Bilecik: YEP'in gerçekçi hedefler içerdiğine inanıyoruz
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, "Yeni Ekonomik Program'ın gerçekçi hedefler içerdiğine inanıyoruz. İş dünyasının bu hedeflere daha fazla destek vermesi için yüksek katma değerli üretim hamlelerine ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyoruz." dedi.
Abone olTürk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Erol Bilecik, "Yeni Ekonomik Program'ın gerçekçi hedefler içerdiğine inanıyoruz. İş dünyasının bu hedeflere daha fazla destek vermesi için yüksek katma değerli üretim hamlelerine ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyoruz." dedi.
Daha önce sonuçları açıklanan Fortune 500 Türkiye araştırmasının ödül töreninde Bilecik, Fortune 500 listesinde, ezber bozan gelişmeler olduğunu, 2017'de, toplam net satışlarda tarihin en yüksek seviyesine ulaşıldığını, 2017'de Türkiye'nin geçtiği önemli süreçler göz önünde bulundurulduğunda, bunun çok önemli bir başarı olduğunu anlattı.
"Önümüzdeki dönemin, oldukça zorlu geçeceği hepimizin malumudur." diyen Bilecik, çalışkanlığa, sabretmeye, öğrenmeye açıklığa ve sevgiye her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu belirterek, "Başarıyı ölçtüğümüz kriterler her ne kadar ciro, kar gibi sayısal veriler olsa da, bizi başarıya götüren esas niteliklerin, insani nitelikler olduğunu unutmamalıyız. İnsana değer veren kurumların zorlu dönemlerde bile ne kadar iyi performans gösterdiklerini, verimliliklerini ne kadar arttırdıklarını yakın tarih bütün dünyaya göstermiştir." ifadelerini kullandı.
Bilecik, "Çalışanına değer veren şirketler, kazanıyor. Geleceğin başarılı şirketleri arasında yer alabilmek için, insana değer vermek, gereklilikten çok zorunluluktur. Birbirimize her zamankinden daha çok sahip çıkmalı, birbirimize tutunmalı, birbirimizi aşağıya değil, yukarıya çekmeliyiz. Unutmayın, herkes değerlidir. Bütün, parçadan büyüktür. Baş başa vermeyince, taş yerinden oynamaz. Birlikte olursak, her zorluğun üstesinden geliriz." diye konuştu.
Bu yıl da, petrol ve enerji sektörlerinin, Fortune 500'ün ilk sıralarındaki ağırlıklarını koruduğunu belirten Bilecik, bununla birlikte teknolojik dönüşümün etkisiyle bundan 20 yıl önce listede yer almayan pek çok sektör oyuncusunun, Türkiye'nin en büyük şirketleri arasına girmeye devam ettiğini aktardı.
Dijital dönüşüm olmadan, geleceğin başarılı ekonomileri arasında yer alınamayacağının altını çizen Bilecik, Türkiye'nin dijital dönüşümü için hep birlikte azimle çalışmak gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin dünyada söz sahibi olması için en önemli etkenin, ekonomik güç olduğuna ifade eden Bilecik, şöyle devam etti:
"Ülkemiz, ekonomik olarak maalesef bir kez daha zor bir dönemden geçiyor. Peki, bu noktaya nasıl geldik? Hayatta da, ekonomide de ne kadar geriye bakarsanız, o kadar ileriyi görebilirsiniz. Çünkü tarih değil, hatalar tekerrür eder. Ülke olarak son yıllarda yaşadığımız dış ve iç gelişmeler ortada. Ekonomimizin iki omzunda, iki ağır taş var. Biri yüksek borç, diğeri yüksek enflasyon. Biz daha bu yükleri hafifletmeden, yeni gelişmelerle hem omzumuzdaki taşlar ağırlaştı, hem sırtımıza yeni yükler bindi. 'Yanlışı gören ve önlemek için elini uzatmayan, yanlışı yapan kadar sorumludur.' anlayışıyla, sadece bugünü değil, ileriyi düşünen politikalarla dengeli bir büyümenin sağlanması gerektiğini, güven veren, yapısal sorunları giderici reformları yapacak yeni bir ekonomi yaklaşımına olan ihtiyacımızı, ekonomik büyümenin yüksek olması değil, doğru bir kompozisyona sahip olmasının önemini her vesileyle paylaştık. Bizim önerimiz daima, makroekonomik istikrarı sağlayacak tedbirlerin alınması ve dengeli bir büyüme hedeflenmesiydi."
Bugün ekonominin en büyük sorununun enflasyon olduğunu belirten Bilecik, Türkiye ekonomisinin, daha istikrarlı, kurallı ve öngörülebilir olmayı hak ettiğini, bugün, yapılması gereken en önemli şeyin, ekonomi yönetimlerine olan güvenin tazelenmesi olduğunu söyledi.
Ekonominin yeni yol haritasının geçen hafta açıklandığını anımsatan Bilecik, "Kamuoyuyla paylaşılan Yeni Ekonomik Program'ın gerçekçi hedefler içerdiğine inanıyoruz. İş dünyasının bu hedeflere daha fazla destek vermesi için yüksek katma değerli üretim hamlelerine ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İşte sözünü ettiğimiz dijital dönüşümün de en önemli katkısı budur. Türkiye, cari açıktan döviz borçluluğuna kadar pek çok sorununa dijital dönüşüm sayesinde yüksek katma değerli üretim becerileri kazanarak çözüm bulabilir. " değerlendirmesini yaptı.
Bilecik, kayıtdışı ekonomiyi ortadan kaldıran, Avrupa Birliği ile üyelik entegrasyonuna ağırlık veren, demokrasi, hukuk devleti ve özgürlükler boyutunda yapısal reformlarını hızlandıran politikalarla, içinde bulunulan dönemin üstesinden başarıyla gelmenin mümkün olduğunu sözlerine ekledi.