Uzun vadeli tahvilde son 'altın fırsat'

Gelişen ülkeler, merkez bankalarının para politikalarını sıkılaştırmaya başlamasından önce düşük faizlerin avantajını son kez kullanmak için harekete geçti. Gelişen ülkelerin 30 yıl ve üzeri vadeli tahvil ihraçları son 5 yılda 191 milyar dolara ulaşırken, ihraçlar yılın ilk çeyreğinde hız kazandı.

Abone ol

Evrim KÜÇÜK

Gelişmekte olan ülkeler son 20 yılda makroekonomik ve siyasi istikrar açısından önemli bir yol katetti. Devlet bilançoları profili iyileşerek, bu ülkelerden kaynaklanabilecek sistemik risklerin azalmasını sağladı. Gelişmiş ülkelerdeki ultra düşük faizlerin de yardımıyla gelişmekte olan ülkelerin tahvillerine son yıllarda güçlü talep yaşandı. Özellikle gelişen ülkelerin uzun vadeli tahvil ihraçları daha önce hiç görülmeyen seviyelere geldi. ABD’de ve Avrupa’da para politikalarının normalleşme yolunda olduğu ve düşük faiz döneminin sona yaklaştığı bir dönemde gelişen ülkeler uzun dönem borçlanmak için ‘son altın fırsat’ avantajını kullanmaya çalışıyor.

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) kademeli olarak başlattığı faiz artışını diğer büyük merkez bankaları takip etmeye başlamadan gelişmekte olan ülkelerin uzun vadeli borçlanmalarında da rekor seviyeye ulaşıldı. 30 yıl ve üzeri vadeli gelişen ülke tahvil ihraçlarının büyüklüğü son beş yılda üçe katlanarak 191 milyar dolara çıktı.

Gelişen ülkelerde tahvil ihracı yüzde 37 artış kaydetti

Geçtiğimiz yıl hızlı ekonomik büyüme, aşrı sağ kaygılarının hafiflemesi, Çin’de sert iniş korkularının azalması ve güçlü şirket bilançolarından moral bulan piyasalarda gelişmekte olan ülkelerin yıldızı parlamıştı. Güçlü yatırımcı talebinin yüreklendirdiği gelişen ülkeler ve bu ülkelerdeki kurumların toplam tahvil ihracı önceki yıla oranla yüzde 37 artarak 676 milyar dolara çıktı. Merkez bankalarının ekonomiye trilyonlarca dolar enjekte ettiği ve gelişmiş ülke tahvil getirilerini rekor düşük seviyeye çektiği ortam, birçok yatırımcıyı daha iyi getiri elde etmek için uzun vadeli tahvil ve riskli enstrümanlara yönlendirdi. Bu da gelişen ülkelere uzun vadeli tahvil satışı için fırsat sundu.

Ancak artık merkez bankalarının parasal normalleştirmeye yaklaşması öncesinde son altın dönemini yaşayan 30 yıl ve üzeri vadeli gelişen ülke tahvil ihraçlarının büyüklüğü son beş yılda 191 milyar dolara çıktı. Gelişen ülkelerin borç satışı artınca, toplam tahvil ihracı içinde uzun vadeli borçlanmanın payı da yükseldi.

2016’da toplam ihraç içinde

yüzde 5‘in altında uzun vadeli tahvil satış oranı, 2018’in ilk çeyreğinde toplam ihracın yüzde 8.5’ini oluşturdu. Fon yöneticileri ve bankacılar borçlanma maliyetlerinde yaşanması beklenen artış öncesinde hükümetlerin bu tip tahvil satışlarına hücum ettiğini söylüyor. Fed’in bu yıl fonlama faizini 3 kez artıracağı tahmin ediliyor. ECB’nin bu yılın sonunda ya da 2019 başında faiz artışına gitmesi beklenirken, İngiltere ile Kanada merkez bankalarının bu yıl içinde faizleri yükseltmesi gündemde. 2018’de 30 yıl ve üzeri vadede tahvil satışı gerçekleştiren hükümetlere ‘sınır ülkeler’ de eklendi. Kenya ve Senegal bu yıl ilk olarak 30 yıl vadeli tahvil ihraç ederken, Nijerya ve Fil Dişi Sahilleri de bu yıl borçlanma piyasalarına girdi.

Katar, gelişen ülkelerin lideri oldu

Dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı Katar, 10 aydır Körfez ülkelerinin uyguladığı ambargoya rağmen uluslararası borçlanma piyasalarına başarılı bir dönüş yaptı ve 12 milyar dolarlık tahvil ihracı gerçekleştirdi. 3 milyar dolar değerinde 135 baz puan getirili 5 yıllık dolara endeksi tahvil ihraç eden Katar, 3 milyar dolar değerinde 170 baz puan getirili 10 yıllık tahvil sattı. Katar 6 milyar değerinde de 205 baz puan getirili 30 yıllık tahvil sattı. Katar ile aynı hafta içinde Suudi Arabistan da 11 milyar dolarlık ihraç gerçekleştirirken, gelişen ülkeler içinde Katar bu yıl en yüksek miktarda borçlanma gerçekleştiren ülke oldu.
Tüketici tüketmiyor, tükeniyor 2 bin 667 projeye 2,2 trilyon lira yatırım A Milli Erkek Basketbol Takımı finale kaldı Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Hiçbir anlamı yok Adalet Bakanı Tunç'tan kadına şiddete karşı 'sıfır tolerans' mesajı