'Yok öyle yağma'
Yeni güvenlik düzenlemesiyle ilgili eleştirilere tepki gösteren Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Bütün bu özgürlükler yok edilirken susanlar, şimdi biz bunların hesabını sormak için tedbir aldığımızda seslerini yükseltecekler. Yok öyle yağma” dedi
Abone olAMASYA - Başbakan Ahmet Davutoğlu, Amasya şehir meydanında düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Biz yeni Türkiye aşkıyla Ferhat'ın Şirin'e aşkı gibi, Yeşilırmak'ın Amasya'ya aşkı gibi bu ülkeye aşkla yola çıktığımız günlerde, 40 gün içinde bir çok önemli ve hepimizi güldüren, hepimizi mutlu eden olaylar yaşanmışken -rehinelerimizin kurtarılması gibi- Kurban Bayramı'nda bayram sevincini zehir etmek istercesine eşkiyalar, Vandallar, teröristler şehirlerimizde fetret yaşatmak istediler.'' dedi.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
''Biz yeni Türkiye aşkıyla Ferhat'ın Şirin'e aşkı gibi, Yeşilırmak'ın Amasya'ya aşkı gibi bu ülkeye aşkla yola çıktığımız günlerde, 40 gün içinde birçok önemli ve hepimizi güldüren, hepimizi mutlu eden olaylar yaşanmışken -rehinelerimizin kurtarılması gibi- Kurban Bayramı'nda bayram sevincini zehir etmek istercesine eşkıyalar, vandallar, teröristler şehirlerimizde fetret yaşatmak istediler.
Şimdi biz diyoruz ki; kimse özgürlük, gösteri ve toplantı özgürlüğünü kullanırken, maske takmayacak. Aslında bu yolla CHP'nin de HDP'nin de ve onların takipçilerinin de maskelerini indiriyoruz, maskelerini. Çünkü onlar siyaseti de maske takarak yapıyorlar, sokağa vandalları da maske takarak sürüklüyorlar. Maskeler düşmüştür. 'Barış ve demokrasi' diye partisinin adını koyduktan sonra insanları şiddete ve nefrete çağıranların maskesi düşmüştür.
O binaları, ambulansları yakanlar yıkanlar bunları yapabilecekler, siyaset özgürlüğünü yok edecekler, insanlarımızın, vatandaşlarımızın seyahat özgürlüğünü yok ederek, yolları kesecekler, fikir özgürlüğünü yok ederek kendileri dışında düşünenleri 3. katlardan atıp katledecekler... Bütün bu özgürlükler yok edilirken susanlar, şimdi biz bunların hesabını sormak için tedbir aldığımızda seslerini yükseltecekler. Yok öyle yağma. Biz bu ülkenin hiçbir semtini, mahallesini, köyünü, kasabasını, ilçesini, ilini, eşkıyaya, teröristlere, Vandalizme teslim etmeyiz, mağdur etmeyiz.
Muharrem ayı yaklaşırken şehidimiz Hüseyin Hatipoğlu da vatandaşımız bu anlamda şehidimiz Yasin Börü de sembol olarak Hazreti Hüseyin'in makamına yükseldiler. Muharrem ayı yaklaşırken Kerbela'da nasıl Hazreti Hüseyin şehit olmuşsa bu kardeşlerimiz de eşkıyaların ve fetret çıkartmak, kardeşi kardeşe düşman etmek isteyenlerin ellerinde şehit oldular. Şimdi HDP'nin de CHP'nin de Demirtaş'ın da Kılıçdaroğlu'nun da hesap verme vaktidir.
Kılıçdaroğlu, bu topraklara ekilen merhamet tohumunu bilmez. Kılıçdaroğlu'nun bildiği tek şey CHP geleneğinden gelen, baskıcı, diktacı zihniyettir. Dersim katliamını yapanların geleneğini tenkit edemeyen birisi, tabii ki Esed'i de tenkit etmez.
Suriye'deki her bir köye, kasabaya sahip çıktığımız gibi Kobani'deki Kürt kardeşlerimize de sahip çıktık, çıkmaya devam edeceğiz, hepsine sahip çıktığımız gibi. Ama onları bahane ederek birileri Türkiye'yi karıştırmak isterse hadlerini bildirmek de bizim boynumuzun borcudur. Maskeler inmiştir; kim barış istiyor, kim demokrasi istiyor? Kim hürriyetten yana, kim şiddetten, nefretten yana?”