Kartta, hayat kurtaran anları kimse hatırlamıyor

Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü Dr. Soner Canko, kart dünyasından bahsedilirken sadece tüketim aklımıza gelmesin diyor. Artık, ‘kart’ derken tüketicinin aklına ‘tasarruf’ ve ‘hayat kurtaran anlar’da gelsin vurgusu yapıyor

Abone ol

Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü Dr. Soner Canko, 2013’ü birçok kronik sorunun çözüldüğü bir yıl olarak değerlendiriyor. 2014’e kendi sektörünün penceresinden bakarken de daha yavaş büyüyeceğiz diyor. Geçen yıl gelen düzenlemeleri destekliyorlar. Yalnız telekomünikasyonda gelecek düzenlemede BDDK’dan son sözü beklerken “Sadece POS tefeciliğinin önüne geçmiş olsun, perakende sektöründeki büyümeyi gölgelemesin” temennisi içindeler. En önemlisi de Canko “Kart, olmayan bir talebi yaratmıyor, sadece kolaylaştırıyor” mesajını veriyor.

Bankacılıkta en medyatik konulardan biri de kartlardır. Mutlaka bir yerinden haber olur. En çok veri üretilebilen ve bu verilerinde kamuya açıklandığı alanlardan biridir. Kartlı ödemeler dünyasında verileri okurken biraz tersini de düşünmek gerekir. Mesela alışverişin yüzde 36’sı kartla yapılıyor derken yüzde 64’ünün nakit yapıldığını, cari açığa etki eden kısmın yüzde 9 olduğunu söylerken yüzde 91’i başka faturaların kabarttığını unutmamak gerekiyor. Kartlarla bir yılda 3.5 milyar adet ödeme işlemi yapıyoruz. Tabii kartla neleri aldığımızı incelerken sadece tüketmediğimizi tasarruflarımızın bir bölümünü de kartla yaptığımızı da hatırlamak lazım. Bugün tasarruflarımızı artırmak için devlet katkısının da olduğu BES poliçelerimizin yüzde 61’ini kredi kartlarıyla aldığımızı unutmayalım.

Kimse başına gelen iyi örneği anlatmıyor

“Büyük kitlelere hizmet veren her sektörde yüzde 100 müşteri memnuniyeti sağlayamazsınız” diyen Soner Canko, “Kredi kartı dediğinizde hep kötü örnekler anlatıldı. Ama kimse gecenin 12’sinde zor bir durumla karşılaştığında ya da çocuğunu 39 derece ateşle hastaneye götürdüğünde, ilaç aldığında 20 yıldır şikayet ettiğim kart 20 dakikada işimi çözdü demez. Bizde genel olarak aslında iyi örnekler anlatılmaz. Perakende sektöründe bu işin doğasında vardır. Maalesef böyle büyük kitlesel işlerin kaderi budur. Benzinci 24 saat çalışır ama kimse tuvaleti beğenmez. Halbuki yurtdışında açık benzinci bulmak için dolaşırsın, kendin doldurursunun ve soracağın bir şey varsa yetkili ararsın. Bizdeki gibi hafta sonu açık market bulamazsın, ekmeğini cumadan alırsın yoksa zorlanırsın. Sosyal medyada paylaşımlara baktığınızda Batı’da olumlu tavsiyeler bizde şikayetler ön plandadır. Sonuçta çok güldüğümüzde bile ‘Aman çok gülmeyelim yoksa ağlarız’ diyen bir milletiz” örneğini verdi.

Sektör bir yılda 5 düzenleme gördü

2013 yılı kartlı ödemeler dünyası için adeta düzenlemeler yılı da oldu. İlk düzenleme Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketici Kanunu’nu çıkarmasıyla başladı, aidatsız, yalın kartlarla ilgili düzenlemeler yapıldı.Hemen akabinde Merkez Bankası ve BDDK, ödeme sistemleri ile ilgili ana kanunu çıkardı. Kredi kartlarında ücret konusunu tam çözdük, rafa kaldırdık denildi ki başka düzenlemeler ardı ardına geldi. BDDK yeni kart alanların limitlerinin belirlenmesi özelinde bir başka düzenlemeye imza attı. Sonra bir baktık ki yine BDDK, kredi ve kartlarda Karşılıklar Tebliği’nde yeni düzenleme yaparak bankalara daha fazla sermaye karşılığı ayıracaksınız dedi. Tam bu düzenlemenin mürekkebi kurumadan beşinci düzenleme çıktı ve kredi kartında taksite sınırlamalar geldi.

Taksit, alınan ürünün ömrü ile sınırlı olmalı

Soner Canko ile konuşmaya son düzenlemeden başladık. Canko, kredi kartı taksitlerine getirilen düzenlemelerin aslında 1 Şubat’ta ‘taksitli’ hayatımızda çok büyük değişiklikler getirmeyeceğine inanıyor.Çünkü veriler zaten tüketici olarak bizim ortalama 9 ay taksit yaptığımızı gösteriyor.

Canko, “Kredi kartında taksit alınan ürünün ömrü ile sınırlı olmalı” vurgusu yaparak “İthalat bağımlılığını azaltmak, tasarrufları artırmak gibi çok önemli bir amaca giderken en büyük dileğim, kredi kartları günah keçisi, nakit yeniden kral olmasın. Kart çok medyatik bir konu. Ama unutmamak lazım ki kartlı ödemeler de kayıtlı ekonominin en büyük silahı. En büyük endişemiz nakit ekonomisinin artması dolayısıyla kayıt dışının artması” dedi. Canko, hane halkının tüketim harcamalarının yüzde 37’sinin kartla yapıldığı bilgisini paylaşırken son 10 yılda kartlı alışverişlerin payının yüzde 9’dan yüzde 37’ye çıkarak 4 kat büyüdüğünü ama veriyi okurken hala nakdin payının da daha yüksek olduğunu unutmamak gerektiğini de vurguladı. 

Bankalararası Kart Merkezi 2010 yılında Prof. Dr. Şükrü Kızılot ve Cem Kılıç tarafından hazırlanan bir raporu kampanyaya dökmüştü. BKM o dönemde kartlı ödemelerin kayıtlı ekonomiyi dolayısıyla vergi gelirlerini artırdığı, istihdama katkıda bulunduğu yani işsizliği azalttığını, milli geliri büyüttüğü mesajını verdiği kampanyayı da hatırlatan Canko, “Bu kazanımları da gözden kaçırmayalım” mesajını verdi.

Düzenlemelerin merkezinde cari açık hassasiyeti var. Peki kartla yaptığımız alışverişin ne kadar cari açık ile ilintili diye sorduğumuzda Soner Canko, ev, telekom, ofis aletleri gibi bazı ithal kalemlerini topladıklarını ve bunun cari açık içindeki payının yüzde 9 olduğu bilgisini paylaştı.

Kart, olmayan bir talebi canlandırmıyor

Canko, “Kredi kartı, olmayan bir talebi canlandırmıyor, sadece kolaylaştırıyor” tespitini de yaparak “İnsanlar ödeme yapmak için satın alma yapmıyor. Satın aldığı için ödüyor. Eğer sizin mutlaka almak istediğiniz bir eşya varsa onu bugün alamazsanız yarın, kartla alamazsanız nakitle alırsınız ama alırsınız” diye konuştu.

2008 yılından beri market ve akaryakıt harcamalarının taksitlendirilemediğini de hatırlatan Canko, “Taksit olmamasına karşın kartla yapılan alışverişte en büyük pay hala gıda ve akaryakıttadır. Toplam alışveriş içindeki market harcamalarının payı yüzde 15.1, akaryakıtın ise yüzde 11.4” ifadelerini kullandı.

Kartta sadece tüketimi görmeyelim 

Soner Canko, kredi kartlarının sadece ‘tüketim’ aracı olarak algılanmaması gerektiğini de vurgulayarak, “Biz uzun zamandan beri kart kullanıcısını bilinçlendirmek için kredi kartı bir kredilendirme aracı değil, ödeme aracıdır diyoruz. Bunun için web siteleri yaptık, kitaplar bastırdık. Kartınızı siz yönetin diyoruz. Banka kartıyla da alışveriş yapılabileceğini vurguluyoruz. Hesabınızda para varsa banka kartınızı kullanın tavsiyesini yapıyoruz. Kredi kartını sadece tüketim aracı olarak görmemek lazım. Bireysel emeklilik ödemelerini, yatırım fonu alımlarını da kartla yapıyoruz. Bunları düşündüğünüz zaman kartlar sadece tüketim aracı değil aynı zamanda tasarruf aracı da. EGM verilerine göre toplam BES’in yüzde 61’i kartlarla ödeniyor. Kredi kartı ile yapılan bireysel emeklilik ödemeleri 2012 yılında 3 milyar TL’ydi.Kartla yapılan sigorta sektörü ödemesi ise 15 milyar TL’ydi. 2013 yılında bunun yaklaşık 18.6 milyar TL olmasını bekliyoruz. Hatta bir KOBİ açısından bakıldığında kredi kartları aynı zamanda ticaret döngüsünü de sağlıyor. Biz verilerde sadece son tüketicinin değil KOBİ’nin mal alımını da görüyoruz. Biz kartla sadece benzin, gıda, bilgisayar almıyoruz, ticarette yapıyoruz. Distrübütörde KOBİ’ye cep telefonunu kartla satıyor” dedi.  

Yeraltı sularındaki azalma, kârı yüzde 10 düşürecek “Ülkenin birinci sorunu ekonomi değil Güneydoğu” Mersin'de yan yatan geminin mürettebatı kurtarıldı Borsa günü düşüşle tamamladı 'Ateşkes' derken İsrail yine Beyrut'u vurdu