Dolar borçlusu ülkelerde TL kabusu
TL'deki sert gerileme ve Türkiye'nin ekonomisindeki sorunlar, yatırımcının özellikle dolar cinsinden borç yükü ağır olan gelişmekte olan ülkelerden kaçmasına neden olabileceği belirtiliyor. Özellikle Arjantin, Brezilya, Güney Afrika topun ağzındaki ülkeler olarak gösteriliyor.
Abone olEvrim KÜÇÜK
Gelişmekte olan ülke piyasaları TL'deki değer kaybının etkilerinin azalmasıyla yeniden ivme kazanmaya çalışsa da Türkiye'nin bu sorunları aşmak için zamanının ve seçeneklerinin tükenmeye başladığı endişesi baskı yaratmaya devam ediyor.
Analistler, aralarında Türkiye'nin de olduğu birçok gelişmekte olan ülkelerin euro ve dolar cinsinden borçlarının büyüklüğüne dikkat çekerek, bunun önümüzdeki günlerde bütün finans piyasalarını olumsuz etkilemesi ihtimalinin bulunduğu uyarısı yapıyor.
Yatırımcılar TL'deki düşüşün, cari açığı yüksek ve yabancı sermayeye bağımlı olan diğer gelişmekte olan ekonomilerden sermaye çıkışlarına yol açabileceği konusunda endişeli. 850 milyar dolarlık Türkiye ekonomisinin küresel ekonomi içindeki payı sadece yüzde 1 olmasına karşın bazı analistler Türkiye'nin sorunlarının daha ciddi sorunların habercisi olabileceğini iddia ediyor. TL'nin yaklaşık beşte bir oranında değer kaybetmesine neden olan sert gerilemesi diğer gelişmekte olan ülke paralarında son 3 yılın en sürt düşüşüne neden oldu. Türkiye'nin 5 yıllık CDS'leri 2008 yılından bu yana en yüksek seviyeye gelmesine paralel olarak gelişen ülkelerin risk primi de hızla arttı. Merkez bankalarının parasal sıkılaştırmaya yöneldiği ve dolara erişimin zorlaştığı bir döneme yaklaşırken, yatırımcının yabancı para cinsinden borçlanma oranları yüksek olan ülkeleri cezalandırabileceği düşünülüyor.
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) verilerine göre küresel krizden bu yanaki 10 yıl içinde borçlarına 40 trilyon dolar daha eklenen gelişmekte olan ülkeler, oldukça kırılgan gözüküyor. Analistlere göre borçlarının büyüklüğü özellikle Brezilya ve Güney Afrika'yı hassas yapıyor. Online bankacılık grubu Swissquote'nin döviz stratejisti Peter Rosenstreich, işlemcilerin dolar yükümlülükleri fazla olan ülkelerden uzaklaşmaya çalıştığını belirtiyor. Arjantin, Şili, Meksika, Endonezya, Rusya ve Malezya finans dışı dolar borçlarının GSYH'ye oranının en yüksek olduğu ülkeler arasında bulunuyor. En büyük borç dağı Çin'de yükseliyor. Yılın ilk çeyreğinde borcun ekonomik büyüklüğe oranı yüzde 300'ü buldu. 2008 sonunda bu oran yüzde 171 civarındaydı. Ancak borcun büyük bir kısmı yerli yatırımcının elinde.
En yüksek kurumsal borç Türkiye'de
Credit Suisse'e göre Türkiye yabancı para cinsinden borçlanma konusunda gelişmekte olan ülkeler arasında en kritik noktada bulunan ülke. Türkiye'de finans dışında yabancı para birimi cinsinden kurumsal borçlanma oranı GSYH'nin yüzde 35'i. Gelişmekte olan ülke tahvil yatırımlarının yüzde 3 ila 5'i Türkiye bağlantılı. Analistlere göre tahvil piyasasında durumun kötüleşmesi cazip alternatiflerin azalması anlamına geliyor. Natixis'in Gelişen Asya kıdemli ekonomisti Trinh Nguyen de finans piyasalarındaki krizlerin bulaşmasında riskten kaçışın önemli bir faktör olduğunu ve en büyük etkinin dış finansmana bağımlı ülkeler üzerinde hissedildiğini söylüyor.
Guardian: Türkiye hepimizi kaygılandırmalı
İngiliz basınında dün Türkiye'deki sorunların tüm finans piyasaları için tehdit oluşturduğuna dair bir analiz yer aldı. Guardian gazetesinin ekonomi editörü Larry Elliot'a göre Meksika'dan Endonezya'ya, Brezilya'dan Arjantin'e gelişmekte olan piyasalar 15 yıllık bir süre içinde birbiri ardında krizler yaşadı ancak bu ülkelerde gelen uyarı sinyalleri dikkate alınmadığı için 2008'e gelindi. "Türkiye bunun için önemli" diyen Eliott, "Türkiye'ninki şimdilik yerelleşmiş bir kriz gibi görünebilir ancak kriz, bundan daha ciddi bir hal alma potansiyeline sahip" ifadelerini kullanıyor. Elliot, Türkiye'nin birçok gelişmekte olan ülke gibi ABD'de faizler düşükken, dolar üzerinden yoğun borç aldığını, böylece büyümesini kredilere bağladığını, ancak ABD Merkez Bankası'nın faizleri artırması ve doların güçlenmeye başlamasıyla bu büyümenin kırılgan bir hal almaya başladığını belirtiyor.
TL, Bayan Watanabe'nin gözünden düştü
TL, Japonların gözünden düştü. Türk Lirası'nda son günlerde yaşanan büyük satışlar, bu yıl paranın agresif alıcıları olan Japon perakende yatırımcılarını bile TL'den vazgeçmeye zorladı. İşlem platformu Tokyo Financial Exchange'den (TFX) alınan veriler, Türk parası cinsinden net uzun pozisyonların, TL'nin yüzde 20'den fazla değer kaybettiği cuma günü 894 milyon lira (137.35 milyon dolar) azaldığını ortaya koydu. Yüzde 35'lik düşüş anlamına gelen bu satış, bugüne kadarki en büyük düşüş oldu. Veriler, özel para birimi platformlarındaki tezgah üstü alım satım işlemlerinin çok büyük miktarlarını kapsamamakla birlikte, diğer marjlı ticaret işletmecilerinden yetkililer, liradaki pozisyonlarda benzer değişiklikler gördüklerini söylüyorlar. Lira, Türkiye'nin yüksek faiz oranları nedeniyle “Bayan Watanabe” olarak bilinen Japonya'daki bireysel yatırımcılar arasında oldukça popüler bir yatırım aracı. Bayan Watanabe, TL'nin yanında Güney Afrika Randı gibi diğer gelişen ülke paralarını elden çıkararak paralardaki düşüşün hızlanmasına yolaçtı. TFX verisine göre cuma günü 1.02 milyar dolarla 21 ayın en yüksek seviyesine çıkan rand uzun pozisyonları, randın yüzde 10 düştüğü pazartesi günü sert bir şekilde geriledi.