'Ağırlıklı olarak İmralı'da olmak üzere...'
HDP İmralı Heyeti, Başbakan Yardımcısı Akdoğan ile biraraya geldi. Görüşme sonrası konuşan HDP'li Önder, önemli bir krizinin geride bırakıldığını belirterek, ağırlıklı olarak İmralı'da olmak üzere yeni bir sürece girildiğini söyledi
Abone olİmralı'dan dönen HDP İmralı Heyeti, saat 09.45'te Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile biraraya geldi. Başbakan Yardımcısı Akdoğan ile görüşen heyet, görüşme sonrası açıklamalarda bulundu.
HDP'li vekil Sırrı Süreya Önder, görüşme çıkışı yaptığı açıklamada, önemli bir krizinin geride bırakıldığını söyledi. Önder, ayrıca Leyla Zana ile birlikte Kandil'e gideceklerini de duyurdu.
"Yeni bir sürece girdik"
Özellikle Kobani direnişiyle başlayan bir kırılganlık yaşandığına dikkat çeken Önder, "Gelinen nokta itibariyle, kriz sürecini geride bıraktığımızı söylemek istiyoruz. Bu aşamadan sonra çözüm süreci kapsamında, bununla bağlantılı ele alınabilecek ne giriyorsa bu meselelerin süratle, Sayın Öcalan’ın katkılarıyla, onun başlattığı çizginin devamı olarak, ağırlıklı olarak İmralı’da olmak üzere yeni bir sürece girdiğimizi söylemek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Mutabakat sağlandı
Bunun bütün meselelerin hallolduğu anlamına gelmediğini belirten Önder, "Fakat, artık süreçte diyalog kanallarının kapanmaması ve ilk defa hangi başlıkları tartışarak ilerleyeceğimiz anlamında elimizde belli mutabakatlar oluştu. Biz bunu parti yetkili kurullarımızla da tüm süreci değerlendirdikten sonra İmralı’ya geçeceğiz, KCK yetkilileriyle de meseleyi görüşeceğiz." dedi.
"Yeni bir cumhuriyeti oluşturan iradeden birisiyiz"
Çok seri bir çalışma trafiğinin başladığını belirten Önder, şöyle devam etti:
Toplumun anlamayacağı cümleler kurmaya gerek yok. Tane tane söyleyelim. Biz bu meseleyi çözeceğiz.Biz yeni bir cumhuriyeti oluşturan iradeden birisiyiz. Herkesin de dahil olmasını istiyoruz. Ancak müşterek barışımız geleceğimiz ancak böyle oluşur. Her şey güllük gülistanlık değil.
Müzakere dediğimiz şey de birbirinden farklı düşünen insanların bir anlayış birliğine varma, mutabakat zeminini genişletme çabasıdır. Bu mesele bugüne kadar savaştan nemalanan savaşı bir varoluş biçimi haline getiren, nefret ırkçı söylemler üzerinden siyasetini inşa eden siyasetler, bunuş üratla bir bölünme paranoyası olarak algılatmaya çalışıyorlar. Açıkçası meselenin özüyle daha çok ilgiliyiz.
"Özerklik bu toprakların yabancısı olduğu bir şey değil"
Özerklik bu toprakların yabancısı olduğu bir şey değil. Bugün demokratik normların, bütün dünyada geldiği nokta, yetkilerin bu kadar merkezde biriktirilmemesi şeklinde. Bu bir coğrafi bölgesel etnisite tabanlı bir şey değildir. Sadece bir bölge için de değildir. Trabzon’daki HES inşaatına engel olmak isteyen nineler jandarma dayağına maruz kaldı. Trabzonlu kendi deresi hakkında kendisinin karar verebilmesidir. Biz buna merkeziyetçilik deseydik bu yine bölünme paranoyasının objesi haline getirecekti. Demokrasi talep ediyoruz. Herkesin kendini ifade edebileceği, kendini kültürel olarak sosyolojik olarak her anlamda ifade edebileceği mekanizmaların etkinleştirilmesi, bunun adına da arkadaşlar demokrasi deniyor.
"Parti olarak seçime gideceğiz, Z’ye kadar planımız var"
HDP parti olarak seçime gidecek. Z’ye kadar planımız var, sadece B’ye kadar planımız yok. Biz partimize, çalışma gücümüze güveniyoruz. Anketlere de güveniyoruz. Bizim 11,8 bandında olduğumuzu gösteriyor. Biz yüzde 60’da alsak bu barajlar demokratik değildir, her türlü demokratik zeminde mücadelemizi sürdüreceğiz.