Türkiye “Sefiller” arasında, Nasdaq rekor peşinde

Dünyanın en sefil 15 ekonomisi” listesi açıklandı. Venezuella'nın açık farkla başı çektiği listede Türkiye 9. sırada yer alıyor.

Abone ol

Ekonomi yayıncılığının önde gelen kuruluşlarından Bloomberg, “Dünyanın en sefil 15 ekonomisi” listesini açıkladı önceki akşam. Bu liste, her ülkenin enflasyon oranıyla işsizlik oranının toplamını yansıtan “sefalet endeksi” esas alınarak hazırlanıyor. Çok ciddi bir çöküş yaşamakta olan Venezuella açık farkla en listenin başında yer alıyor. Onu Arjantin, Güney Afrika, Ukrayna, Yunanistan, İspanya, Rusya, Hırvatistan ve 9. sıradaki Türkiye izliyor. Türkiye’nin gerisinde ise Portekiz, İtalya, Kolombiya, Brezilya, Slovakya ve Endonezya yer alıyor.

Türkiye dışında, listede yer alan ülkeler son yıllarda adı krizle anılmış olan ülkeler. “Başarılı yönetildiği” iddia edilen bir ekonominin bu listede yer alması olanaksız aslında ama Türkiye de o listede. 

Türkiye'yi faiz mi durdurdu?

Pekiyi nasıl oluyor da iktidar çevrelerince çok başarılı yönetildiği iddia edilen Türkiye ekonomisi bu listede yer alıyor? Altı ay öncesine kadar Türkiye’yi yönetmekte olan hükümetin başında bulunan ve halen Cumhurbaşkanı olan Sayın Erdoğan, Suudi Arabistan’a giderken uçağında bulunan gazetecilerle konuşurken sanki bu soruya cevap vermiş. Şöyle diyor Sayın Erdoğan: “Yatırım yarışı yok, bir duraklama içindeyiz. Faizler düşerse bu yatırımlar devam eder. İşsizlik sorununu çözmek için buna ihtiyacımız var. İşsizlik bakın çift haneye çıktı. Öyleyse burada bir kere paranın, finansın ucuza temini gerekir ki yatırım olsun.” Erdoğan, enflasyonun yüksekliğini de faizlerin yüksek tutulmasına bağlayarak, faizleri yeterince düşürmeyen TC Merkez Bankası’nı(TCMB) ve TCMB’nin bağlı bulunduğu bakanı eleştirmiş ve “faiz sebeptir, enflasyon da neticedir, bu da benim tezim”, demiş. Sayın Erdoğan’ın bu ilginç tezinin ekonomi literatürüne yapacağı katkıyı konunun uzmanları tartışabilir. Burada önemli olan, Sayın Erdoğan’ın Türkiye ekonomisinin bugünkü durumuyla ilgili olarak yaptığı gerçekçi saptamalar. Yatırımların durduğunu söylüyor Sayın Erdoğan. Buna bağlı olarak işsizliğin çift haneli rakamlara tırmandığını belirtiyor. Enflasyonun istenen noktada olmadığını da kabul ediyor ve hepsini faizlerin yüksekliğine bağlıyor. Sayın Erdoğan, ihracatın duraklamasını, yabancı yatırım sermayesi girişlerinin iyice yavaşlamış olmasını, özel sektörün tırmanan dış borcunun dolardaki hızlı artışla birlikte sorun yaratmakta olmasını ve Türkiye ekonomisinin 2008’den beri 10,500 dolar dolayındaki fert başına gelir düzeyinde patinaj yapmakta olmasını da kendi teziyle açıklayabilir her halde. Ortada olan acı gerçek ise Türkiye’nin, 12 yıllık AKP iktidarı sayesinde bugün “Dünyanın en sefil 15 ekonomisi” listesinin 9.sırasında yer almakta olması. 

15 yıl sonra Nasdaq

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2000 yılındaki Davos zirvesinin yıldızları, ‘yeni ekonomi’ teorisyenleri ve yeni teknoloji şirketlerinin harika çocuklarıydı. ABD’de ‘yeni ekonomi’ ve ileri teknoloji şirketlerinin hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq borsasının endeksi 2000 yılının Mart ayında 5040 puana erişerek müthiş bir rekor kırdı. ‘Yeni ekonomi’ mucizesini ve hisseleri muazzam prim yapan yeni teknoloji şirketlerinin karlılık potansiyelini sorgulayan, Nasdaq endeksindeki hızlı tırmanışın aslında bir balon olduğunu iddia edenler de vardı ama onların sesi de kısılmıştı o noktada. Bu şenlik uzun sürmedi, rekor kırdığı Mart ayı sonlarında inişe geçen Nasdaq endeksi hızla değer kaybederek 2002 yılının Ekim ayında 1,114 puana kadar düştü. 2008 öncesinde 2500 puanın üzerine çıkan Nasdaq endeksi krizde yeniden 1,300 puanın altına indi. Endeksin kriz sonrasındaki yükselişi ise Apple gibi, Google gibi, Amazon gibi şirketlerin son yıllardaki inanılmaz yükselişiyle hız kazandı ve 2000 yılının 10 Mart günü elde edilen 5040 puanlık rekordan 15 yıl sonra, 2 Mart 2015 günü Nasdaq endeksi yeniden 5000 puanı aştı. Apple’ın piyasa değerinin 757 milyar dolara, Google’ın 389 milyar dolara, Amazon’un 178 milyar dolara yükselmesi bu yeni tırmanışta önemli rol oynadı. Söz konusu şirketlerin ve bazı diğer ileri teknoloji şirketlerinin geleceğinin parlak görünmesi Nasdaq endeksinin yakında 5040 puanlık rekoru kıracağını ve yükselme eğilimini sürdürebileceğini düşündürüyor.

Sahte dolar nasıl farkediliyor? TÜYEMDER Başkanı Şeren açıkladı Hazırlıklar tamamlandı! 'Dijital Telif Yasası' Meclis'e geliyor Papa Francis, mayıs ayında Türkiye'ye geliyor Elon Musk hedef göstermişti... ABD'de 'Musk' endişesi büyüyor Teğmenlerin Yüksek Disiplin Kurulu süreci başladı