'Onlar yakutta pırlantada, biz mazotta sıfırlıyoruz'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Samsun'daki mitinginde, "Onlar yakutta, pırlantada, incide vergileri sıfırladılar, biz mazotta sıfırlıyoruz. Sen yakuttan, pırlantadan yanasın, ben çiftçinin alın terinden yanayım" dedi
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Onlar yakutta, pırlantada, incide vergileri sıfırladılar, biz mazotta sıfırlıyoruz. Sen yakuttan, pırlantadan yanasın, ben çiftçinin alın terinden yanayım. Çiftçi üretsin istiyorum. Sen yandaşlarından yanasın, ben çiftçiden yanayım. O nedenle söylüyorum, çiftçi kardeşim artık sen de uyan" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin Samsun mitinginde yaptığı konuşmada, iki büyük ovaya sahip Samsun'un bir tarım kenti olduğuna işaret etti.
Türkiye'de son 13 yılda iki Trakya büyüklüğünde alanın ekilmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Çünkü çiftçi zarar ediyor. 'Ektiğim zaman zarar ediyorum' diyor. Patatesin 5 lira olduğunu biliyorum, mazotun 4 lira olduğunu biliyorum, gübrenin fiyatını biliyorum. Elektriğin fiyatını biliyorum. Türkiye'de sorunlu olan bütün yurttaşların derdini biliyorum. Kamyon şoförünün K1 belgesini biliyorum. Kamyon şoförüne kesilen cezaları biliyorum. Hepsini biliyorum. Hiç meraklanmayın. Ne sorun varsa çözümü var. Yeterki ahlaklı siyaset olsun, yeterki halkı düşünen siyaset olsun."
CHP iktidarında mazotun 1,5 lira olacağı sözünü tekrarlayan Kılıçdaroğlu, "Yine koro halinde itiraz. 'Efendim petrol dışarıdan geliyor. Efendim dolar ödüyoruz. Sen nasıl 1,5 lira yaparsın?' Onlara söyleyin ben devlette 27 buçuk yıl çalıştım. Vergi nasıl toplanır, bütçe nasıl yapılır, harcamalar nasıl yapılır? Bunları çok iyi bilen birisiyim ama size bir söz veriyorum. CHP iktidarında onlara kurs açacağım. 'Devlet nasıl yönetilir ?' diye. Söz veriyorum o kursu açacağım" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Petrolün dışarıdan geldiğini biliyorum. Döviz ödendiğini biliyorum. Rafineride işlendiğini biliyorum. Üzerine kar konduğunu biliyorum. Kaç lira fiyatı? 1 lira 21 kuruş. Kar dahil biz çiftçiye kaça veriyoruz 1,5 liraya. Diyorlar ki 'Efendim çiftçiye neden veriyorsun'? Niye vermeyeceğim. Hangi gerekçeyle vermeyeceğim. Sen yata, gemilere 1 lira 21 kuruştan verirken sorun olmuyor da çiftçiye 1,5'tan verince mi sorun oluyor. Bizimle onlar arasındaki fark dedim ya Ağrı Dağı kadar. Onlar yakutta, pırlantada, incide vergileri sıfırladılar, biz mazotta sıfırlıyoruz. Sen yakuttan, pırlantadan yanasın, ben çiftçinin alın terinden yanayım. Çiftçi üretsin istiyorum. Sen yandaşlarından yanasın, ben çiftçiden yanayım. O nedenle söylüyorum. Çiftçi kardeşim artık sen de uyan, senin en temiz duygularını sömürdüler. Senin de bu ülkede katkın var. Sen de üretiyorsun. Senin kazanman lazım, senin üretmen lazım, senin istihdam yaratman lazım. Kim üretiyorsa başımın üstünde, kim kazanıyorsa başımın üstünde. Yeter ki üretsin, yeter ki kazansın, yeter ki istihdam yaratsın. Zaten en büyük arzumuz da bu. O nedenle söylüyorum, çiftçi kardeşlerime söylüyorum. Onlar yakutta, pırlantada, incide KDV'yi, ÖTV'yi sıfırladılar. Sözüm söz ben de senin kullandığın mazotta KDV'yi, ÖTV'yi sıfırlayacağım. Sana maliyetine vereceğim."
"Üreten insanı baş tacı yapacağız"
Hollanda örneğini veren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Hollanda Konya'dan küçük bir devlet. Hollanda'da yıllık tarım ürünü ihracatı 120 milyar dolar. Türkiye'nin 12 milyar dolar. Şimdi oturup düşünelim. Neyimiz eksik. Güneşimiz mi eksik. Vallahi Hollanda'dan fazla, suyumuz mu eksik, var. İnsanımız mı eksik. E maşallah nüfusumuz katlıyor. Neyimiz eksik. Bir şeyimiz eksik, ahlaklı siyaset eksik. Namuslu siyaset eksik. Üreten insanı baş tacı yapacağız. Çalışan insanı baş tacı yapacağız. Alın teri döken insanı baş tacı yapacağım. Onlar cezalandırıyorlar. Ben üretmeleri için çaba harcıyorum. 'Nereden bulacaksın' diyorlar. Sen malı götürürken kimse sana bir şey soruyor mu? Sormuyor. Ben çiftçiye verince soruyorsun bana. İstediğin kadar sor. Çatlasan da patlasan da mazotu çiftçiye 1,5 liradan vereceğim."
"Taşeron işçiler çağdaş kölelerdir"
Taşeron işçilerin "çağdaş köleler" olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"İş güvenceleri yok. Doğru dürüst tatilleri yok. Asgari ücrete mahkum, asla ses çıkaramazlar. Bir sabah işine gidip, 'senin işine son verdim' dedikleri zaman da söyleyeceği hiçbir şey yok. Ben ne diyorum, kardeşim diyorum CHP iktidarında taşeron işçisi olmayacak. Hepsi kadrolu devletin işçisi mi işçisi olacak. Bu kadar basit. Diyorlar ki 'Parayı nereden bulacaksın?' Anlatayım size, taşeron işçiliği şu demek; değerli Samsunlular, Samsun Devlet Hastanesinin temizlik işi var. Sabah, öğlen, akşam günün 24 saati temizlenecek. 'Gidip bir tane taşeron bul' diyorlar. Diyorlar ki 'gel arkadaş, buranın temizliğini sen yap, git işçileri sen bul, ben sana para vereceğim sen de işçilere öde. Ne zaman? Her ay öde. Ben de diyorum ki 'Taşeronu çıkar. Sen hastaneyi mi temizleyeceksin, işte işçiler. Para mı ödüyorsun, niye taşerona ödüyorsun? Doğrudan götür işçiye öde. Bunun devlete yükü var mı? Yükü sıfır. Yükü sıfır ama artısı var devletin. Taşerona parayı ödediği zaman yüzde 18 KDV ödüyor. Taşeron onun yandaşı çünkü. Onu zengin edecek. Ayrıca ona yüzde 18 ödüyor. Ben ne diyorum yüzde 18 ödemeyeceğim. O işçiyi alacağım. Gel kardeşim sendikal hakkın var. Otur çalış paranı da her ay ben tıkır tıkır ödeyeceğim. Bu kadar basit. Yükü sıfır, kar devlet karı. Bakın taşeron işçilik, çiftçi, emekli bu ne demek. Yaratılan geliri hakça bölüşmek demek. O insanlara, yani refahı tabana yaymak demek."
"Üniversiteye başladığım yıl ilk kez pardösüm oldu"
"Ben sizden birisiyim" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Anadolu çocuğuyum ben. Ben 7 kişilik bir ailenin üniversiteyi okumuş tek çocuğuyum. Diğer kardeşlerim üniversiteyi okuyamadılar. Rahmetli annem okur yazar değildi. Ablam da okur yazar değil. İçlerinden sadece üniversiteyi ben bitirdim. Üniversiteye başladığım yıl ilk kez pardösüm oldu. Devlette 27 buçuk yıl hizmet ettim. Devletin aşağı yukarı en kilit noktalarında çalıştım. Siyasete girdiğim gün mal varlığımı internet siteme koydum. Çünkü kazandığım mal varlığı benim alın terimdi zaten. Kimseyi soymadım, kul hakkı yemedim. Kul hakkı yedirmedim, izin vermedim."
"Para yoksa sana da oy yok diyeceğiz"
"CHP iktidarında ne kendisinin ne de CHP'li bakanların yatak odalarında boy boy para kasaları, evlerinde ayakkabı kutuları olmayacak" diyen Kılıçdaroğlu, "Ben sabahın köründe oğluma telefon edip, 'oğlum evdeki paraları sıfırla' demeyeceğim. Türkiye dünyanın en büyük 18'inci ekonomisi. Kendilerine gelince para var, yandaşlarına gelince para var, ihaleye gelince para var, kaçak saraya gelince para var, emekliye, çiftçiye, esnafa gelince para yok. Para yoksa sana da oy yok diyeceğiz" ifadelerini kullandı.
CHP iktidarında ev sahibi olmayan kimse kalmayacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Ev sahibi olmayan kim ise 277 lira sabit fiyatla onları ev sahibi yapacağız 4 yıl içinde. Hiç endişe etmeyin" dedi.
"CHP'nin de polisi olmayın, halkın polisi olun"
Polislere de seslenen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Polis arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Onların da sorunları var. Onlara değişik mekanlarda seslendim. Samsun'da yine sesleneceğim. Sizden sadece ve sadece polis kardeşlerim bir şey bekliyorum. Sakın ola ki CHP bile iktidar olsa, CHP'nin de polisi olmayın halkın polisi olun. Halkın polisi olun. Halkın polisi olursanız halk sizi baş tacı eder. Gencecik çocuklarımıza biraz müsamahalı davranın. Adı üstünde 'delikanlı' diyoruz, zaten onları hoşgörü ile karşılamamız gerekir. Onlar zaman zaman büyüklerin deyimiyle 'yaramazlık' yapabilirler ama onlar bizim çocuklarımız, sizin çocuklarınız. Hep beraber çocuklarımızı, gençlerimizi seveceğiz. Onlar umutlarımız, onlar Türkiye, Türkiye'nin güzelliği. Türkiye'nin geleceği çocuklarımız, onları seveceğiz."
Miting sırasında alandakiler sık sık "Başbakan Kılıçdaroğlu" diye slogan attı. Alanda sıcaktan baygınlık geçirenlere sağlık ekipleri müdahale etti.