İstanbul'un En Tanınmış 10 Ailesi

ŞAKİR PAŞA AİLESİ

11. yüzyılın başlarında Antalya civarında, Elmalı bölgesinde yaşayan aile Orta Anadolu’nun Kabaağaç köyüne göç etmiş, burada kalmalarına izin verilmeyince Afyon yakınlarına yerleşmiştir. Ailenin ilk üyesi, daha sonra ailenin soyadı olarak alacağı Kabaağaçzade lakabıyla anılan Miralay Asım Bey’dir. Şûra-yı Askeri üyesi olan Asım Bey’in Hattatzadelerin kızı Sıdıka Hanım’la evliliğinden Sara, Ahmet Cevat ve Mehmet Şakir adlarında üç çocuğu olmuştur. Asım Bey ve eşinin erken yaştaki ölümü üzerine ailenin en büyüğü durumunda olan Sara Hanım (1849-1916) kardeşlerini alarak İstanbul’a gelmiş, Atıfzade Hüsamettin Efendi’nin himayesiyle kardeşlerini askeri okula göndermiş, kendisi de zengin biriyle evlendirilmiştir. Cevat Şakir Paşa olarak tanı nan Ahmed Cevat (1851-1900 ) henüz yirmi yedi yaşındayken miralaylığa terfi etmiştir. II. Abdülhamid’in dikkatini çeken ve takdirini kazanan Cevat Şakir Paşa, 1891’de sadrazamlığa getirilmiştir. Sadrazamlığının en önemli konusu Ermeni sorunu olmuştur.

Cevat Şakir Paşa, konusuna hâkim ve ülke menfaatlerine müdrik bir devlet adamı sıfatıyla, sert fakat adilane kararlar almış, yönetim bu durumdan çok hoşlanmayınca 1894’te sadrazamlıktan alınarak Nişantaşı’ndaki evinde ikamete mecbur edilmiştir. Mehmed Şakir Paşa (1855-1914) ağabeyi gibi Harbiye’yi bitirdikten sonra çeşitli ülkelerde diplomatlık yapmış, 1890’da Girit valisi olmuştur. Mehmed Şakir Paşa Sare İsmet Hanım’la evlenmiştir. Bu evlilikten Musa Cevat Şakir (Halikarnas Balıkçısı), Mihrinnisa Fatma-tüzzehra (Hakkiye Koral), Nurun-nisa Ayşe Sıdıka (Ayşe Erner), Mustafa Suat (Suat Şakir Kabaağaç), Fahrünnisa Emine (Fahrünnisa Zeyd) ve Hayrünnisa Hatice Aliye (Aliye Berger) dünyaya gelmiştir. Şakir Paşa’nın tüm çocukları sanatın farklı alanlarında önde gelen kişiler olmuştur.

Türkiye kaçıncı sırada?