Ayırlan bütçe bari işe yarasa
Abone olKAYSERİ'DEN / Mahmut SABAH
Çevreciler, doğa bilimciler huzur ve mutluluk dolu bir dünya için önce hayvanlara, sonra da doğal ve kültürel değerlere titizlikle özen gösterilmesi gerektiğini söylüyorlar. Keza, sorumlu kurumlar, çevreye kendini adamış kuruluşlar da öyle. Oysa bu söylemler, hep boş laflar olarak ortalık yerde sırıtıp kalmaktan başka bir işe yaramıyor. Eğer lafta kalmasaydı, sahiller, ormanlar yağmalanır, tarihsel kültürel değerler tahrip edilir, ülkenin doğal zenginlikleri bu denli sorumsuz bir aymazlığın, bu denli hoyrat savurganlığın oyuncağı haline gelir miydi?
Gereği gibi sahiplenebilseydik, çirkinlik anıtı beton yapılar Tekir Yaylası'nda Erciyes'in doruklarıyla yarışa kalkar, Göreme 'peri'siz kalan bacalarına, Sultansazı Kuş Cenneti, yitirdiği gölüne yanar mıydı?
Bir zamanlar çevre korumacılığının lüks ve pahalı olduğunu savunanlar, bugün ne hikmetse çevre için "zenginlik" sözcüğünü dillerinden düşürmüyorlar. Çevre üstüne ahkam kesiyor, korunması bahsinde mangalda kül bırakmıyorlar ama genede o zenginliği koruyup saklama adına hiçbir varlık göstermiyorlar.
RAMSAR Sözleşmesi kuşların konaklama ve üreme alanlarının korunmasını öngörür. Uluslararası bu anlaşmanın altında Türkiye'nin de imzası var. Yani, göçmen kuşları korumak bizim de boynumuzun borcu. Böylesine ciddi bir sorumluluk üstlenmiş olmamıza rağmen, sulak alanları gereği gibi koruduğumuz söylenemez.
Sultansazı Kuş Cenneti otuz yıl öncesine kadar ülkemiz için doğal bir zenginlikti. Pelikanıyla, flamingosuyla, angıtıyla, turnasıyla yüzbinlerce kuşun mevsimler boyu cennete çevirdiği cıvıl cıvıl bir güzellik. Ne var ki, o doyumsuz güzellik hatalı tarım politikalarının kurbanı olmaktan kurtulamadı. Su seviyesi protokolü delinince, Sarıgöl'de, Camız Gölü'nde, Eğri Göl'de sular çekildi. Ardından Yay Gölü kurudu. Sonra kuraklıklar işin tuzu biberi oldu. Kuşlar çareyi kaçmakta buldu.
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, kuş cennetinin geleceğini soran CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu'na, "Sultansazlığı Milli Parkı Uzun Devre Gelişme Planı 2008 yılında onaylandı. Yönetim planında alanın sorunlarının çözümüne yönelik faaliyetler, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte, koordineli olarak yürütülüyor" yanıtını vermiş. Verilen yanıtta, iyileştirme çalışmalar için 135 bin 999 liralık bütçe ayrıldığını söylemeyi de ihmal etmemiş.
Doğrusu… Dağlar güzeli Erciyes'in doğal zarafetini 'betonya' çöplüğünün kucağına atmaktan, peribacalarını ortadan kaldırıp yerlerine oteller, moteller kondurmaktan ve de kaynaklarını kurutup, kuşlarıyla ünlü Sultansazlığı'nı çöle çevirmekten çekinmeyen çarpık kafa, insanın içini karartıyor.
Madem ödenek ayrıldı, bari işe yarasa… Sahi; o para, onca sorun arasında hangi yarayı sarmaya yetecekse...