Bu ihtimal her ülke için felaket olacak

Economist dergisi tarafından düzenlenen "Hızlı Büyüyen Pazarlar Zirvesi"nin açılışında konuşan Babacan, Euro Bölgesi'nin dağılma ihtimaline dikkat çekerek, "Her ülke için bu felaket olacaktır" dedi.

Abone ol
 
LONDRA - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Euro Bölgesi'nin dağılma ihtimalinin çok tehlikeli olduğunu düşündüklerini belirterek, "Euro Bölgesi'nden ayrılma ihtimali olan her ülke için bu felaket olacaktır" dedi.
 
Babacan, İngiltere'nin başkenti Londra'da, Economist dergisi tarafından düzenlenen "Hızlı Büyüyen Pazarlar Zirvesi"nin açılış konuşmasını yaptı.
 
Çok sayıda ülkeden üst düzey yöneticinin katıldığı iki günlük konferansta Babacan, "Hızlı Büyüyen Ekonomiler: Türk Perspektifi" başlıklı sunum yaptı.
Türkiye'nin, küresel ekonomiyi ve Avrupa ekonomisini nasıl gördüğünü anlatan Babacan, 2008-2009 yıllarında başlayan ekonomik krizin henüz son bulmadığına dikkati çekti.
 
Birçok ülkenin mali yapılarında acil reformlara ihtiyaç olduğunu kaydeden Babacan, ülkelerin merkez bankalarının neler yapması ve hükümetlerin nasıl bir mali politika izlemeleri gerektiğinin temel tartışma konusu olduğunu ifade etti. Babacan, mali genişlemenin, yapısal reformlara alternatif olmadığını da vurguladı.
Avrupa'nın ekonomik durumuna bakıldığında endişe duyulacak birçok neden olduğuna işaret eden Babacan, Avrupa Merkez Bankası'nın son kararlarının, yapısal reformlar yapması gereken hükümetleri rahatlatmaması gerektiğini kaydetti.
"Euro Bölgesi'nin dağılma ihtimalinin çok tehlikeli olacağını düşünüyoruz" diyen Babacan, özellikle Euro Bölgesi'nden ayrılma ihtimali olan her ülke için bunun "bir felaket" olacağını ifade etti. Babacan, bir ülkenin Euro Bölgesi'nden ayrılmasının, diğer ülkelerin de bu bölgeden ayrılmasına neden olabileceğini kaydetti.
Babacan, Türkiye'nin, Avrupalı dostlarına dayanışma içinde olmalarını tavsiye ettiğini belirterek, "AB, ortak ekonomik ilgi alanlarına dayalı olan bir siyasi birliktir. Eğer bu temel zayıflarsa, siyasi birlik de zarar görecektir ve bunun istikrar ve güvenlik alanlarında sonuçları olabilir" diye konuştu.
 
Merkez Bankası Nobel ödülünü alacak gibi gözüküyor
 
[PAGE]
 
Merkez Bankası Nobel ödülünü alacak gibi gözüküyor
 
Bu yılın Avrupa için önemli bir "test yılı" olduğunu ifade eden Babacan, şunları kaydetti:
"ABD ekonomisi içinse büyük olasılıkla 2013 önemli bir test yılı olacaktır. 'İkinci Obama yönetimi mi olacak? Yoksa Romney yönetimi mi olacak?' Kim yönetimin başında olursa, önlerinde kalın bir dosya bulacaktır ve dünyanın bir numaralı ekonomisinin öngörülemez olma gibi bir lüksü yoktur. ABD'deki yeni yönetimin, ilk birkaç ayında orta vadeli güvenilir bir program ortaya koyması çok çok önemlidir."
Babacan, gelişmekte olan ekonomilere bakıldığında, özellikle son birkaç aydır Çin, Brezilya, Hindistan gibi ülkelerde yavaşlama görüldüğünü kaydetti. Ali Babacan, geçen yılla kıyaslandığında, küresel ekonominin ve büyüyen ekonomilerin görünümünün bu yıl daha zayıf olduğunu söyledi.
Türk ekonomisinde son 10 yıldır yaşanan gelişmelere de değinen Babacan, 2008-2009 krizlerinden önce Türkiye'de mali düzenleme sürecinin, bankacılık reformu ve fiyat istikrarının sağlandığını, kamu maliyesinin ve bankacılık sektörünün güçlü olduğunu anlattı.
Kriz sürecinde Türkiye'nin aldığı önlemlerden de bahseden Babacan, 2010 yılında Türkiye'deki ekonomik büyümenin yüzde 9,2, 2011'de ise yüzde 8,5 olduğunu ifade etti. Bu yıl daha düşük bir büyüme oranının beklendiğini kaydeden Babacan, ülkedeki büyümenin özel sektör aktivitelerinden kaynaklandığını, hükümet yatırımlarının büyüme oranlarına etkisi olmadığını vurguladı.
Türkiye'deki gelir dağılımı, işsizliğin azalması, yabancı ülkelere mali yardımların artması gibi konulara da değinen Ali Babacan, bu başarıda mali disiplinin çok önemli olduğunu söyledi.
Türkiye Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadelede ve mali istikrarı sağlamada iyi iş çıkardığını kaydeden Babacan, Merkez Bankası'nın geçen yıl açıkladığı yeni politikaların ardından Wall Street Journal gazetesinin, "Türkiye Merkez Bankası ya Nobel ödülü alacak ya da iflas edecek" şeklinde bir başlık attığını anımsattı. Babacan, "Şimdiye kadarki sonuçlara baktığımızda, özellikle de para birimimizle ilgili sonuçlara baktığımızda, Merkez Bankamız Nobel ödülünü yakın bir zamanda alacak gibi gözüküyor" dedi.
 
AB'de rekabeti sınırlayan çok şey var
Konferansta soruları da cevaplayan Babacan, "Avrupa'daki sorunlara bakıldığında, hala AB'ye katılmak istiyor musunuz?" sorusuna, "Bu noktada bizim için önemli olan müzakere sürecinde olmak. Bu süreç, Türkiye için çok yararlı, özellikle de siyasi reformlarımız için" yanıtını verdi.
Babacan, "Bir ülkenin demokratik bir cumhuriyet olduğunu söylemesi çok kolay. Ama demokrasi uluslararası standartlarda mı? Türkiye için bu sorunun yanıtı, AB sürecinde" diye konuştu.
Ali Babacan, Türkiye'nin ne zaman AB üyesi olacağının, AB'nin ne zaman Türkiye'nin üyeliğine, Türkiye'nin de ne zaman AB'ye girmeye hazır olduğuna bağlı olduğunu ifade etti. Özellikle ekonomik kriterler açısından endişeleri olduğuna işaret eden Babacan, AB'de çok fazla kuralla rekabeti sınırlayan çok şey olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin, Suriye'ye ilişkin neler yapılması gerektiğini düşündüğünün sorulması üzerine de Babacan, Suriye'deki durumun Türk ekonomisi üzerindeki etkisinin çok az olduğunu kaydetti.
Suriye'deki insani durumun çok kötü olduğuna, çok sayıda sivilin hayatını kaybettiğine dikkati çeken Babacan, uluslararası toplumun ise bir şey yapamadığını, BM Güvenlik Konseyi'nin etkin olamadığını ve bu nedenle BMGK'nın meşruiyetinin sorgulanmaya başlandığını ifade etti.
Türkiye'nin uluslararası toplumun Suriye konusunda işbirliği içinde olmasını istediğini kaydeden Ali Babacan, Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gibi kuruşlarda Suriye'nin üyeliğinin askıya alındığını anımsattı.
 
Tüketici tüketmiyor, tükeniyor 2 bin 667 projeye 2,2 trilyon lira yatırım A Milli Erkek Basketbol Takımı finale kaldı Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Hiçbir anlamı yok Adalet Bakanı Tunç'tan kadına şiddete karşı 'sıfır tolerans' mesajı