”Bizde 1'e 3 kazandıran türev yok”
BDKK Başkanı Bilgin, "Bizim artı avantajlarımız var çünkü geleneksel bankacılık yapıyoruz" dedi
Abone olMERSİN - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDKK) Başkanı Tevfik Bilgin, "Bizim bankacılığımızda 1'e 3 kazandıran türev yok. Bizde gerçek bankacılığın istediği ürünler var" dedi.
BDDK Başkanı Bilgin, Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin davetlisi olarak, üniversite kampüsünde gerçekleştirilen organizasyonda, "Finansal Kriz, Bankacılık Sektörü ve BDDK" konulu sunum yaptı.
Kapitalist sistemlerde, liberal ekonomilerde krizin her zaman yaşandığını, düz bir çizginin olmadığını, devamlı inişlerin çıkışları bulunan ekonomik bir yapının söz konusu olduğunu belirten Bilgin, "Krizlerin tarihleri 400 yıl öncesine kadar gidebilir ama en belirgin kriz 1929 bunalımıdır. Ancak, son yıllarda krizler daha sık olmaya başladı, eskiden aralıklar daha uzundu" dedi.
En son dünyada 2008'de başlayan global bir krizin yaşandığını ifade eden Bilgin, şunları söyledi:
"Maalesef hepimiz çok etkileniyoruz. Birçok veri bu etkilenmenin derecesini gösteriyor. Ama benim okuduğum, gözlemlediğim tüm krizler, bir şeylerin şişmesi ile çıkıyor. Bir şeyler şişiyor ve bir noktada patlıyor. İnsan vücudu gibi, çok fazla kilo alırsanız bir noktada ya sağlığınızı kaybeder ya da zayıflamak zorunda kalırsanız veyahut da düşünmek istemediğiniz sonuçlar olur. Dolayısıyla ekonomilerde eğer sağlıklı bir şekilde büyümüyor ise hacmine göre bir şişme söz konusu ise krizleri yaşıyoruz. Bunu Güney Amerika krizinde de görebilirsiniz, Kuzey Avrupa krizinde de son global krizde de görebilirsiniz."
"Geleneksel bankacılık yapıyoruz"
Türk bankacılığına geçmeden önce bununla ilgili kendi gözlemlerine de dikkati çekmek istediğini vurgulayan Bilgin, şöyle devam etti:
"Bizim bankacılığımızda 1'e 3 kazandıran kumara yakın türev yok. Bizde gerçek bankacılığın istediği ürünler var. Bizde şubecilik çok önemli. Müşterinin ayağına gidiyor, bankacılarımız. Yasak ama belki kampüste bile peşinizden koşup kredi kartı vermeye çalışıyorlardır. Ya da şehirde şubecilik veya müşteri ile ilişkiler çok kuvvetli. Bu Avrupa'da kaybolmuş durumdaydı. Merkezden düğmeyle, uzatan komutayla bir şekilde bankacılık yapılmakta, bu da müşteri güvenilirliğini ya da sadakatini engelliyordu. Bizim bu yönde artı avantajlarımız var çünkü geleneksel bankacılık yapıyoruz.
Diğer bir unsur tüketici kredilerinin önemli bir kısmı hatta yüzde 100'e yakını sabit faizlidir. Burası çok önemli. Amerika ve Avrupa'da tüketici konut kredilerinin önemli bir kısmı değişken faizlidir. Faizler düşükken konutu alırsınız ama faizler yükseldiği zaman onu karşılayamazsınız ve nitekim de aynen böyle oldu. Ama bizde faizler sabit olduğu için tüketicilerimiz bir anlamda bu riskten uzak kaldılar. Kendilerini riske karşı korudular.
Barış zamanında ülkeler yığınak yapar. Bizde bankacılık olarak iyi günlerde yığınak yaptık. Bir şeyleri kenara attık. Bunlara yedek akçe diyoruz. Aslında bir işletme mantığında cepte fazla para biriktirmek kardan mahrum kalmaktır. Ama iyi günlerde bu parayı harcarsınız. İşte bizim bankacılığımızın iyi yönü de yığınağımızın kuvvetli olmasıydı. Savaş yani kriz döneminde bu yığınak bize güven verdi."
Ayrıca Bilgin, konuşmasına devam ederken, kendilerini "Öğrenci KOLEKTİFİ" diye tanımlayan grup slogan atarak, Bilgin'e yumurta fırlattılar.