'İktidar değişikliğine de vesile olabilecek'
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Samsun'da gerçekleştirdiği mitingde 17 Aralık operasyonları üzerinden Başbakan Erdoğan'a yönelik eleştirilerine devam etti
Abone olSAMSUN - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Belediye başkanlığı, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri Türkiye'de bir doğru üzerinde geliştirildiği takdirde Türkiye'nin geleceğinin belirlenmesinde, Türk siyasi hayatının yeniden şekillenmesinde ve belki de çok önemli olabilecek bir iktidar değişikliğine de vesile olabilecektir" dedi.
Bahçeli, Samsun programı kapsamında Bafra ilçesinde halka hitap etti.
30 Mart 2014 Mahalli İdareler Seçimleri dolayısıyla Türkiye'yi ilçe ilçe, il il gezdiğini belirten Bahçeli, "30 Mart seçimleri Türkiye için bir dönüm noktası olmuştur. Geçmiş dönemlerde çok sayıda 5 yılda bir gerçekleşen belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği, il genel meclisi üyeliği seçimleri olmuştur ama Türkiye'nin sosyal, ekonomik yönden karşı karşıya kalmış olduğu çok ciddi sorunların yaşandığı, iç ve dış tehlike ve tehditlerin arttığı, Türkiye'nin üniter yapısı, toprak bütünlüğünün büyük ölçüde zedelendiği bir ortamda bu mahalli idareler seçimleri yapılmaktadır" diye konuştu.
Yapılacak seçimlerin aynı zamanda bir sürecin de başlangıcı olduğunu savunan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bu süreçte önce belediye başkanlarını seçiyoruz, 28 Ağustos 2014 günü ilk defa halk tarafından cumhurbaşkanımız seçilecektir. Üçüncü olarak da 2015 yılı 12 Haziran'ına kadar 25. dönem milletvekilliği genel seçimleri olacaktır. Bu süreç, iyi değerlendirildiği takdirde, bir başka ifadeyle belediye başkanlığı, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri Türkiye'de bir doğru üzerinde geliştirildiği takdirde Türkiye'nin geleceğinin belirlenmesinde, Türk siyasi hayatının yeniden şekillenmesinde ve belki de çok önemli olabilecek bir iktidar değişikliğine de vesile olabilecektir. O bakımdan bu seçimleri MHP olarak önemsiyoruz. Bu seçimlere bütün milletimizin yüksek oranda katılımını istiyoruz. Meşruiyetinin hiçbir şart altında tartışılmayacağı bir çoğunlukla katılımın gerçekleştirilmesini istiyoruz"
"Sandık görevlisiyseniz bu görevin şuurunda olun"
"Sandığa gidelim, vicdanımızın sesini dinleyerek, istediğimiz partiye oy verebilelim ancak sandığa aynı zamanda sahip çıkmasını bilelim" diyen Bahçeli, şöyle konuştu:
"Sandıklarda çoğu zaman gerilimler olmaktadır. Sandıklarda çoğu zaman seçimi şaibe altına alabilecek davranışlar sergilenmektedir. Hileli oylar, çalınan oylar seçimlere gölge düşürmektedir. Seçim bitmesine rağmen tartışmalar devam etmekte, o ilçede veya ilde herhangi bir sosyal barışın sağlanması oldukça zor olmaktadır. Bu bakımdan Milliyetçi Hareket Partisi'nin ilçe teşkilatı tarafından görevlendirilmiş olan dava arkadaşlarıma sesleniyorum. Sandık görevlisi iseniz bu görevin şuurunda olun. Sandığa erken saatlerde gidin. Görevinizin başında bulunun ve geleni güler yüzle karşılayın, herkese yardımcı olun, hangi partiden olursa olsun. Bildik veya tanıdık kim varsa, hepsine güler yüz gösterin. Oy vermelerini sağlayın, kolaylıklar gösterin ama sayım saatine kadar sandığın başından ayrılmayın"
Bahçeli, Samsun Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ferhat Günaydın ile Bafra Belediye Başkan adayı Özgür Topkaya'yı takdim etti.
"İktidara belli süre hoşgörü tanındı"
"Adalet ve Kalkınma Partisi yakın siyasi tarihimizde, özellikle de koalisyonlarla uzun süre yönetilen bir ülkeden sonra tek başına iktidar olması, ülkeye istikrar getirecek umuduyla herkes tarafından desteklenmiş ve iktidara da belli bir zaman hoşgörü tanınmıştır" diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hiçbir hizmet olmadı demek doğru olmaz"
"Adalet ve Kalkınma Partisi yasamada sayısal olarak milletvekilliği kendisinde bulunduğu için etkin olmuştur. Yasamada etki yürütmenin de yani hükümetin de kendisi tarafından kurulmasını gerektirmektedir ve dolayısıyla anayasamıza göre kuvvetler ayrılığının yasama ve yürütmede, sayın Recep Tayyip Erdoğan bir etkinlik, bir denetim sağlamıştır. Bununla yetinerek bağımsız yargıyı sarsmadan, bağımsız yargıyı oynamadan, onu yıpratmadan, itibarsızlaştırmadan devam etmiş olsaydı Meclis'teki çoğunluğu ve tek başına hükümeti bu millete yapılabilecek çok büyük hizmetleri gerçekleştirebilirdi.
Hiçbir hizmet olmadı demek doğru olmaz ancak milletimizin sorunlarını çözmek için, yıllardır tek başına bir iktidarı umutlayan bir ülkede yoksulluğun, işsizliğin, kimsesizliğin, esnafın, çiftçinin sorunlarının çözüleceği beklentisi karşılık bulamamıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi bu yılları heba etmiştir. Ancak sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ne olduysa oldu, nerenin telkini altında kaldıysa kaldı. Yasama ve yürütmedeki kuvvetler ayrılığının ikisine sahip olmasından yetinmedi, bir güç alanı yaratmak, daha güçlü olmak, 'ben ben' demek, tek adama doğru heveslenmek gibi bir ihtirasa büründü"