Yeni Orta Vadeli Program açıklandı

Türkiye ekonomisinin yıl sonunda yüzde 3,6, 2014 yılında yüzde 4, 2015 ve 2016'da yüzde 5'er büyüyeceği öngörüldü.

Abone ol

ANKARA - Türkiye'nin önümüzdeki üç yıla ilişkin makro hedeflerini gösteren Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı.

Enflasyon hedefi

Bugün itibarıyla  yıl sonu enflasyon hedefinin yüzde 6,8 olduğunu belirten Babacan, bunun yılbaşında öngördükleri hedefin biraz üzerinde olduğunu ifade etti. Özellikle Türk parasındaki değer kaybı ve enerji fiyatlarındaki gelişmenin bunda etkili olduğunu dile getiren Babacan, geçen yıl ekim ayındaki vergi ayarlamalarının da etkisinin olduğunu söyledi. Babacan, dolayısıyla yıl sonunda yüzde 6,8'lik enflasyon öngörüleri olduğunu, gelecek yıl için yüzde 5,3, 2015 ve 2016 için yüzde 5'lik enflasyon hedefleri öngördüklerini kaydetti. 

Cari işlemler açığı

Bu yılı yüzde 7,1'lik cari açıkla kapatmayı beklediklerini anlatan Babacan, şöyle konuştu: 

"Gelecek yıl  bu rakamı yüzde 6,4'e, 2015'te yüzde 5,9'a ve 2016 yılında da yüzde 5,5'e indirmeyi öngörmekteyiz. Kamu maliyesine, maliye politikalarımıza gelince, 2013 yılının toplam kamuda yüzde 0,9'luk bir faiz dışı fazlayla kapatmayı öngörüyoruz . Bu yılbaşında  öngördüğümüz rakamın bir miktar üzerinde. 2014 bütçemizi yüzde 1'lik bir faiz dışı dengeye göre yapmış bulunmaktayız. 2015 ve 2016'da da faiz dışı fazlamızı yine tedrici olarak artırarak yüzde 1,2 ve yüzde 1,3'e çıkarmayı hedeflemekteyiz. 

Borç stoğu

Başbakan Yardımcısı Babacan, bütün bunların sonucunda yıl sonu itibarıyla AB tanımlı borç stoğunun milli gelire oranının yüzde 35 olmasını beklediklerini ifade ederek, Avrupa ülkelerinde ortalama yüzde 90, ABD'de yüzde 100'ün üzerinde, Japonya'da yüzde 230'lara varan bu oranın, Türkiye'de yıl sonunda yüzde 35 olacağını söyledi. 

Türkiye ekonomisinin, tasarruf oranlarının düşüklüğü, enerjide dışa bağımlılık, üretim ve ihracatta katma değerin düşüklüğü gibi çok temel yapısal problemleri olduğunun altını çizen Babacan, uzun vadede cari açık sorununun çözümünün yine yapısal tedbirlerden geçtiğini söyledi.

Enerji verimliliği çalışmalarına ağırlık verilecek

Ekonominin enerji yoğunluğunu azaltmak üzere enerji verimliliği çalışmalarına ağırlık vermeye devam edeceklerini belirten Babacan, bununla ilgili eylem planı hazırladıklarını, bu çerçevede sanayide, konutlarda, kamu binalarında ne yapılacağına ilişkin çalışmaların sürdürüldüğünü söyledi. Bu konuda yeni teşvik ve yeni tasarruf programları oluşturacaklarını anlatan Babacan, "Yani sanayicimiz enerji verimliliği ile ilgili bir yatırım yaptığında onun karşılığını da devletin iyi bir teşviğini de beraberinde görecek. Bununla ilgili bakanlıklarımız şu anda bir model üzerinde çalışmakta" dedi. 

Önümüzdeki dönemde elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir kaynaklara ağırlık vereceklerini ifade eden Babacan, "Hidroelektrik, rüzgar, jeotarmal, biyokütle, güneş, bunların her birinde özel sektörün önünü alabildiğince açacak politikalar uygulayacağız. 2009 yılında çıkarttığımız yenilenebilir enerji teşvik yasası gayet iyi işlemekte. Orada da süresi yaklaşan konularımız vardı, şimdi onların da tarihlerini uzatma kararı aldık. Bu konuda özel sektörün önünü olabildiğince açacağız" diye konuştu. 

Petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri hızlanacak 

Yurtiçi ve yurtdışında petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerinin hızlandırılacağını, linyit kömürü ve jeotermal gibi yerli kaynakların arama ve üretim faaliyetlerini azami seviyeye çıkaracak tedbirler aldıklarını ifade eden Babacan, "Yani petrol, doğalgaz arıyorsa ya da kaya gazı arıyorsa nasıl madencilik sektöründe teşviğimiz varsa, benzer teşvikleri şu anda çalışıyoruz. Bunu arama çalışmalarında da uygulamayı düşünüyoruz" dedi. 

"KOBİ'lerin markalaşmaları, kurumsallaşmaları önem taşıyor"  

KOBİ'lerin de Ar-Ge, yenilik ve ihracat yapabilme kapasitelerini artırmaları gerektiğini belirten Babacan, "KOBİ'lerin markalaşmaları, kurumsallaşmaları ve yenilikçi iş modelleri önem taşıyor. Kamu Ar-Ge harcamalarının tahsisinde, özel kesim yatırımlarının yüksek dış ticaret açığı verdiğimiz sanayi kollarında üretime yönlendirilmesine öncelik verilecek. Piyasaların ve rekabet ortamının iyi işlemesi, fikri mülkiyet haklarının korunması, iş ve yatırım ortamının cazip ve öngörülebilir hale gelmesi desteklenerek yerli ve uluslararası doğrudan yatırımların artırılması sağlanacak" dedi.

Babacan, yatırımcılara uygun nitelikte yatırım yeri tahsisi yapabilmek için yeterli arsa üretiminin sağlanacağını ifade ederek, "Hazine arazileri başta olmak üzere yatırıma elverişli arazilerin envanteri çıkarılacak ve tahsis süreçleri etkinleştirilecek.Yatırım yeri konusunda çok daha etkin, adil ve hızlı bir formülasyon üzerinde önümüzdeki dönemde çalışacağız. İş ve yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik yaklaşımın bölgesel düzeyde yaygınlaştırılması, geliştirilmesi ve yatırımcının yerel düzeyde desteklenmesi de son derece önemli. 

Kayıtdışılıkla etkin bir şekilde mücadele edilecek 

Kayıtdışılıkla etkin bir şekilde mücadelenin devam edileceğini vurgulayan Babacan, şöyle devam etti: 

"Bu kapsamda; denetim kapasitesi artırılacak ve etkinleştirilecek, idarelerin uygulama kapasitesi ve bilişim altyapısı geliştirilecek, kaçakçılıkla mücadele, kurumlar arası işbirliği ile veri paylaşımı artırılacak ve toplumsal farkındalık yaygınlaştırılacak.Mali piyasaların sağlıklı işlemesine, finansal ürün çeşitliliği karşısında bireylerin bilinçli kararlar almasına ve yurtiçi tasarrufların artmasına katkı sağlayan finansal eğitim yaygınlaştırılacak."

"Tarihimizin en düşük tasarruf oranı"

[PAGE]

"Tarihimizin en düşük tasarruf oranı"

Türkiye'nin 2013 yılı sonu itibariyle toplam yurt içi tasarruf oranının yüzde 12,6'ya düştüğünü bildiren Babacan, "Tarihimizin en düşük tasarruf oranı yüzde 12,6. Sadece kendi tarihimizin en düşük tasarruf oranı değil, ama diğer ülkelerle mukayese ettiğimizde maalesef iyi bir noktada değiliz. Gelişmekte olan ülkelerin tasarruf oranının ortalaması yüzde 33,1. Çin istisnai, yüzde 49,7.  Hindistan'ın düşmüş hali yüzde 30. Bu hiç görmek istediğimiz, arzuladığımız bir tablo değil. Tasarruf oranlarımızın düşüklüğü bire bir cari açığa yansıyor. Yüzde 1 düştüğü zaman cari açığımız yüzde 1 yükseliyor. Makro ekonomik denklemde pekçok faktör var ama baktığınızda bunlar birbirini hemen etkileyen unsurlar" diye konuştu. 

"Maliye politikalarında çok sıkı bir duruş" 

Başbakan Yardımcısı Babacan, özellikle KOBİ ve ihracat kredilerini destekleyen düzenlemeleri hayata geçireceklerini belirterek, şöyle devam etti: 

"Merkez Bankasının, Eximbank'a kullandırdığı reeskont kredi limitini 5,5 milyar dolardan 11 milyar dolara, vade de 4 aydan 8 aya uzadı. Eximbank tarafından sağlanan ihracat sigorta poliçeleri Türkiye Cumhuriyeti Merkezi Yönetimi tarafından verilen garantiler gibi dikkate alınan bir risk azaltımı aracı haline getirildi. Bunu BDDK tüm bankalarımız için düzenledi. İhracat ve KOBİ'lere yönelik nakdi ve gayri nakdi kredilere uygulanan genel karşılık oranları düşürülecek. İhracat kredilerinde artık yüzde 0 ve KOBİ kredilerinde yüzde 0,5." 

Kamu kesiminde faiz dışında fazla verildiğinin altını çizen Babacan, "Milli gelirimizin yüzde 0,9'u, gelecek yıl yüzde 1'i, ondan sonra yüzde 1,2 oranında. Şu anda faiz dışı fazla üreten ülke dünyada artık çok çok az. Çoğu ülkenin bütçesine bakın faiz dışında hep açık veriyorlar. 1 puanlık faiz dışı fazla çok ciddi, sağlam maliye politikası anlamına gelmekte. Maliye politikalarında çok sıkı bir duruş anlamına gelmekte" dedi. 

Babacan'ın sunumu için tıklayın...

JTI sigara grubuna zam geldi! En ucuzu kaç lira? THY yılın ikinci çeyreğinde 22,1 milyon yolcu taşıdı Fidan: İsrail Haniye'yi kalleşçe bir suikast ile öldürdü Lufthansa, Orta Doğu uçuşlarını iptal etti Oyuncu ve tiyatro sanatçısı Sema Çeyrekbaşı hayatını kaybetti