan fazlası hipertansiyondan muzdarip ve ilaç tedavisi altında. Tuza bağlı olan hipertansiyon rahatsızlığı sonucu ortaya çıkan felç ile kalp ve damar hastalıklarından ölüm oranı dünya üzerinde 2,3 milyon insan olarak belirlenmiş" diye konuştu.
"Tuz, su ile hareket ediyor"
Günlük aktivitelerin tuz dengesinin sağlanmasında oldukça önemli olduğunu vurgulayan Küçükarslan, şunları kaydetti:
"Günlük aktivitenin gerçekleştirildiği mekan ve kişinin sağlık durumu tuz dengesi üzerinde oldukça etkili. Tuz kişinin vücuduna girişinde, çıkışında suyla hareket ediyor. Terleme yoluyla atılan miktarı oldukça önemli. Spor yaptığımız saatlerde almamız gereken su miktarı da elbette ki biraz artmakta. Suyun vücuda girdiği kadar çıktığı miktarı da önemli, çünkü girenle çıkan arasındaki dengeyle insan vücudunun metabolizma dengesi sağlanmakta."