Çeşme'nin 9 farklı yüzü

ALAÇATI

Alaçatı, denizi titretmeden esen rüzgârı, rüzgar sörfü, dalından reçineler damlayan sakız ağaçları, cumartesi günleri kurulan antika pazarı, cumbalı konakları ve artık bir gastromi geleneği haline gelen “Ot Festivali” ile misafirleriyle tutkulu bir ilişki içindedir.   


Antik Çağda adı "Agrilia" olan Alaçatı, Batı Anadolu tarihinde "İonia" diye adlandırılan, İzmir'in güneyinden başlayıp Menderes Irmağına kadar uzanan bölgenin tam merkezinde yer alır. Heredot Tarihi'nin birinci kitabında İonia hakkında şöyle yazar: "İonlar kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü altında ve en güzel iklimde kurmuşlardır. Ne daha kuzeydeki bölgeler, ne de daha güneyde kalanlar İonia ile bir tutulabilir, hatta ne doğusu, ne batısı; kimisi soğuk ve ıslak, kimisi sıcak ve kurak olur." 

Alaçatı Rumlar zamanında bağcılık ve şarapçılık ile tarihinin parlak bir dönemini yaşadı. Mübadele sonrası ise Alaçatı'nın zorlu yılları başladı. Balkanlar'dan gelen Müslüman Türkler bağcılık ve zeytincilik bilmezlerdi. Böylece Alaçatı'daki bağlar sökülüp yerine Selanik göçmenleri tütün diktiler; Kosova ve Bosna göçmenleri ise bildikleri iş olan hayvancılığa başladı. Ancak iklim ne tütün, ne de hayvancılık için uygun değildi. Binbir eziyetle yetiştirilen tütünden Alaçatı'ya gelen para ancak karın doyurmaya yetiyordu.


Alaçatı 2000’lerin başlarında rüzgar sörfü meraklıları ile keşfedilip, taş ev meraklıları ile turizme adım atmış, korumacı bir turizm anlayışı ile bölge tüm Ege’nin en özgün tatil beldelerinden biri haline gelmiştir. 

Emekliye 3 ayrı formül! İşte en düşük emekli maaşı için konuşulan rakam... EURO 2024'te; Hedef yarı final, rakip Hollanda! Almanya kırmızı-beyaza büründü