Yabancı darbe yedi ama henüz çıkmadı

Türk Lirası'nın değer kaybı yabancı yatırımcıların elindeki TL cinsi tahvillerin değerinin üçte birinin buharlaşmasına neden olurken veriler henüz yabancı portföylerde net satış gerçekleşmediğine işaret ediyor. Bu durum hızlı gelişmelerin veya likidite azlığının bir yansıması olabilir.

Abone ol

Reuters'ten yapılan analiz habere göre, Türkiye'nin 120 milyar dolar büyüklükteki yerel devlet tahvili piyasasının kağıt üzerindeki performansı yabancı yatırımcılar için afet niteliğinde. TL yıl başından bu yana yüzde 30'a yakın değer kaybederken, tahvillerin değeri yüzde 20'den fazla düştü.

Piyasalar enflasyonun 14 yılın zirvesine çıkmasına rağmen faiz oranlarının düşük tutma politikasına tereddütle yaklaşırken kayıplar son haftalarda arttı.

Son aylardaki faiz artırımları Türk tahvil getirilerini gelişmekte olan piyasalar arasında en yüksek seviyelere çıkardı, ancak reel getiriler yüzde 2 civarında. Türkiye, yerel tahvil piyasası GBI EM endeksinde Arjantin'den sonra en kötü performans gösteren ikinci piyasa oldu.

Ancak yabancı yatırımcının parası olduğu yerde duruyor. Şu anda cevap arayan büyük soru, krize bir çözüm bulunmaması durumunda kağıt üzerindeki kayıpların bir noktada realize edilip edilmeyeceği. Böyle bir durum finansal sıkışıklığı daha da artırabilir.

Morgan Stanley stratejisti Min Dai, "Yabancıların Türkiye devlet tahvillerinin sattığı algısı... realize olmuyor." dedi.

Haftalık yabancı portföy akımlarını takip eden Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) verileri, Türk devlet tahvillerinden 27 Temmuz'da sona eren iki hafta içinde çıkış olduğunu, buna rağmen yıl başından bu yana 75 milyon dolar giriş olduğunu gösterdi.

Yabancıların elindeki devlet tahvillerinin toplama oranının geçen ay sonu itibariyle yüzde 20'nin biraz altında gerçekleştiğini gösteren TCMB verileri de bu trendi teyit ediyor. Bu oran Şubat sonunda yüzde 22'ye göre önemli bir değişiklik olmadığını gösteriyor.

Min Dai yabancı yatırımcıların bir dizi nedenden ötürü çıkış yapmadıklarını belirtti.

Min Dai müşterilere gönderdiği notta likiditenin önemli ölçüde bozulduğunu ve günlük volatilitenin 50-70 baz puan olduğunu belirtti. Portföyünde Türk tahvillerine JPMorgan'ın GBI EM endeksine kıyasla daha az ağırlık veren "reel para" yatırımcılar, endeksten daha yüksek getiri sağlayabiliyor. Fakat Türk tahvillerinin yüzde 18-20 getirisi göz önüne alındığında portföydeki ağırlığı çok daha yüksek oranlarda azaltmakta zorlanıyorlar.

Min Dai ayrıca endekste her ay düzenli yapılan değişiklikler sayesinde yatırımcıların satış yapmadan portföylerindeki ağırlıkları azaltmalarına yardımcı olduğunu belirtti.

Varlık yöneticisi GAM'da yatırım direktörü Paul McNamara son dönemde tahvil fiyatlarındaki sert düşüşün de bir çıpa olduğuna dikkat çekerek, "Bir tür batık maliyet algısı oluyor - para zaten kayboldu" dedi.

Bazı fonlar, piyasada son dönemdeki karışıklığı alım yapmak için de kullandı. Aberdeen Standard Investments, Haziran ayı başında TCMB'nin beklenenden daha fazla faiz artırımına gitmesinin ardından Türk tahvilleri alımını artırdığını belirtti.

Ama bu durum kalıcı olmayabilir. Yabancı yatırımcıların elinde yaklaşık 20 milyar dolar devlet tahviline ek olarak yaklaşık 33 milyar dolar değerinde Türk hisse senedi var. Yabancı yatırımcının bu varlıkları Türkiye'nin cari açığını finanse etmesine yardımcı oluyor.

BlueBay Asset Management stratejisti Tim Ash, "Portföy yatırımcılarının para-maliye politikası karışımı açısından hikayeye inanması gerekiyor. Reel faiz oranlarının döviz riskini telafi edecek düzeyde yüksek kalması gerekiyor" dedi.

Ash, "50 milyar dolardan fazla büyüklüğü olan bu portföy fonlarının çıkış yapmaya başlaması halinde bunun tehlikeli bir karışım olduğu görülür - dış finansman açığı bir anda çok daha büyür" diyerek, böylesi bir çıkışın Türkiye'deki dolarizasyonu hızlandırabileceğini sözlerine ekledi.

Morgan Stanley'den Min, yatırımcıların görüşlerini benzer yatırımcıların menkul kıymetleri ne kadar süre tutmaya çalışacağına dair beklentilere değil, temellere dayandırmaları gerektiğini söyledi.

"Türk devlet tahvillerinin gelecekteki getiri beklentisiyle ilgili endişelerimiz var" diyen Min, yavaşlayan büyümeyle ekonominin yeniden dengelenmesinin beklendiğini ancak bu durumun yatırımcıların umduğu ölçüde gibi gerçekleşmeyebileceğini belirtti.

Societe Generale stratejisi Phoenix Kalen de merkez bankasının faiz oranları konusunda harekete geçmemesiyle birlikte yükselen enflasyonun yatırımcılar önüne zor bir seçenek getirdiğini söyledi.

Kalen "Reel getiriler sıfıra doğru gerilerse, Türkiye için yatırım tezi artık bir anlam ifade etmez" dedi.

Tüketici tüketmiyor, tükeniyor 2 bin 667 projeye 2,2 trilyon lira yatırım A Milli Erkek Basketbol Takımı finale kaldı Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Hiçbir anlamı yok Adalet Bakanı Tunç'tan kadına şiddete karşı 'sıfır tolerans' mesajı