'Elektrik ve doğalgaza yeni zam yok'
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, elektrik ve doğalgaza yapılan zamların ardından 2015 yazında kadar zam öngörmediklerini açıkladı
Abone olANKARA - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Bugün itibariyle gelecek yaza kadar artık ne doğalgazda, ne de elektrikte fiyatlarında herhangi bir değişiklik öngörmüyoruz" dedi. Babacan, bir TV kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Doğalgaz fiyatlarına zam yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruyu yanıtlayan Babacan, ekim ayında yüzde 9'luk fiyat ayarlaması yapıldığını ancak bunun BOTAŞ'ın zararını kapatacak boyutta olmadığını söyledi.
Fiyatlarda enflasyon ve ürün maliyetlerinin etkisi gözönünde bulundurularak ayarlama yapıldığını ifade eden Babacan, "2015 yılında tekrar bunu değerlendiririz. Bugün itibariyle petrol fiyatları 2 ay öncesine göre çok düşmüş durumda" diye konuştu.
Petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüşün cari açığı 4,4 milyar dolar azalttığına işaret eden Babacan, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki yıl yaz aylarında kur nerede, petrol fiyatları nerede, BOTAŞ'ın maliyetleri nerede diye tekrar bakıp, ne yapacağımızı gözden geçiririz. Bugün itibariyle gelecek yaza kadar artık ne doğalgazda, ne de elektrikte fiyatlarında herhangi bir değişiklik öngörmüyoruz. Petrol fiyatlarının ve kurun biraz daha stabilize olmasını beklememiz gerekiyor. Kurlarda ve veya petrol fiyatlarında olağanüstü bir gelişme olmadığı takdirde herhangi bir fiyat değişikliği öngörmüyoruz."
Türkiye ekonomisinin yapısal reformlara şiddetle ihtiyaç duyduğunu belirten Babacan, gelecek dönemde daha yüksek bir büyüme için bunun gerekli olduğunu vurguladı.
Öncelikli Dönüşüm Programları Eylem Planlarının daha önce yapılan reformların rafine hali olduğunu anlatan Babacan, "Planlarda, daha önce gündeme hiç getirmediğimiz yeni konular da çok. Başbakanımız 25 dönüşüm programından sadece 9'unu açıkladı. Buradaki 417 eylemin her birinin tarihi var, eylemleri ne zamana kadar bitireceğimiz belli" dedi.
Şehir merkezlerine girişin ne zaman paralı olacağı, toplu taşımanın olduğu yerlerde servislerin ne zaman kaldırılacağına yönelik soru üzerine Babacan, şöyle devam etti:
"Bazı şehirlerde bunun bir uygulaması yapılacak. Bu konunun dünyada ve Avrupa'da uygulaması çok. Bazı belediye başkanlarımız bunu çok istiyor. Nihayetinde bunun kararının şehir şehir verilmesi gerekiyor. Halkımıza mutlaka sorulması gerekiyor. Şimdiye kadar bu konunun uygulamaya geçtiği her şehirde, o şehirde oturanlar bunu çok istedi. Kamuoyu yoklamaları ile bunlar yapılabilir. Belediyelerimizin aslında referandum yetkisi var bu onların inisiyatifindedir. Kamuoyu yoklamamız sıhhatli sonuçlar verebiliyor. Böyle bir talep varsa ondan sonra uygulamaya geçmek lazım, yoksa biz böyle istedik bundan sonra böyle olacak gibi bir yaklaşım yok. Kasım 2014'ten Aralık 2018'e kadar geniş bir alan verdik. Bu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından koordine ediliyor. Bu fikir Enerji Bakanlığından geldi, asıl kaynak orası."
Yapılacak çalışmaların ardından vergi oranlarının Bakanlar Kurulu kararıyla değiştirilebileceğine işaret eden Babacan, bu konuda seçici olacaklarını söyledi.
'Otomobil ÖTV'sinde ayarlama yok'
Otomobillerle ilgili ÖTV'nin arttırıldığını hatırlatan Babacan, "Otomobilde ÖTV şu anda zaten yüksek noktalarda. Bütçeyle ilgili bir sıkıntı olmadığı takdirde, bizim önümüzdeki dönemde otomobille ilgili ÖTV ayarlamamız olmaz. Ancak bütçe dengesi gereği, kaynak ihtiyacı olur, otomobil satışlarında dengesiz tablo olursa o zaman belki müdahaleler gerekebilir" değerlendirmesinde bulundu.
Okul servisi açıklaması
Babacan, basında öncelikli dönüşüm programları kapsamında servislerin kaldırılacağına yönelik yer alan haberlerin hatırlatılması üzerine, bir şehirde A noktasından B noktasına kadar metro hattı varsa, burada servise ihtiyaç olmadığını söyledi.
Devletin bu hatlara milyarlarca dolar yatırım yaptığına dikkati çeken Babacan, şunları kaydetti:
"A'dan B'ye artık metroyla gitmek mümkün. Devlet milyarlarca dolar yatırım yapacak, bir de tekrar yer üstünde aynı alanda servis çalıştıracaksınız. Şu olur, metronun ulaşamadığı çok mahalle var. Hele hele okul servisleri, öğrenciler, söz konusu olduğunda bu asla söz konusu değil. Yani öğrencilerimizin okula ulaşımında, servis konusunda taviz vermeyiz ama diyelim ki bir kamu kuruluşumuzun personeli... Servisle gelip gidiyor. Servis kullandığı hatta devlet artık metro yatırımını yaptıysa, artık kusura bakmayacak. Bunlar hat hat incelenecek ve kimse mağdur edilmeyecek."
Özel sektöre yönelik servis kısıtlamasının olup olmayacağının sorulması üzerine de Babacan, bunun ayrı bir alan olduğunu ifade etti. Türkiye'nin büyüdüğünü, öğrencilerin sayısının çoğaldığını, kamunun her yıl yeni personel aldığını ve özel sektörde çalışan personelin sayısının arttığını anlatan Babacan, "Tüm bu yeni çalışanların bir kısmının zaten servis ihtiyacı var. Servisçiler zaten büyüyecek. Yani burada ne servisçiler tedirgin olsun ne de okula giden yavrularımız" dedi.
Babacan, bu uygulamanın çok akıllı şekilde yapılacağını, kararın ise şehir şehir, mahalle mahalle, hat hat bakılarak verileceğini belirtti.
Dün açıklanan öncelikli dönüşüm programları eylem planları kapsamındaki 417 eylemden bunları bulup çıkarıp, "servisler kalkıyor" diye manşete koymayı da iyi niyetli bir yaklaşım olarak görmediğini dile getiren Babacan, "Bu nedir? Bugünü kurtarmak. Seçim geliyor, 'Acaba hükümete şuradan, buradan ne zarar veririz?' Bu böyle bir bakış açısı aslında. Hiç önemli değil, yazsınlar. Biz doğrusu neyse onu yapmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Enflasyon beklentisi
Dünkü pakette enflasyona ilişkin bir vurgunun olmadığı eleştirilerine de Babacan, bunların yapısal reform olduğunu, enflasyonun da bu nedenle söz konusu paketler arasında olmadığını bildirdi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yapısal reformların daha çok ekonomide verimliliği artırmak, insanı ön plana çıkarmak, daha yüksek teknolojiye ulaşmak ve ülkenin mali yapısını daha sürdürülebilir, sağlam bir zemine oturtmak için olduğunu söyledi.
Orta Vadeli Program (OVP) ile Merkez Bankasının son açıkladığı raporunda yıl sonu enflasyon beklentisinin birbiriyle uyuşmadığı eleştirilerine de yanıt veren Babacan, Merkez Bankasının söz konusu beklenti için bir aralık verdiğini belirtti. Bankanın yüzde 8,4 ile 9,4 aralığını verdiğini, orta nokta olarak ise 8,9'u ifade ettiğini hatırlatan Babacan, OVP'de ise tüm hedefler için her zaman ihtiyatlı olduklarını kaydetti. Babacan, OVP ile Merkez Bankasının enflasyon raporunun açıklandığı tarihler arasında emtia fiyatlarında önemli değişiklikler yaşandığına dikkati çekerek, söz konusu farkın da büyük ölçüde bundan kaynaklandığını, şartlar her ay değiştiği için beklentilerin de her ay değişebileceğine işaret etti.
"Makro ekonomi ve insan odaklı 2 paket daha var"
İş güvenliği ve finansla ilgili paketlerin dün neden açıklanmadığının sorulması üzerine Babacan, açıklanacak 2 paket kaldığını söyledi. Bunlardan birinin daha çok makro ekonomi, diğerinin ise insan odaklı olduğunu anlatan Babacan, söz konusu paketlerde yer alan bazı başlıkları açıkladı.
Babacan, makro ekonomi odaklı pakette iş ve yatırım ortamının geliştirilmesi, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesi, yurt içi tasarrufların artırılması ve kayıtdışı ekonominin azaltılması başlıklarının, insan odaklı pakette ise nitelikli insan gücü için Türkiye'nin çekim merkezi yapılması, temel ve mesleki becerileri geliştirme, ailenin ve dinamik nüfus yapısının korunması gibi başlıkların olduğunu bildirdi.
Babacan, 25 öncelikli dönüşüm programına ilişkin 1250 kadar eylem planının olduğunu belirterek, "Biz, öncelikli dönüşüm programlarından 20'sinin çalışmasını tamamladık. 5'ini hala çalışıyoruz. Bu 5 taneden bir kısmı ikinci, bir kısmı da üçüncü pakette. Niye açıklamadık? Çünkü çalışma henüz bitmedi. Çalışmalar bittiğinde, sanırım birkaç hafta içinde bir paket, onu izleyen birkaç hafta içinde de son paketi açıklayıp, yılbaşına kadar hepsi inşallah açıklanmış ve uygulanmaya başlanmış olur" dedi.
"Bildiğimiz yoldan asla şaşmayacağız"
Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan dönüşüm programlarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Babacan, şöyle konuştu:
"Pek çok ülkede yapısal reformlar şu anda yapılamıyor. Yapısal reformları bugün yapıyor, 3-5 sene sonra sonucunu alıyorsunuz. Dolayısıyla hükümetler buna bu yüzden konsantre olamıyor, genellikle kısa vadeli, popülist alanlara yöneliyorlar. Biz ülkemizin geleceğini düşünüp, uzun vadeli bakıyorsak bu ancak yapısal reformlarla olacak. Daha önce kamuya açık alanlarda da söyledim. Yapısal reformlar zor alanlar. Yapısal reformları yaparken çok popüler olmuyorsunuz. Çünkü 3-5 sene sonra sonuç alacak işlere giriyorsunuz ama beceren ülkelerde fark atıyorsunuz. Bugün Almanya, Avrupa'nın en sağlam ekonomisi ise 10 sene önce sayın Schröder'in yaptığı reformların neticesi. O dönemde o da eleştirilmişti. Bu ancak vizyon sahibi ve uzun vadeli bakışla olur. Bildiğimiz yoldan asla şaşmayacağız. Bu reformlar memleketin ihtiyacı. Belki bugün değerini anlamıyoruz ama çocuklarımızın, torunlarımızın Türkiye'sinde 'Allah razı olsun. İyi ki bunu başlatmışlar' diyecekler."
"İş güvenliği konusunda yeni kural ve yaptırımlar geliyor"
Babacan, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması konusunda 4-5 önemli alan bulunduğunu belirterek, bunların başında nükleer santrallerin kullanımının geldiğini söyledi. Nükleer santrallerin kullanılması sağlandığında petrol ve doğalgaz ithalatının önemli ölçüde azalacağına dikkati çeken Babacan, bir diğer önemli alanın ise yenilenebilir enerji kaynakları olduğunu kaydetti. Babacan, özellikle son dönemde yaygınlaşan güneşten enerji elde edilmesi ve Türkiye'nin önemli bir potansiyele sahip olduğu jeotermal kaynakların önemine işaret etti.
Yerli kaynak kömürün de önemli olduğunu vurgulayan Babacan, şöyle konuştu:
"Bunu kullanılırken iş güvenliği ve sağlığı gibi konulara da mutlaka çok çok dikkat etmemiz gerekiyor. Madenlerde hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Can acısı hiçbir şeye benzemez, onun için mutlaka gerekli tüm tedbirleri almamız gerekiyor. İş ve can güvenliği konusunda en ufak taviz vermememiz gerekiyor, net kurallar koymamız ve kurala uymayana da ağır yaptırım getirmemiz gerekiyor. Siz kuralı koyuyorsunuz, uyulmuyorsa hiçbir anlamı yok o kuralın. Kuralın uygulanması yaptırımlarla mümkündür. Dolayısıyla daha açık, daha sert kurallar koymamız, uygulamayana da ağır yaptırımları getirmemiz lazım."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, Meclis'ten geçen yasadan sonra yeni hazırlık yürüttüğünü, Bakan Faruk Çelik'in de bu konuda Bakanlar Kuruluna geniş bir sunum yaptığını anlatan Babacan, şunları kaydetti:
"Burada yeni kurallar ve kurala uymayana da ağır yaptırımlar zaten geliyor. Bu, hemen birkaç hafta içerisinde yapıp uygulamaya koymamız gereken konular. Çok tedbir alınca bu biraz maliyet getirecektir. Türkiye'de kömür biraz daha pahalı olacaktır, ancak olsun varsın, biz buna razıyız. Büyüyelim, kalkınalım ama 'önce insan' diyelim, insanı hiçbir zaman unutmayalım."