'Trump oynaklığı' kısa vadede atlatılabilir

ABD Başkanı Trump'ın jeopolitik risk algısını artıran açıklamaları, portföy yöneticileri tarafından "güvenli liman enstrümanları" dışında değerlendirilen varlıklarda satış baskısına neden olurken, analistler, bu sürecin etkilerinin kısa vadede atlatılabileceğini belirtiyor.

Abone ol

ABD Başkanı Donald Trump'ın sosyal medyadaki paylaşımları küresel piyasalarda sert dalgalanmalara neden olurken, analistler, şimdiye kadar yaşananlardan yola çıkarak bu sürecin de kısa vade ile sınırlı kalmasının beklenebileceğini ifade ediyor.

Nisan başından beri devam eden süreçte ABD Başkanı Trump'ın jeopolitik risk algısını artıran açıklamaları ile portföy yöneticileri tarafından "güvenli liman enstrümanları" dışında değerlendirilen varlıklarda satış baskısı artarken, Rusya ve Türkiye'nin Suriye konusunda ana aktör konumunda bulunması, bu ülke varlıklarında negatif ayrışmaya neden oldu.

Altın, sabit getirili gelişmiş ülke tahvilleri ile euro ve sterlin gibi Suriye'deki gelişmelere daha uzak kalan gelişmiş ülke para birimlerinin güvenli liman olarak değerlendirildiği ve değer kazandığı bu dönemde, hisse senetleri ile gelişmekte olan ülke para birimleri ve tahvilleri ise satış baskısı altında kaldı.

Tüm dünya borsaları ve kur piyasaları Trump'ın açıklamalarından negatif etkilenirken, Türkiye'nin, Zeytin Dalı Harekatı'nda sağladığı başarı ile bölgede önemli bir karar verici olduğunu göstermesi ve Rusya'nın bölgedeki aktif varlığı nedeniyle Suriye konusunda gerilimi artıran her açıklama, Türk lirası (TL) ve Rus rublesi varlıklarına etkisi anlamında çarpan görevi gördü.

Trump'ın direkt olarak tehdit ve açıklamalarının hedefinde olan Rusya piyasalarında, hem oynaklığın hem de satış baskısının daha fazla olması dikkati çekiyor. Artan risk algısı ile diğer pay piyasalarının yükseliş eğilimi sınırlanıp cepten yediği nisan başından bu yana Rusya ve Türkiye piyasalarında düşüşler görüldü.

En yüksek kayıp Rusya piyasalarında

Rusya borsası, hafta başından bu yana yaklaşık yüzde 9 değer kaybederken, Rus rublesinin dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 6 olarak kayıtlara geçti. Diğer dünya borsaları dar bant içinde yatay sayılabilecek bir seyir izlerken, Borsa İstanbul’da hisse senetlerinin ortalama değer kaybı yüzde 4 ve dolar/TL'nin yükselişi ise yaklaşık yüzde 1 oldu.

Trump'ın ticaret savaşı risklerini artıran adımları sonrası bu hafta yaptığı açıklamalar ile jeopolitik risk algısını yükseltmesi, birçok analist tarafından "yurt içinde kendisine yönelik devam eden soruşturmalar nedeniyle gündemi yurt dışına taşıma gayreti" şeklinde değerlendiriliyor.

Suriye'deki gelişmelerin ardından Trump, Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarla, piyasalarda dalgalanmaya neden olurken, hedefinde direkt olarak Rusya bulunuyor. ABD'de devam eden FBI soruşturmasında da konu başlığının "Trump'ın Rusya ile olan ilişkileri" olması dikkati çekiyor.

Trump, bu hafta Twitter'daki paylaşımlarında, önce "Rusya, Suriye'ye atılacak her füzeyi vuracağını söylemiş. O zaman hazır ol Rusya çünkü füzeler geliyor. Hem de iyi, yeni ve akıllısından... Kendi halkını öldüren ve bundan zevk alan gaz katili hayvanla ortak olmayacaktınız" ifadelerini kullandı. Daha sonra bu ifadelerini biraz yumuşatan Trump, "Rusya ile ilişkilerimiz Soğuk Savaş dönemi de dahil hiç olmadığı kadar kötü. Buna hiç gerek yok. Rusya'nın ekonomik olarak desteğe ihtiyacı var ki biz de bunu kolaylıkla sağlayabiliriz. Birlikte çalışmalıyız. Silah yarışını bırakalım." değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşımlarına dün de devam eden Trump, "Hiçbir zaman Suriye'ye ne zaman bir saldırı düzenleneceğini dile getirmedim. Çok yakında olabilir veya o kadar da yakın olmayabilir. Ne olursa olsun ABD, benim yönetimimde bölgeyi DEAŞ'tan temizleme konusunda harika iş çıkardı. Hani, Amerika'nın teşekkürü nerede?" ifadelerini kullandı.

Döviz kurlarında artan oynaklık geçmişte kısa vade ile sınırlı kaldı

Gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerine ilişkin kırılganlıklar para birimlerinin gelişmiş ülke para birimlerine karşı zayıflamasına neden olurken, benzerleri ile kıyaslandığında TL'nin oynaklığının uzun vadede daha az ve genellikle spekülatif atakların kısa vadeli olduğu görülüyor.

TL'nin dolar karşısında hareketleri incelendiğinde, son 5 yılda düzenli bir şekilde değer kaybı sürecinde olduğu görülse de makroekonomik dengeler üzerinde tamiri zor hasarlar bırakabilecek yüksek oynaklıkların, diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre daha sınırlı olduğu dikkati çekiyor.

TL, dolar karşısında bir yıl içinde gördüğü en düşük ve en yüksek seviyeler arasındaki fark ve kapanışın bu seviyelere uzaklığı göz önüne alınarak yapılan oynaklık değerlendirmesine göre, Brezilya reali, Rus rublesi ve Güney Afrika randına göre daha az oynaklığa sahip.

Gerek makroekonomi için gerekse iş çevrelerinin kurla ilgili en büyük beklentisinin, "oynaklığın az olması ve fiyatların yukarı ya da aşağı yönlü de olsa istikrarlı bir şekilde hareket etmesi" olduğu biliniyor. Geçmiş istatistiklere bakıldığında, TL'deki hızlı değer kayıplarının genellikle kısa vade ile sınırlı kaldığı görülüyor. Bu anlamda kurların orta vadede yerini dengelenmeye bırakacağı ve yıllık ortalamalar bazında yükseliş olsa da hareketin, ekonominin dengelerini bozacak bir seviyeye ulaşmayacağı öngörülüyor.

Türkiye’nin oynaklık karnesi emsallerinden iyi durumda

Hesaplanan oynaklığa göre, gelişmekte olan ülkeler arasında Türkiye ile aynı sepette değerlendirilen Güney Afrika randında son 5 yılda yüzde 40'ları aşan, Brezilya reali ve Rus rublesinde ise yüzde 60'ın üzerine çıkan bir oynaklık görülürken, TL'de bu dönemdeki oynaklık yüzde 25'i geçmedi.

Gelişmekte olan ülke para birimlerinin tamamı, sıcak para hareketlerine bağlı olarak hareket ederken, ekonomi yönetimine olan güvenin ve toplumsal dinamizmin oynaklığı azaltan bir etkisi bulunduğu, Türkiye'nin de bu konularda diğer gelişmekte olan ülkelere göre avantajlı olduğu belirtiliyor.

Sahip olduğu avantajların yanında Türkiye'nin emsallerine göre bazı dezavantajları da bulunuyor. Bunların başında, enerji ve ham madde tarafındaki dışa bağımlılık nedeniyle süreklilik arz eden ve finanse edilmek zorunda olan cari açık geliyor. Cari açığın finansmanı konusunda tasarrufların yeterli olmaması nedeniyle yatırım ve sıcak para ihtiyacı, ekonomi yönetiminin önünde aşılması gereken bir bariyeri oluşturuyor.

Analistler, her gelişmekte olan ülkenin kendine özgü risk ve avantajlar barındırdığını belirterek, kurlardaki hareketliliklerin genel makroekonomik çerçeveyi değiştirecek boyuta hemen hemen hiçbir ülkede ulaşmadığını kaydetti.

Dolar/TL'nin, son dönemde artan oynaklığı ve yükselişi ile gündemde üst sıralarda yer aldığını vurgulayan analistler, geçmişteki hareketlere bakıldığında oynaklığın böyle yükseldiği dönemlerin, genel olarak en çok bir ay içinde yerini dengelenme sürecine bıraktığını dile getirdi.

Tüketici tüketmiyor, tükeniyor 2 bin 667 projeye 2,2 trilyon lira yatırım A Milli Erkek Basketbol Takımı finale kaldı Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Hiçbir anlamı yok Adalet Bakanı Tunç'tan kadına şiddete karşı 'sıfır tolerans' mesajı