Uluslararası piyasalarda geçen hafta

Abone ol



WASHINGTON/LONDRA/PARİS - Uluslararası piyasalarda geçen hafta, Yunanistan ve İspanya'ya yönelik endişeler öne çıktı. Altın fiyatları yükselirken, ABD Doları bazı önemli para birimleri karşısında değer kazandı. Haftanın son işlem gününde ABD ham petrolünün varil fiyatı da 91 dolar seviyelerinde işlem gördü.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, Yunanistan'da IMF ve Avrupa Birliği (AB) ile yapılan yardım programını uygulayacak, taahhütlerini yerine getirecek ve ülkenin Euro Bölgesi'ndeki varlığını sürdürecek siyasi görüşü benimseyen bir hükümetin kurulmasını arzu ettiklerini vurguladı, ancak Fonun teknik olarak en kötü senaryoya hazır olması gerektiğine dikkati çekti.

IMF Sözcüsü David Hawley, 17 Haziran seçimlerine kadar günlük işleri yürütmek üzere oluşturulacak geçici hükümetle çalışmak istemediklerini belirterek, seçimlerin ardından oluşturulacak hükümetle temasa geçmeyi beklediklerini vurguladı ancak belirli bir tarih vermedi. Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, Euro Bölgesi'ne karşı piyasalarda görülen güven krizinin yatışmasının bir iki yıl sürebileceğini söyledi. Schaeuble, Euro Bölgesi'nin en sorunlu ülkesi Yunanistan'a yönelik, Alman hükümetinin ülkenin Euro Bölgesi'nden çıkmasını istemediğini hatırlatarak, Yunanistan'a yardım planının tekrar müzakere edilemeyeceğini, ülkenin bölgede kalmak için kendisine önerilen uluslararası yardım programının şartlarını kabul etmesi gerektiğini ifade etti.

Büyüme ile mali düzenlemelerin birbirinin karşıtı olmadığını belirten Schaeuble, sağlam temeller üzerinde güçlü büyümenin hiçbir şekilde uzun zamandır ötelenen mali düzenlemelerle karşıtlık oluşturmayacağını, aksine karşılıklı olarak birbirlerini güçlendirebileceklerini vurguladı. IMF Başkan Yardımcısı Zhu Min de borç kriziyle mücadele eden Avrupa'nın büyüme ve tasarrufu birleştirebileceğini söyledi. Zhu, herkesin büyümenin tasarrufun karşıtı olduğunu söylediğini belirterek, "Ben, ikisi arasında bir seçim yapılması gerektiğini düşünmüyorum. İkisine de ihtiyacımız var, ikisine de sahip olmalıyız ve olabiliriz" dedi.

Yunanistan krizi

Euro Bölgesi maliye bakanları, Yunanistan'ın, Euroda kalmak ve 130 milyar Euroluk kurtarma paketinden faydalanmak için taahhütlerini yerine getirmekten başka çaresinin olmadığı mesajını verdi. Lüksemburg Maliye Bakanı Luc Frieden, "Eğer Yunanistan dışardan yardıma ihtiyaç duyuyorsa şartlarını da karşılamak zorundadır. Yunanistan'daki bütün siyasi partiler bunu biliyor" dedi. Hollanda Maliye Bakanı Jan Kees de Jager ise "Yunanistan'ın reform yaparak borçlarını geri ödemekten başka seçeneği yok. Eğer bunu yapmazsa sadece kendisi için değil herkes için çok ciddi bir sorun olacak" ifadesini kullandı.

Bakan Jan Kees de Jager, Yunanistan'ın, kurtarma paketinin şartlarını yeniden müzakere etme imkanına sahip olmadığını da vurguladı. Avusturya Maliye Bakanı Maria Fekter de Yunanistan'ın, AB'den çıkmadan Euro Bölgesi'nden çıkamayacağını belirterek, Atina'nın bunu göze alarak AB'den çıkıp tekrar üyelik için başvurması halinde, katılım müzakereleri yürüteceklerini ve Yunanistan'ın gerçekten üye olup olamayacağına bakacaklarını söyledi. Euro Grubu Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker, Yunanistan'ın, Euro Bölgesi'nden çıkacağı iddiasının anlamsız olduğunu bildirdi. Juncker, bir saniyeliğine bile Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkacağını aklına getirmediğini belirterek, "Bu anlamsız ve propaganda" dedi. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Yunanistan için hazırlanan 130 milyar Euroluk ikinci kurtarma paketi karşılığında bu ülkeden istenen şartların değiştirilmesinin söz konusu olmadığını söyledi. Barroso, "Yunanistan'ın ve diğer 16 AB üyesinin verdiği taahhütleri değiştirme ihtimali yok" dedi. Öte yandan Fransa Maliye Bakanı François Baroin, Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkmasının Fransa'ya maliyetinin net 50 milyar Euroyu bulabileceğini kaydetti.

İspanya'da ekonomik kriz

İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, Avrupalı liderlerle hep konuştuğunu ve İspanya'ya bir yardım planlanmadıklarını belirterek, İspanyol ekonomisine bir dış müdahale ihtimalinin "asla konuşulmadığını ve kesinlikle böyle bir olasılık bulunmadığını" vurguladı. "Öncelik, tüm Euro ülkelerinin kamu borçlarının desteklenebilirliğidir" sözünü sıkça yineleyen Rajoy, Euronun savunmasında açık ve net bir mesaj verilmesi gerektiğini belirtti ancak bu mesajın kimden çıkacağına açıklık getirmedi. İspanya'da ekonomik kriz ülkedeki 17 özerk yönetimi ayrı ayrı yeni tedbirler almaya iterken, Katalonya ve Endülüs özerk yönetimleri yeni kemer sıkma kararları açıkladı. Ülkenin doğusundaki Katalonya özerk yönetimi son 1,5 yıllık dönemde üçüncü kez tasarruf planı kabul etti. Kamu açığının gayri safi hasılaya oranı yüzde 4,2 (8,6 milyar Euro) olan Katalonya bölgesinde son 1,5 yılda alınan kararlarla, toplamda hedeflenen tasarruf 5 milyar Euroyu geçiyor.

Kredi derecelendirme kuruluşlarının yoğun mesaisi

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Yunanistan'ın döviz ve Euro cinsinden uzun vadeli kredi notunu "B-"den, "CCC"ye düşürdü. Fitch, kararına gerekçe olarak Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkış riskinin giderek artmasını gösterdi. Kuruluş ayrıca, Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkmasının en çok Portekiz, İtalyan ve İspanyol şirketlerini etkileyeceğini bildirdi. Öte yandan Moody's, aralarında UniCredit ve Intesa Sanpaolo'nun da bulunduğu 26 İtalyan bankasının uzun vadeli borç ve mevduat notlarını 1-4 basamak aralığında düşürdü. Kuruluştan yapılan açıklamada, kararda ülke ekonomisi ve finansal sektörün giderek kötüleşen koşullarının etkili olduğu belirtilerek, notların, Avrupa ve İtalya'da olumsuz ekonomik koşullarda İtalyan bankalarının kırılganlığını yansıttığı vurgulandı.

Açıklamada, kısa vadeli talebin azalmasına yol açan kemer sıkma tedbirleri ve İtalyan ekonomisinin resesyona dönüşüyle birlikte ülkede koşulların giderek kötüleştiğine dikkat çekilerek, bu varsayımla İtalya'nın gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) bu yıl yüzde 1,9 daralmasının beklendiği ifade edildi. Moody's ayrıca 2011 yılındaki zayıf mali performansları ile 2012 yılında mali hedeflerini tutturabilmekteki düşük olasılığı gerekçe göstererek Katalonya, Extremadura, Murcia ve Endülüs bölgelerinin uzun vadeli kredi notlarını düşürdü, kredi not görünümlerini ise "negatif" olarak belirledi. Kuruluş ayrıca 16 İspanyol bankasının uzun vadeli kredi notunu da düşürdü. Kuruluştan yapılan açıklamada, karara gerekçe olarak ekonomi ve mali sektörün içinde bulunduğu zorluklar, kamu finansmanındaki sorunlar ve finansmana erişimdeki kısıtlamalar gösterildi.

Euro Bölgesi ilk çeyrekte yerinde saydı

Euro Bölgesi ve AB, bu yılın ilk çeyreğinde, bir önceki çeyreğe göre sıfır büyüme gerçekleştirdi. AB istatistik kurumu Eurostat'ın verilerine göre, geçen yılın aynı dönemine kıyasla Euro Bölgesi'nin büyüme oranı yine sıfır olurken AB, yüzde 0,1 gibi cüzi bir büyüme gerçekleştirdi. Önde gelen AB üyelerinin geçen yılın aynı dönemine göre ilk çeyrekte büyüme oranları Almanya'da yüzde 1,2 ve Fransa'da yüzde 0,3 olurken İngiltere'de sıfır büyüme kaydedildi. Bu dönemde İspanya yüzde 0,4, İtalya yüzde 1,3, Portekiz yüzde 2,2 ve Yunanistan yüzde 6,2 küçüldü. Dünyanın üçüncü büyük ekonomisi Japonya'nın gayri safi yurtiçi hasılası (GSYH) yılın ilk çeyreğinde çeyrek bazda yüzde 1, yıllık bazda ise yüzde 4,1 oranında büyüdü. Öte yandan İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mervyn King, ülkenin bu yılki büyüme tahminini yüzde 1,2'den, yüzde 0,8'e çekerek, Euro Bölgesi'ndeki krizin İngiliz ekonomisinin iyileşmesini engellediğini söyledi.

King, ülkedeki enflasyon oranın da tahmin edilenden daha çabuk düşmeyeceğini kaydederek, hükümetin enflasyonu yüzde 2'ye düşürme hedefine bu yıl ve gelecek yıl ulaşılamayacak gibi gözüktüğünü belirtti. "Euro Bölgesi'ndeki kriz, İngiliz ekonomisinin iyileşmesi önündeki en büyük tehdit" diyen King, "Ülkemize yaklaşmakta olan bir fırtına riski var" ifadelerini kullandı. İngiltere Başbakanı David Cameron, "Euro Bölgesi'nin kaderi ne olursa olsun, ülkesinin ekonomisini korumanın görevi olduğunu" belirterek, Euro Bölgesi'nin dönüm noktasında olduğunu ve bilinmeyen bir alana sapabileceğini kaydetti. Cameron, "Ya Avrupa istikrarlı, iyi sermaye sağlayan ve denetlenmiş bankalar ile bunlara destek veren bir mali politikaya bağlı kalır ya da herkes için büyük riskler içeren bilinmeyen bir alana gireriz" diye konuştu.

ABD ekonomisi ve diğerleri

ABD Merkez Bankası (Fed), hükümetin bütçe harcamalarında beklentilerin üzerinde kesinti yapmasının istihdam ve yatırım planlarında ertelemeye yol açabileceği uyarısında bulundu. Fed'in faiz politikalarının belirlendiği Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) 24-25 Nisan tarihlerinde yaptığı toplantının tutanaklarına göre, FED yetkilileri, hükümetin harcama kesintilerinden duyduğu endişeleri dile getirerek, beklentilerin üzerinde bir mali sıkılaştırma ihtimalinin ABD ekonomisi için ciddi riskler oluşturduğuna dikkati çekti. Bütçe planı üzerinde anlaşılmaması durumunda, 2013'ün başında sert bir mali sıkılaştırma olabileceğine işaret eden Fed yetkilileri, mali politikada belirsizliğin, iş alımı ve yatırımda ertelemeye yol açabileceğine vurgu yaptı. Bazı yetkililer, ekonomik büyümeyi teşvik etmek için aşağı yönlü risklerin artması ya da toparlanmanın hız kaybetmesi halinde para politikasında daha fazla gevşemeye gidilebileceğini kaydetti.  ABD'de 12 Mayıs'ta sona eren haftada 370 bin kişi işsizlik maaşı başvurusunda bulundu.

5 Mayıs'ta sona eren hafta 367 bin olan işsizlik başvuruları 370 bin kişiye revize edilirken, geçen hafta 365 bin kişinin işsizlik maaşı başvurusunda bulunması bekleniyordu. Öte yandan Çin Merkez Bankası, bankalar için zorunlu karşılık oranlarını yarım puan (yüzde 0,50) azaltarak yüzde 20'ye düşürdü. Çin Merkez Bankası'nın açıklamasına göre, Euro Bölgesi'ndeki borç krizinin etkisiyle belirsizleşen ihracat ve yavaşlayan ekonomik büyüme görünümü karşısında kredileri desteklemek için 18 Mayıs tarihinden itibaren geçerli olmak üzere zorunlu karşılık oranları 50 baz puan azaltılarak yüzde 20,5'ten yüzde 20'ye çekildi.

Döviz piyasası

ABD dolarının, uluslararası döviz borsalarında önemli para birimleri karşısında, Pazartesi günü açılış ve Cuma günü kapanış değerleri şöyle oldu:

PARA BİRİMİ PAZARTESİ CUMA
----------- --------- ---------
Japon Yeni 79,97 79,02
İsviçre Frangı 0,9321 0,9398
Kanada Doları 1,0004 1,0223

Pazartesi günü 1,2892 dolardan açılan Euro, cuma kapanışta 1,2782 dolara geriledi.
Aynı borsada pazartesi günü 1,6064 dolardan açılan İngiliz sterlini ise cuma kapanışta 1,5818 dolar oldu.
New York borsasında, altının ons fiyatı pazartesi günü 1.561,00 dolardan kapanırken, cuma günü kapanışta 1.591,90 dolara yükseldi.

ABD, Avrupa ve Asya borsaları

ABD'de dün New York Borsası'nda Dow Jones Endeksi yüzde 0,59 (73,11 puan) değer kaybederek, haftayı 12.369,38 puandan kapattı. Standard and Poor's 500 Endeksi aynı gün yüzde 0,73 (9,64 puan) azalarak 1.295,22 puan, Nasdaq Bileşik Endeksi ise yüzde 1,24 (34,90 puan) azalarak 2.778,79 puan oldu. Avrupa'da Londra Borsası'nda FTSE-100 Endeksi yüzde 1,33 (70,76 puan) değer kaybederek 5.267,62 puandan, Frankfurt Borsası'nda Dax Endeksi yüzde 0,60 (37,74 puan) azalarak 6.271,22 puandan ve Paris Borsası'nda Cac 40 Endeksi de yüzde 0,13 (3,99 puan) azalarak 3.008,00 puandan haftayı kapattı.

Asya'da Japonya'da Tokyo Borsası'nda Nikkei 225 Endeksi yüzde 3 değer kaybederek 8.611,31 puandan kapandı.Haftanın son işlem gününde ayrıca Hong Kong Borsasında Hang Seng Endeksi yüzde 1,30, Avustralya Borsası yüzde 2,67, Şanghay Borsasında SE Composite Endeksi yüzde 1,44, Tayvan Borsası yüzde 2,79, Singapur Borsası yüzde 1,54, Güney Kore Borsası yüzde 3,40, Tayland Borsası yüzde 1,63, Yeni Zelanda Borsası yüzde 0,57 oranında değer kaybetti.

Petrol fiyatları

Haftanın son işlem gününde ABD ham petrolünün Haziran ayı teslimi varil fiyatı 91 dolar ve Londra Brent tipi ham petrolün Haziran ayı teslimi varil fiyatı 107 dolar seviyelerinde kapandı. Haftaya 95 dolar seviyelerinde başlayan Batı Teksas tipi ham petrolünün varil fiyatı Haziran ayı teslimi Cuma günü 91,48 dolar seviyesinde işlem gördü. Londra Brent tipi ham petrolün Haziran ayı teslimi varil fiyatı ise haftanın son işlem gününde 107,14 dolar oldu.

VakıfBank’ta yeşil fonlama tutarı 5.7 milyar TL Erişilebilirlikte mülkiyet paylaşımlı konut sahipliği Arz - talep dengesi için tarımsal uygulamalara “üretim planlaması” İklimlendirme, ikinci yarı yıla sipariş artışıyla girdi Eğitimin sigortası da hazır