'Silikon Vadisi' yarışı kızıştı, gözler Türkiye’ye döndü
Berlin’nin genç bilişim firmaları Avrupa’da silikon vadisi rekabetini sürdürürken bir yandan da Türkiye pazarından pay kapmaya çalışıyorlar.
Abone olUğur YILMAZ
ugur.yilmaz@dunya.com
İSTANBUL – Avrupa’nın silikon vadisi olmak için Londra, Stockholm, Paris gibi şehirlerle yarışan Berlin’de gözler Türkiye’nin üzerinde. İyi bir fikirden yola çıkarak emek ve risk sermayesi ile kurulan Avrupalı "startup"lar Berlin’de kümeleniyor, bir yandan da büyümenin yollarını arıyorlar. Avrupa coğrafyasında Almanya’nın ardından en kalabalık ülke olan Türkiye ise çoktan startup’ların ilgi odağı olmuş durumda.
Berlin’de son birkaç yıl içinde yüzlerce startup bilişim girişimi kuruldu. Bazıları başarılı olup milyonlarca euro ciroya ulaşırken, bazıları pes etti. Birçok startup ise umutla yoluna devam ediyor.
Madvertise, Sponsorpay gibi firmalar Türkiye’de satın almalar ya da yerel ofisler kurarak büyümeye çalışırken, daha küçük çaplı girişimler Türk bilişimciler istihdam edip dillerini Türkçeleştirerek pazardan pay kapmaya çalışıyorlar.
Bu girişimler ise her zaman başarıya ulaşamayabiliyor. Eylül 2011’de Türkiye e-ticaret pazarına hızlı giriş yapan Rocket İnternet kısa sürede 400’den fazla çalışan sayısına ulaşmış, yüksek maaşlarla yetenekli isimleri bünyesine toplamıştı. Ancak daha bir yılını tamamlayamadan geçen ağustos ayı içinde Türkiye yatırımını sonlandırarak çekilmek durumunda kaldı. Bu olumsuz örneğe rağmen Berlin’de son beş yılda 10 binden fazla yeni istihdam yaratan startuplar Türkiye’ye gelmeye devam ediyor.
DÜNYA, Berlin’de doğup başarıyı yakalayan girişimlere Avrupa’nın silikon vadisi rekabetini ve Türkiye planlarını sordu, birbirinden ilginç yanıtlar aldı.
"Avrupa liderliğinin yolu Türkiye’den geçiyor"
Aylık 6 milyar reklam gösterimi ile Avrupa’nın en büyük mobil reklamcılarında biri olan Madvertise Nisan ayında Türk Mobilike’ı satın aldı. Türkiye’yi Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya giriş kapısı olarak gördüklerini söyleyen Madvertise CEO’su Carsten Frien, Avrupa pazarında liderlik yolunun Türkiye’den geçtiğini söylüyor. Türk mobil pazarının yüzde 60’ına hakim olan Mobilike takımını olduğu gibi muhafaza etme kararı aldıklarını bildiren Brien, 2012 yılı sonuna kadar cirosunun yüzde 20’sini Türkiye’den elde etmeyi beklediklerini kaydediyor.
“İlgi büyük, pay almaya çalışıyoruz”
3 yıl önce kurulmasına rağmen dünyanın en büyük sosyal ağ oyun üreticilerinden biri olan Wooga’da 200’den fazla kişi çalışıyor. Wooga CEO’su Jens Begemann “Çok sayıda oyuncuya sahip olduğumuz Türkiye pazarı bizim için önemli bir market. Bu nedenle dünyada yalnızca 9 dilde verdiğimiz dil desteklerinden biri de Türkçe. Türklerin oyunlara ilgisi büyük, bu ilgiden daha fazla pay almak için şirketimizde Türk çalışanlara yer veriyoruz. Zaten Berlin merkezli bir firma olmanın doğal sonucu olarak şirketimizde bir çok Türk çalışan olması da kaçınılmaz” diyerek Türkiye pazarının öneminin altını çiziyor.
“Yeni proje yolda”
Belirli ürünlerde özelleştirilmiş onlarca e-ticaret sitesine sahip GLG’nin CEO’su Denis Ciofu, "Herkesin bildiği gibi Türkiye dev bir pazar. Bunun da ötesinde gelişen bir pazar. Türkiye'de e-ticaret ve internet girişimleri hızla büyümesine rağmen, büyük potansiyel devam ediyor. Bu nedenle Türkiye planımızın odağını güçlü ve kalıcı bir şekilde pazara yerleşebilmek oluşturuyor. 2012’nin 4. çeyreğinde hayata geçirmek üzere Türkiye için yeni bir proje geliştiriyoruz. Bu proje kapsamında iki yeni web sitesi daha açarak kullanıcı sayımızı artıracağız" diyerek Türkiye’de büyüyeceklerine işaret ediyor.
“Türkiye’de yapılacak çok iş var”
Kullanıcılarının bulundukları kentte ücretli aktivite organize ederek katılımcı toplamalarına imkan tanıyan Gidsy girişimi kısa sürede internetin fenomen girişimlerinden biri haline geldi. Tüm dünyaya saman alevi gibi yayılan Gidsy, amatör organizatörlere fırsatlar sunarken farklı arayış içindekiler ve turistler için önemli bir kaynak haline geldi. Gidsy’nin kurucusu ve CEO’su Edial Dekker Türkiye hedeflerini şöyle anlatıyor: “Türkiye’de alınacak çok fazla yol, yapılacak çok fazla iş var. Birkaç ay önce Türkiye’yi daha yakından tanımak için İstanbul’u ziyaret ettik. Şehrin yerel Gidsy topluluğu ile bir araya geldik. Yaptığımız görüşmelerde insanların heyecanına şahit olduk. Yakın zamanda Türkiye’nin diğer şehirlerinde de topluluk oluşturmak için karar aldık, hatta çalışmaya başladık bile."
“500 milyon dolarlık pasta için İstanbul’a ofis açtık”
Online oyun reklamcılığı yapan Sponsorpay’in, New York, San Francisco, Londra, Paris ve Tokya ile birlikte İstanbul’da ofisleri bulunuyor. Sponsorpay Pazarlama Müdürü Projjol Banerjea “Türkiye pazarı bizim için çok önemli, bu yüzden İstanbul’da bir ofis açtık. Ülkenin 30 milyon aktif internet kullanıcısının yüzde 72’si oyun oynuyor. Bu rakam batı ülkelerine oranla oldukça yüksek. Türkiye sosyal medya ve online oyunlara yıllık 500 milyon dolara yakın harcama yapıyor. Doğal olarak bu rakamlar Türkiye pazarına büyük önem verilmesine neden oluyor. Bütün işaretler Türkiye pazarının gösterirken biz de pastadan pay almak için adımlarımızı atıyoruz” diye konuştu.
AVRUPA’NIN SİLİKON VADİSİ BERLİN Mİ?
Madvertise CEO’su Carsten Frien
Sermaye girişi kartopu etkisi yaratıyor
Avrupa’nın silikon vadisi yarışında Berlin çok iyi bir yol tutmuş durumda. Heyecan dolu, uluslararası bir merkez olan şehir, çoktan Londra, Stockholm gibi rakiplerini geçti bile. Son 5 yılda internet endüstrisinde 10 binden fazla istihdam sağlamış olması Berlin’in neden bu yarışta önde olduğunun açık göstergesi. Berlin’de startupları destekleyen hatta teşvik eden bir ortam var. Kira, ulaşım gibi giderler görece olarak düşük. Bu durum genç şirketlerin az sermaye ile yola çıkmalarına fırsat veriyor, hareket yaratıyor. Bu canlılık da doğal olarak ilgi çekiyor. Mesela Avrupa’nın lider risk sermayesi şirketlerinden Earlybird, komüniteye yakın olmak için merkezini Berlin’e taşıdı. Berlinli startuplar Amerikalı melek yatırımcıların da ilgisini cezbediyor. Kendimizden örnek verirsek, sadece Madvertise Blumberg Capital’den 10 milyon dolarlık kaynak sağladı. Sermaye girişi hareketi hızlandırarak kartopu etkisi yaratıyor.
GLG CEO’su Denis Ciofu
Ticaretin merkezi Almanya bilişimcileri elde tutmak istiyor
“Berlin startuplar için çok cazip bir merkez. Burada girişimciler fikirlerini kolayca yatırımcı ile buluşturabiliyorlar. İnovatif ve dinamik girişimlerin kokusunu alan risk sermayesi şirketleri Berlin’e yerleşerek, genç, yetenekli ama sermayesiz girişimcileri avlıyorlar. Londra, Paris, Madrid gibi şehirlere göre kiralar daha düşük. Eğlence hayatının gelişmiş olması Berlin’e artı puan kazandırıyor. Öte yandan yazılımın Avrupa merkezi İrlanda olmasına rağmen, ticaretin merkezi Almanya. İş dünyası da bilişimin ticari hayata etkisinin farkına vardığı için yetenekli gençleri elinde tutmak istiyor. Bu nedenle Alman şirketleri bir yandan kendi bilişimcilerini yetiştirirken bir yandan da dünyadan bilişim uzmanlarını ülkeye getiriyor. Dolayısıyla Berlin’de hem bilgi birikimi hem de hareketli bir ortam var.”
Wooga CEO’su Jens Begemann
Düşük giderler büyük avantaj
Berlin’in silikon vadisi yarışında en önemli avantajlarından biri uluslar arası şirketler kültürü oluşturmak için müsait bir yapıya sahip olması.Şehir 30’dan fazla ülkeye uçakla 2 saatten daha yakın. Dünyanın dört bir yanından yetenekli ve yaratıcı insanlar Berlin’de toplanıyor. Yaşam giderleri açısından Avrupa’nın en verimli şehirlerinden biri burası. Yeni girişimler şehir merkezinde ofis açabiliyor, maliyetleri karşılayabiliyorlar. Londra veya Paris gibi şehirler için böyle bir durum söz konusu bile değil. Bu sayede startuplar Berlin merkezinde kümeleşerek birebir iletişim kurabiliyor, öğle yemeklerinde bile karşı karşıya gelebiliyorlar. Bu büyük bir avantaj.
Gidsy CEO’su Edial Dekker
Hayalleri olan Berlin’e geliyor
Berlin’i gerçek silikon vadisi ile karşılaştırmak şu aşamada çok mümkün değil ancak diğer Avrupa şehirlerini göz önüne alırsak yeni girişimlerin yola çıkmak için en iyi seçeneği burası. Startuplar için iki önemli nokta var: kalite ve hız. Hızlı hareket edilebilen ucuz bir şehir olarak Berlin büyük hayalleri olan insanları kendine çekiyor: Startupları.
Sponsorpay Pazarlama Müdürü Projjol Banerjea
Uluslararası yapı şehri cazibe merkezine çevirdi
Berlin’i Avrupa’nın diğer şehirleri ile karşılaştırırsak, çok daha samimi bir ortam sunduğunu söyleyebiliriz. Şehirde tam olarak bir komünite havası hakim. Bağlantı ve iletişim kurmak oldukça kolay. Herkes fikirlerini paylaşmak ve tavsiyeler vermek konusunda istekli. Şehrin kafe ve restoranları startuplar için buluşma ve fikir danışma mekanları haline gelmiş durumda.
Başarılı startup girişimler çoğaldıkça şehre para akışı da artıyor. Bu da Berlin’de başarı şansını artırıyor. Şehrin uluslararası yapısı da cazibe merkezi etkisi yaratıyor. Sadece bizim ofisimizde 30’dan fazla ülkeden gelen insan var. Bu yapı sayesinde dışarıdan gelenek yetenekli insanlar uyum problemi yaşamıyor. Şehrin genç yetenekler için çekici taraflarından biri hareketli gece yaşamı. Gündüz hızlı devam eden iş yaşamı hızlı gece hayatı ile birbirini tamamlıyor. Öte yandan şehrin geniş bir alana yayılması dolayısıyla yaşam giderlerinin emsallerine göre düşük olması önemli bir avantaj.