'Yeni anayasa bir ayda nasıl yazılacak?'
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Başbakan Davutoğlu'na neden acele ettiğini ve bir ayda yeni anayasanın nasıl yazılacağını sordu.
Abone olPartisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yeni anayasa konusunda yol haritası hazırladıklarını söylediğini anımsatarak, "Davutoğlu'nun bu acelesi nedir, neye yormak gerekmektedir? CHP'yi ikna için sırasıyla hangi faaliyetler yapılmıştır? Bu kadar önemli bir toplumsal sözleşmenin bir ayda yazılması nasıl mümkün olacaktır? Başbakan'ın bu soruya verecek mantıki bir cevabı olduğuna inanmak istediğimi, Türkiye'nin bu nazik ve kırılgan döneminde anayasa kaynaklı yeni tartışmaların hakikaten de felaketle sonuçlanacağını ikaz ve önemle belirtmek istiyorum. Ülkemizin kaybedecek, israf edecek zamanı kalmamıştır" dedi.
Devlet Bahçeli, Türkiye'nin terörizme en fazla bedel ödeyen ülke olduğunu, buna duyarsız kalan ve katilleri tahrik eden ülkelerin belirli aralıklarla terör saldırılarıyla irkildiğini söyledi.
Brüksel'de 22 Mart'ta meydana gelen terör saldırılarını anımsatan ve saldırıyı kınayan Bahçeli, "Birkaç gün evvel dost ve kardeş ülke Pakistan'ın Lahor şehrinde bir lunaparka düzenlenen terör saldırısında 70'e yakın insan hayatını kaybetmiş, sayıları 350'yi bulan insan da yaralanmıştır. Hunharca katledilen Pakistan'lı kardeşlerime Allah'tan rahmet diliyor, yaralılara şifa temenni ediyor; tüm Pakistanlılara sabır ve başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Terör, 26 Mart'ta Yemen'in Aden kentinde ve Irak'ın Babil Vilayeti'ne bağlı İskenderiye nahiyesinde oynanan bir futbol müsabakasında onlarca insanın hayatını karartmıştır. Peki, Pakistan'ı konuşan var mıdır? Brüksel'de PKK'lılar sözde taziye çadırı kurarken kurarken hiç rahatsız olamayanların yine bu terör örgütüyle akraba olan cinayet örgütlerinin kendilerine dokunması karşısında isyan etmeleri inandırıcı değildir. Terörün dini, milliyeti, yöresi ve ilkesi yoktur. Terörist eylemler utanç verici, aşağıların da aşağısı bir saldırganlık örneğidir. İnsanın hayat ve varlık haklarına yönelik eylemler bir katliamdır, insanlık suçu ve ayıbıdır. Hiçbir gerekçe ve hedef, sivil ve masum insanların hunharca öldürülmesini haklı ve meşru kılamayacaktır" diye konuştu.
"Okyanus ötesinden kaynaklı siyasi tasarımlara prim vermeyeceğiz"
Devlet Bahçeli ABD'de Rıza Zarrab'ın tutuklayan savcının 'paralel' olduğu iddialarının gündeme getirildiğini anımsatarak şöyle konuştu; "Herkesin dilinde İranlı şarlatanın ne olacağı, ABD'ye hangi pazarlıkların sonucunda gittiği, bu adli takibatının nereye dayanacağı konusu vardır. Havuz medyası ise, iddianameyi hazırlayan ABD'li savcının paralel olduğuna peşinen hükmetmiş, okyanus ötesi kaynaklı yeni bir darbe planı yapıldığına dair yorum ve haberleri ısıtıp ısıtıp servis etmiştir. Bu savcının paralel olup olmadığını elbette bilemeyiz. Kaldı ki merak da etmiyoruz. Çünkü ülkemiz yeterince paralel yorgunu, yeterince paralel karmaşanın mağdurudur. Yeni bir algı operasyonu, yeni bir sinsi kampanya devreye alınmıştır. Bizim ABD'li bir savcının yazdığı iddianameden öğreneceğimiz, bulacağımız, şimdi oldu diyeceğimiz esasen bir şey bulunmamaktadır. İranlı kaçakçının çevirdiği dolapları, yediği herzeleri biz zaten biliyor, detaylarıyla hafıza kayıtlarımızda taşıyoruz. ABD'den duyacağımız yeni bir şeyin olmadığını, olsa bile bunun kanaatlerimizi temelden değiştirmeyeceğini, eğer varsa, okyanus ötesinden kaynaklı siyasi tasarımlara prim ve destek vermeyeceğimizi de açık yüreklilikle ifade ediyorum.
"Temennimiz yolsuzluğun hesabının ABD'de verilmesi"
Türkiye veya ABD'de şarlatan her zaman, her yerde şarlatandır, kara paracı, altın kaçakçısı, rüşvet simsarı olmak malum şahıs için değişmeyecek bir kaderdir. Yine de 4 Nisan'da hakim karşısına çıkarılacak İranlı kara paracının alnına kara bir leke gibi yapışmış tüm iddia ve suçlamalardan dolayı sonuna kadar yargılanması sağlanmalıdır. Bu hukuki süreçte hükümetin bilgi ve belge verilmesiyle ilgili taleplere soğuk ve mesafeli durmaması başlıca tavsiyemizdir. İranlı kara para tüccarı yolsuzluk ve kanunsuzlukların hesabını Türkiye'de vermedi, dilek ve temennimiz bari ABD'de vermesidir. Türk milleti bu kanun kaçağının hakkında ne karara varılacağını, adli sürecin nereye kadar uzanacağını sabırla beklemektedir. Gerçekler ortaya çıkarılmalı, gayri meşru ilişkiler somutlaştırılmalı, suç ve suçlular deşifre edilmeli, yetim hakkına göz koyan haramzadeler halkasının önemli siması bedel ödemelidir. Madem İranlı kaçakçı tutuklanmıştır, madem mahkemeye çıkarılacaktır, o halde gizli saklı bırakılan, milletimizin gözünden kaçırılan ne varsa hesabı görülmelidir. Türk milleti bu yargılamanın sonucunu beklemektedir. Şimdiden söyleyeyim, gün gelecek, devran dönecek 17-25 Aralık'ın hesabı sorulacaktır."