Arınç'tan önemli 'sekreterya' açıklaması
Sekreterya talebinin kabul edilebilir bir talep olduğunu söyleyen Arınç, Bacak bacak üstüne atacak, dizinin üstünde not tutacak sekreterlere Öcalan'ın ihtiyacı yok. Bunlar cezaevinin kendi şartları içerisinde konuşulacak şeyler" dedi
Abone olKONYA - AK Parti Konya İl Tanıtım ve Medya Birim Başkanlığı tarafından Dedeman Otel'de düzenlenen "7. Tanıtım Medya Günleri"ne katılan Başbakan Vekili ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Çözüm süreci ve Abdullah Öcalan'a sekreterya konusunda önemli açıklamalarda bulunan Arınç,
bir gazetecinin, çözüm sürecinde "üçüncü göz" ile ilgili gelişmeleri sorması üzerine "Zaten Amentü gibi, konuşmaya başlayan çözüm sürecinden başlıyor" diyerek bu durumdan rahatsızlığını belirti.
Arınç, şöyle devam etti:
"Bu doğrusu hoş bir şey değil. Yani Türkiye'nin başka meseleleri ve sorunları da var ama 'önemli mi' derseniz, çok önemli, haklısınız. Çözüm sürecinde başarıya ulaşılması halinde Türkiye kronik bir sorunundan kurtulmuş olacak. Türkiye, terörün acılarını sarmış olacak ve uçuşa geçecek. İnsanımız huzur bulacak. Elbette çok önemli ama bu konuda çok kafa karışıklığı var ki herkes ağzını açtığında yarısı yalan, yarısı gerçek dışı, yarısı doğru şeyler konuşmaya başlıyor, kafalar karışıyor."
"Delinin birisi kuyuya taş atar da kırk tane akıllı çıkaramazmış"
Çözüm sürecinde "üçüncü göz" konusunda tartışmaların yaşandığına dikkati çeken Arınç, "Şimdi üçüncü göz, yani tepe göz gibi bir şeyden bahsediyorsunuz. Üçüncü göz lafını birisi ortaya atıyor. Sonra onun üzerine bir takım şeyler bina ediliyor. Yani delinin birisi kuyuya taş atar da kırk tane akıllı çıkaramazmış. Bunun gibi" diye konuştu.
Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
"Üçüncü göz, beşinci göz meselesi yok"
"Ama diyelim ki diğer paydaş HDP'dir, HDP'den her kafadan bir ses çıkıyor. Kimin ne söylediği, ne düşündüğü, ne yaptığı, hangi konumda olduğu çok belli değil. İşte dün veya evvelsi gün yine birileri fazladan bir şey söylemişler. Bir bakıyorum televizyon programlarında, bir masa var, masada kimin nerede oturacağı bile adeta tayin edilmiş. O masa müzakere masası, karşısında devlet görevlileri var. Beri tarafta da Öcalan'ın yanında başkaları var. Böyle bir masayı biz konuşmadık. Masada kimin oturacağını da konuşmadık. Bir şeyler var ama o şeyler olgunlaşmadan, o adımın karşılığındaki adımları görmeden... Biz platonik bir aşkın içinde değiliz. Biz gerçekçiyiz. Dolayısıyla neyi, nasıl yapacağımızı bilmesi gerekenler biliyor. Bilmesi gerekirken bilmeyenler veya bildiği halde tribünlere oynamak isteyenler çok farklı şeyler konuşuyor. Üçüncü göz, beşinci göz meselesi yok."
"Sekreterya dendiği zaman HDP'li milletvekilleri kendilerini sekreteryaya koydular" diyen Arınç, şunları kaydetti:
"Sekreterya talebi kabul edilebilir bir talep"
"Hayır böyle bir şey yok. Öcalan, kendileriyle yapılan görüşmeler sırasında, istikrarlı bir şekilde bu seyri takip etmek üzere, kendisine yardımcı olmak amacıyla birkaç kişinin bulunmasını istemiş olabilir. Bakanlar Kurulu'ndan sonra söylediğim için beni eleştirmişlerdi. Bence bu kabul edilebilir, mantıklı bir talep. Düşünün ki 14 seneden beri cezaevinde tek başına yaşayan, çünkü hükümlülüğü onu gerektiriyor. Bir insanla, vereceği mesajlar önemli hale gelmiş bir insanın ne söylediğini, ne zaman neyi söylediğini tespit etmek için bir yazıya, kayda ve sekreteryaya ihtiyacı olabilir ama biz bir hukuk devletiyiz. Hukuk devletinde bu ihtiyacın karşılanması Adalet Bakanlığımızın görevidir. Cezaevleri yönetmeliği içerisinde ne varsa ona göre yapılacaktır. Yeni bir kanun çıkarmadığımıza göre, çıkarmayı düşünmediğimize göre yine iki ay evvel Bakanlar Kurulu'ndan çıkınca söyledim; 'Bunlar cezaevinin kendi şartları içerisinde konuşulacak şeylerdir' dedim, dışarıdan bir sekreter veya danışmanın gelmesi suretiyle değil. Bacak bacak üstüne atacak, dizinin üstünde not tutacak sekreterlere Öcalan'ın ihtiyacı yok. Cezaevi şartları içerisinde veya cezaevi yönetmeliği gereğince ya oraya nakledilebilecek yeni hükümlülerden veya bir başkasından veya cezaevinin kendi şartları içerisinden bu temin edilebilir. Adalet Bakanlığımız bunu çalışıyorken, belki olabilecekken herkes kendisini sekreter gibi görmeye başladı. Bunlar çözüm sürecini baltalamaya ve geciktirmeye yönelik, kafa karışıklığına yol açabilecek şeylerdir."
"Heyete Adalet Bakanlığı karar verecek"
Bugüne kadar iki veya üç milletvekilinin Adalet Bakanlığının izniyle görüşmeye gidebildiğini hatırlatan Arınç, Öcalan'ın kardeşi ve avukatının da görüşmeye gidebildiğini ifade etti.
Üçüncü şahısların, milletvekili, gazeteci veya bir başkasının ancak Adalet Bakanlığının izni ile gidebildiğinin altını çizen Arınç, "Diyelim ki daha kalabalık bir heyet düşünüldü. Düşünülebilir, bu da makuldür. Yok 15, 30, 40 kişi olacak, içinde Ahmet olacak, Fatma olmayacak... Bunlara siz karar veremezsiniz, biz karar veririz. Dolayısıyla gidecek heyetin kimlerden teşekkül edeceğine birileri karar vermeyecek, Adalet Bakanlığı karar verecek. Dolayısıyla biz yetkimizi kimseyle paylaşmayız. Bunu öncelikle bilsinler" ifadesini kullandı.