Bilecik'ten 'yerli teknoloji' vurgusu

TÜSİAD Başkanı Bilecik, "Sanayinin dijital dönüşüm sürecinde kendi üretmediğimiz teknolojileri kopyala-yapıştır yaklaşımı sürdürülebilir değildir. Değişimi yakalamak için hem dijital teknolojiyi üretim ekosistemine entegre etmeyi, hem de bu teknolojiyi ülkemizde geliştirmeyi hedeflemeliyiz." dedi.

Abone ol

Ülkemizde yeni teknoloji, yenilikçi ürün veya süreç geliştirilmesini özendirmek amacıyla TÜBİTAK, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ve Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından verilen Teknoloji Ödülleri'nin 13'üncüsü sahiplerine takdim edildi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın katılımıyla gerçekleştirilen "13. Teknoloji Ödülleri Töreni", Sabancı Center'da düzenlendi.

Bu yıl alınan başvurular arasından yapılan değerlendirmeler sonucunda, finalde 8 kategoride 45 finalist proje yarıştı. Bunlardan kazanan 11'ine ödül verildi.

Açılışta konuşan 13. Teknoloji Ödülleri Yürütme Kurulu Başkanı Esin Güral Argat, TÜBİTAK, TTGV ve TÜSİAD olarak bundan 20 sene önce Teknoloji Ödülleri’ni oluştururken iki ana amaçlarının bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Teknoloji ve inovasyonun önemini değişmez bir gündem maddesi yapmak ve özel sektördeki başarı hikayelerini daha fazla görünür kılmak. Yıllar içerisinde ödüle gösterilen ilgiye, ödül kazanan firmalara ve projelere baktığımızda şunu rahatlıkla tespit edebiliyoruz; Teknolojinin yarattığı katma değerin çok daha fazla farkında olan bir özel sektörümüz var. Kamu-özel sektör-sivil toplum iş birliğini yansıtan Teknoloji Ödülleri’nin, bu farkındalığa önemli katkılar sağladığını düşünüyoruz."

"Bu teknolojiyi ülkemizde geliştirmeyi hedeflemeliyiz"

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, teknoloji ve dijitalleşmenin, iş dünyasında devrim niteliğinde değişiklikler meydana getireceğini belirterek, "Sanayinin dijital dönüşüm sürecinde kendi üretmediğimiz teknolojileri kopyala-yapıştır yaklaşımı sürdürülebilir değildir. Değişimi yakalamak için hem dijital teknolojiyi üretim ekosistemine entegre etmeyi, hem de bu teknolojiyi ülkemizde geliştirmeyi hedeflemeliyiz." dedi.

Her yeniliğin çok çabuk eskidiği ve değişimin neredeyse tek değişmeyen şey olduğu dünyada, ekonomik kalkınmanın lokomotifinin yenilikçilik olduğunu aktaran Bilecik, şunları söyledi:

"Küresel düzende 'bilgiye sahip olmak' en değerli güçtür. Eğitimi çekip aldığınızda, teknoloji-inovasyon-dijitalleşmeyi adeta aç-susuz bırakırsınız. Bilimsel eğitimle analitik, yaratıcı, yenilikçi, disiplinler arası düşünebilen bireylere her şeyden daha çok ihtiyacımız var. Cesaret ve esaret arasında sadece bir harf fark vardır. Günümüzün dünyasında bilim ve teknolojide cesur adımlar atmazsak küresel rekabet çağında bunun sonu maalesef ekonomide esarettir.

Bu nedenle, bilim ve teknolojide ilerlemek, her şeyden önce bir milli menfaat meselesidir. Finale kalan ve kalmayan, ödül kazanacak olan ve olmayan tüm firmalarımız, Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinde eşit derecede önemli role sahiptir. Sizlerin teknoloji atılımı için yaptığınız her yatırım, attığınız her adım ve almaya cesaret ettiğiniz her risk, bu güzel ülkenin teknoloji birikimini yukarı taşıyacak."

"Kuruluşlara 'uluslararası rekabet gücü kazanımı' motivasyonu sağlıyor"

TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav, TÜBİTAK, TTGV ve TÜSİAD teknoloji geliştirme alanında Türkiye’de sırasıyla kamuyu, kamu-özel sektör iş birliğini ve özel sektörü temsil ettiğini söyledi.

Ultav, bu birliktelik içinde hem devletin kamu temsilcilerinin hem sivil alanın özel temsilcilerinin bir araya geldiğini aktararak, "Teknoloji Ödülleri idealist vizyona sahiptir. Çünkü Teknoloji Ödülleri ulusal düzeyde bir yarışma olmakla birlikte, kuruluşlara 'uluslararası rekabet gücü kazanımı' motivasyonu sağlıyor." diye konuştu.

Teknoloji Ödülleri Programının yenilikçi modeli sayesinde sürecin her aşamasında yer alan her kurum ve kuruluş için bir deneyim platformu işlevi gördüğünü dile getiren Ultav, şu değerlendirmelerde bulundu: 

"Teknoloji Ödülleri Programı başvuru sürecinde uygulanan model nedeniyle başvuru sürecini tamamlayan fakat herhangi bir ödül kazanamayan kuruluşlar da bu süreçten fayda sağlıyor. Dolayısıyla bu kuruluşlar, yöntemli çalışma konusunda ileride yararlanabilecekleri değerli bir bilgi birikimi ve deneyim kazanmış oluyor. Kazanan kuruluşlara ise sağladığı prestijin yanı sıra ödüllü ürünü ile ticari başarısını öne çıkarabilir, yükseltebilir, öncü bir kuruluş olarak yükleneceği misyonla, ülkemiz sanayindeki diğer kuruluşlara bilgi ve deneyim aktarma konumuna yükselir, ödül kuruluş çalışanlarının motivasyonlarını güçlendirir. Bu farklı kurgu ve yaklaşımıyla Teknoloji Ödülleri’ne katılan her kuruluş kazanır, ödül kazanan kuruluş bir adım öne çıkar. Katılan tüm kuruluşları tebrik ederim."

"TÜBİTAK olarak firmalarımıza destek olma misyonumuz devam edecek"

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, ülkenin üç önemli kurumu tarafından organize edilen Teknoloji Ödülleri organizasyonunun, ülkeyi teknoloji üreten ülkeler ligine taşıyan kuruluşları ödüllendirdiğini belirterek, "Firmalarımızın teknoloji üretme yarışı nasıl ki bu ödüllerle noktalanmayacaksa, TÜBİTAK olarak firmalarımıza destek olma misyonumuz da ülkemizin hedeflerine göre gelişerek devam edecektir. Günümüzün bilgi ekonomisine dayalı küresel rekabet ortamında, katma değeri yüksek daha yenilikçi ürün ve teknolojiler geliştirmek zorunlu hale gelmiştir." şeklinde konuştu.

Mandal, yeniliğin yeni bilgi üretim süreçleri içinde gerçekleşeceğini; üniversitelerin, araştırma enstitü ve merkezleri, sanayi tarafından yapılacak Ar-Ge çalışmalarına bağlı olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

"Doğası gereği belirsizlik içeren Ar-Ge çalışmalarının dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de kamu tarafından desteklenmesi gerektiği açıktır. Özellikle sanayimizin Ar-Ge’ye kaynak ayırmasında önemli bir engel oluşturan bu belirsizlik riskini TÜBİTAK olarak sağladığımız desteklerle paylaşmaktayız. Uluslararası firmalarla rekabet edebilecek ürün ve teknolojileri geliştirebilmek için firmalarımızın, nitelikli insan, altyapı, kurumsallaşma ve iş birliğine gereksinimi vardır.

TÜBİTAK’ın, Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik olarak bilgi ekonomisine dönüşümünde sanayimize, üniversitelerimize ve bilim insanlarımıza her aşamada önemli katkılar sağlamaktadır. Ar-Ge ve yenilik kapasitenin etkin ve verimli kullanımı çıktı v e başarı odaklı, kamu-üniversite-sanayi iş birliğine önem veren, yüksek teknoloji ve yüksek katma değeri hedefleyen yeni destek mekanizma ve programlar geliştiriyoruz."

Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Hiçbir anlamı yok İstanbul'da kiralar fırladı, küçük esnaf kepenk kapattı Adalet Bakanı Tunç'tan kadına şiddete karşı 'sıfır tolerans' mesajı İki şirketi için konkordato başvurusunda bulundu Hacıosmanoğlu'ndan istifa açıklaması