”AKP'nin dış politikası mercek altına alınmalı”
BDP Genel Başkanı Demirtaş, İsrail'in, Gazze'ye yardım götüren gemilere düzenlediği saldırıyı katliam olarak değerlendirdi
Abone olANKARA - BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümetin, komşularla sıfır problem üzerine ilişki yürüttüğünü iddia ettiğini, ancak bir yardım konvoyunu Gazze kıyılarına ulaştırmayı başaramadığını söyledi.
Demirtaş, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, İsrail'in, Gazze'ye yardım götüren gemilere düzenlediği saldırıyı katliam olarak değerlendirdiklerini ve kınadıklarını ifade etti. Demirtaş, saldırının, İsrail'in bugüne kadar bölgede yürüttüğü politikalarının yeniden sorgulanmasına da vesile olacağını vurguladı.
Olayın, beraberinde Yahudi düşmanlığı tartışmasını körüklememesini temenni ettiklerini kaydeden Demirtaş, Türkiye ve dünya kamuoyunun, tartışmaları bu noktadan uzakta ele almasında fayda olacağını ifade etti.
İsrail vatandaşlarının da artık kendi devletlerinin Orta Doğu ve dünyadaki politikalarını sorgulaması gerektiğini belirten Demirtaş, "Yahudi toplumu, kendi hükümetinin uyguladığı katliam politikalarının, Yahudi düşmanlığını körüklediğini görebilmeli ve hükümetlerini sorgulayabilmeli" dedi.
Uluslararası ilişkilerin, bazen çok kısa sürelerde değişebildiğini belirten Demirtaş, şöyle devam etti:
"AKP hükümetinin, dış politikadaki başarısıyla övünegeldiği bir dönemde, böyle vahim bir olayın yaşanması, AKP'nin dış politika çizgisinin bir kez daha mercek altına alınması gerektiği anlamına geliyor. İsrail hükümeti, zaten 40 yıldır Filistin halkı üzerinde devlet terörü uyguluyor. Bu devletin sivillere yaklaşımı bu kadar açık net ortadayken, böylesi bir konvoyun oraya gidişi öncesinde hükümetin yeteri derecede önlem almamış olması kafalarda soru işaret bırakıyor. Konvoy yola çıkmadan önce, kamuoyunda, yardım heyetine karşı muhtemel müdahale açıkça ifade ediliyorken, hükümetin en azından gizli diplomasiyi işleterek bu konvoyun çalışmasını kolaylaştırmamış olması, kafalarda soru işaret uyandırıyor.
Komşularla sıfır problem üzerine ilişki yürüttüğünü iddia eden bir hükümet, bir yardım konvoyunu bile Gazze kıyılarına ulaştırmayı maalesef ki başaramamıştır."
Söz konusu saldırının ardından, bazılarının, saldırıya karşı savaş çığırtkanlığını öne çıkarmaya, hükümete savaş rantçılığını dayatmaya çalıştığını belirten Demirtaş, "Umut ediyoruz ki hükümet bu konuda, bir savaşı, bir çatışmayı çağrıştıracak herhangi bir politikayı izlemez" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Orta Doğu'da barış arayışlarına saygı duyduklarını, ancak kendisini bu konuda samimi bulmadıklarını belirten Demirtaş, "Kendi ülkesinde barış arayışlarını görmezden gelen bir siyasi anlayışın dış kamuoyunda yaratacağı etki, içeride bıraktığı etki kadardır" diye konuştu.
İskenderun'daki terör saldırısı
İskenderun'daki terör saldırısına değinen Demirtaş, "İskenderun'da yaşanan acı olay hepimizin yüreğini bir kez daha dağladı. Bu ülkenin gençleri, etnik kimliği ne olursa olsun, emekçi, yoksul halkın çocuklarıdır. Orada yaşamını yitiren gençlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Toplumun artık bu gençlerin birbirini öldürmesine tahammülü kalmamıştır" dedi.
Kendilerinin aylardır barış çağrısı yaptıklarını ancak ciddiye alınmadıklarını savunan Demirtaş, şöyle devam etti:
"Halk barışa çoktan hazır. Ama bu ülkede siyaseti egemenliği altına almış olanlar, barışı da diyaloğu da bu topluma çok görüyor. Bu sorunlar, çözülmesi zor sorunlar değil. Belki bir gün içinde çok büyük mesafelerin kat edilebileceği, çözümü kolay hale gelmiş sorunlardır.
Bu ülkede barış, AKP'nin iki dudağı arasına sıkışmış durumdaydı. Sayın Başbakan bunu kullanmıyor. Bugün Sayın Başbakan'ın kendi zihniyeti dışında, Kürt sorunun çözümü için hiç bir engel yok."
İskenderun'da partilerinin ilçe binasına yönelik saldırı olduğunu, BDP'nin, eylemlerden sorumlu tutuluyor gibi gösterilmek istendiğini öne süren Demirtaş, "Bütün Türkiye toplumu şunu fark etmelidir; o parti binalarının her biri, bu ülkeye barış getirmek için çalışan insanların partilerinin binasıdır" dedi. Demirtaş ayrıca, parti binalarının korunmasının İçişleri Bakanlığının sorumluluğunda olduğunu belirtti.