'Hükumet içinde görüş ayrılığı yok'
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybetci, 62. hükümet içinde faizlerle ilgili, büyümeyle ilgili bir görüş ayrılığının bulunmadığını belirterek, "Başbakan Yardımcımız Sayın Ali Babacan'ın söylediği gibi hepimizin söylediği aynıdır" ifadelerini kullandı
Abone olİZMİR - Ekonomi Bakanı Nihat Zeybetci, 62 hükümet içinde faizlerle ilgili, büyümeyle ilgili bir görüş ayrılığının bulunmadığını belirterek, "Hepimizin söylediği aynıdır, hepimiz aynı doğrunun ardından gidiyoruz. Başbakan Yardımcımız Sayın Ali Babacan'ın söylediği gibi hepimizin söylediği aynıdır. İnşallah önümüzdeki dönemde daha cesur bir şekilde faiz düşürmelerinin önünde bir engel görmüyoruz" dedi.
Zeybekci, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ev sahipliğinde düzenlenen "Ekonomik Değerlendirme Toplantısı"na katıldı. Zeybekci, burada yaptığı konuşmada, İzmir'in Türkiye ve Ege Bölgesi ekonomisine yaptığı katkılara dikkati çekti. İzmir'in Türkiye'nin en önemli şehirlerinden biri olduğunu belirten Zeybekci, "İzmir mahallenin en güzel kızı, Egeliler için ayrı bir yer. İzmir Egeliler için yüzüğün en güzel taşıdır. Bütün Türkiye'nin olduğu gibi bütün Egenin değeridir. Ne kadar kıskanç olursanız olun 'İzmir bizimdir' diyemezsiniz" diye konuştu.
Türk bankalarıyla ilgili söylentilere kulak asılmamasını isteyen Zeybekci, "Endişe edilecek hiç bir şey yok. Sermaye yeterlilik oranlarında Türkiye'deki bankaların ortalamasını alıyoruz. AB üyesi 28 ülkenin 21'inden daha iyi" şeklinde konuştu.
"Biz istesek de kriz çıkmaz"
"Türkiye'de biz istesek de kriz çıkmaz. Bu kadar emin söylüyorum bu kadar emin konuşuyorum" diyen Nihat Zeybekci, işadamlarına önlerine bakmalarını istedi. Zeybekci, şöyle konuştu:
"Habire sağdan soldan acaba ne olacak ne bitecek. Bir hata daha yapıyoruz. Vay işte FED parasal daralmaya gidiyor. FED faiz artırırsa Türkiye'de de faiz artar söylentisi var. Türkiye doğrudan giren sermayeyle beraber yüzde 50 oranında ekonomik anlamda AB'ye entegre. Bu bizim için son derece önemli bir avantaj. ABD parasal daralmaya giderken, AB parasal genişlemeye gidiyor. Böyle bir parasal genişleme olduğunda AB'de istediği etkiyi göremeyecektir. Bu para en cazip ve en yakın yöne doğru gidecektir. O da Türkiye'dir. ABD'nin bu para piyasalarıyla ilgili önümüzdeki dönemle ilgili bu yaklaşımlarından Türkiye'nin endişe ederek faizlerini yukarıda tutmasına gerek yoktur. Biraz daha cesur bir şekilde önden giderek kazanmalıyız. Önden giden kazanır. Türkiye olarak bizim bunu yapmamız lazım.
62 hükümet içinde faizlerle ilgili, büyümeyle ilgili bir görüş ayrılığı gibi anlaşılmasın. Hepimizin söylediği aynıdır, hepimiz aynı doğrunun ardından gidiyoruz. Başbakan Yardımcımız Sayın Ali Babacan'ın söylediği gibi hepimizin söylediği aynıdır. İnşallah önümüzdeki dönemde daha cesur bir şekilde faiz düşürmelerinin önünde bir engel görmüyoruz"
İşadamlarının karşılıksız çeklere yönelik endişelerinde haklı olduğunu ifade eden Nihat Zeybekci, bugün böyle bir sıkıntının olduğunu kaydetti. Çeki, Türkiye gibi kullanan dünyada ülkenin bulunmadığını belirten Zeybekci, dünya ile entegre olacak olan Türkiye'nin dünya ile aynı hukuk kurallarına, aynı kıymetli evrak hukukuna tabi olması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
"Dünya ile ticaret yapan bir Türkiye'de insanlar, dünyadaki bütün mahkemelerle muhatap olabilir hale geldi. Herhangi bir anlaşmazlıkta tahkim kurullarına bütün dünyada gidilebilir bir ortam var. Böyle bir ortamda düşünebiliyor musunuz, bir Almana, bir Yunanlıya veya bir Fransızza 'sana vadeli çek vereyim'. Böyle bir sistem var mı. Biz bunu Türkiye'de aksaklık yaratmadan ticarette kullanılan bu enstrümanın derinlemesine problem yaratmadan kurtulmamız gerekiyor. Tüm dünya ile ticaret yapar durumdayız, öyleyse aynı enstrümanları kullanmamız lazım. Karşılıkız çek ve karşılıksız çekten dolayı piyasada bir sıkıntı vardır, doğrudur. Bunun yerine farklı enstrümanları koymak da yürütmenin görevidir. Gerekli tedbirleri sonuna kadar alacağız."
"Enflasyonla mücadeleden vaz geçmeyeceğiz"
Enflasyonla mücadeleden asla vaz geçilmeyeceğini belirten Zeybekci, 2013 sonu itibariyle yüzde 6.2 oranla son 45 yılın en düşük seviyesine ulaşıldığını hatırlattı. Enflasyonla mücadelenin doğru enstrümanlarla yapılması gerektiğine dikkat çeken Zeybekci, şöyle dedi:
"Biz enflasyonu düşürürken piyasayı yavaşlatmayı asla tercih etmememiz gerekiyor. Satın alma gücünü düşürerek, talebi azaltarak, faizleri yükseltip piyasadaki parayı çekerek tüketim talebini daraltarak bunu yapmamamız gerekiyor. Bunun yerine bizim üretim piyasasını canlandırmamız gerekiyor. Üreticiye uygun imkanlar sağlayarak, üretimi artırarak, yatırımı artırarak, arzı artırarak büyümeyi, yatırımı, istihdamı artırarak kalıcı şekilde mücadele etmeliyiz."
Türkiye'nin bugün ihracatı, ithalat ve hizmet gelirlerini üst üste koyduğunuz zaman 470 milyar dolarlık bir dış ticaret hacmi olan bir ülke haline geldiğine dikkati çeken Zeybekci, Türkiye'nun buraya 4,5-5 miyar dolarlık diş ticaret hacminden geldiğini söyledi.
Zeybekci, son bir yılda 1.7 milyon insanın istihdam edilmesine rağmen işsizlik oranının yüzde 9,1'e yükselmesinin iş gücüne katılımın en yüksek orana çıkmasından kaynaklandığını kaydederek, "En son açıklanan işsizlik rakamlarında oran yüzde 9.1'e çıktı. Son bir yıl içinde Türkiye'de 1.7 milyon istihdama rağmen niye arttı, iye katılım oranı tarihi zirveyle yüzde 52 oranına gelmesinden kaynaklandı" dedi.
"İnşaat sektörü piyasamızın motoru"
Türkiye'nin önümüzdeki dönemde ranta dayalı ekonomi, ranta dayalı büyüme yerine üretime dayalı bir büyümeye yönelik politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Zeybekci, "Evet inşaat sektöründen vazgeçemeyiz. İnşaat sektörü bizim için piyasamızın motoru. Ama diğer taraftan sanayisiz olmaz. Sanayi olmadan büyüme olmaz. Milli gelirin içinde sanayi payını yüzde 16'lardan olması gereken yere yüzde 25'lere çekmemiz lazım. Sanayinin yüksek teknoloji ile ilişkisini de çok hızlı bir şekilde kurmamız lazım. İhracatın içinde yüksek teknoloji ürün gurubunun payı yüzde 4 seviyesinde. Geçen yıl Türkiye'nin yaptığı bütün ihraç ürünlerini toplayıp böldüğümüzde kilogramı ihracat fiyatı 1.59 dolar. Bu yıl güzel gelişmeler var. 1.64-1.65'lere doğru geldik. Asıl hedef kilogramı 3 doların üzerine çıkmak" diye konuştu.
DEİK'in yeni yapısı
Toplantının soru cevap bölümünde söz alan DEİK Türk Fransız İş Konseyi Başkanı Uğur Yüce, Türk İsviçre İş Konseyi'ni kurduğunu da hatırlatarak DEİK'in hükmi şahsiyetinin kaldırılması kararının kendisini üzdüğünü belirtti. Yüce, yeni kurulacak yapının devlet ağırlıklı olmaması, yine sivil toplum kuruluşu niteliğinde olmasını beklediklerini söyledi.
Bakan Zeybekci ise bu konuda DEİK'in yapısında bazı yanlışlıkların bulunduğunu, konseylerin yürüttüğü dış görüşmelerden bazen ekonomi yönetiminin haberinin olmadığını, Türkiye'de ağırlanan bir ülkenin ekonomi bakanıyla yapılan görüşmeden dahi son dakikada haberdar olma durumları yaşadıklarını belirtti.
Yeni yapıda bakanlık olarak tek bir kişiyi dahi atamayacaklarını anlatan Zeybekci, şöyle konuştu:
"Yönetim kurulu 35'e çıkıyor, tamamını yaklaşık olarak 215 kişilik genel kurul seçiyor. Bakanlık olarak tek bir kişiyi atamıyoruz. Sektörler anlamında tüm Türkiye ülkedeki başkanlarımız, ihracatçı birliklerimiz, sivil toplum kuruluşlarının tamamı oluyor. Sektörlere göre gruplar oluşturuluyor. Homojen bir yapı oluşması anlamında yapıyoruz. İcra kurulu 13 kişi, bunun tamamını da yönetim kurulu kendisi seçiyor. Bir yer tarafından atanma yok artık. Bütçesine Ekonomi Bakanlığı olarak biz para koyuyoruz, katkı veriyoruz. İş konseyi başkanları yüzde 100'e yakın aynı şekilde devam edecek, yönetimler belki aynı şekilde olacak. Bu güzel bir düzenleme olacak merak etmeyin."
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ise dünyada ekonomik kurallarının önümüzdeki süreçte çok daha farkı olacağını söyledi. Ülkeler arasında yapılan serbest ticaret anlaşmalarının yerini kıtalar arası serbest ticaret anlaşmalarına bıraktığını belirten Yorgancılar, ABD ve AB arasında görüşmeleri devam eden Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı'nın (TTIP) Türkiye'ye yönelik olumsuz gelişmelerine dikkati çekti.
Ülkeler arasındaki serbest ticaret anlaşmalarının önemine işaret eden Yorgancılar, Azerbaycan ile Türkiye arasında serbest ticaret anlaşması olmadığı için Türkiye'nin zeytinyağını başka ülkelere göre daha yüksek gümrük vergisiyle ihraç etmek zorunda kaldığını ifade etti.
Yorgancılar, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik reformları acilen yapması gerektiğini, yeni bir anayasanın öncelikli reformlar arasında olmasının önemine dikkati çekti.
EBSO Salih Esen de Türkiye'nin çevresindeki olumsuz gelişmelerin iş dünyasını tedirgin ettiğini söyledi. Esen, "İçinde bulunduğumuz konjonktür ve veriler sanayiciye can simidi verilmesi gerektiğini gösteriyor. Aksi taktirde yarışta Türkiye geride kalacaktır" dedi.
Esen, icra dosyasındaki artışa dikkati çekerek, 2002 yılında 6 milyon olan icra dosyası sayısının 15 milyona çıktığını ifade etti. Esen, iflas erteleme, icra dosyası ve karşılıksız çek sayısındaki artışın alarm seviyesine ulaştığını kaydetti.